İkinci Dünya Savaşının sona erdiği ama tesirinin henüz geçmediği yıllar…
Tatarlar Mahallesinde iki katlı Etem Hocaların evi nde, ana babasıyla birlikte ailesiyle oturan; ortanca oğulları Cevdet bağa göçtüklerinde yanlarında bekçilik etsin diye bir köpek beslemeye karar verir. Yazın bağda ev ahalisine iyice ısınan Garip’e anası Hamide ninem çok iyi bakmış ve kendisini ona çok sevdirmiş. Ninem nereye gitse oraya gider, ona eşlik edermiş.
Güz gelip bağdan göçüldüğünde köpeğe bakmak sorun olmuş ama ninem köpeğe o kadar alışmış ki evin bitişindeki ahırda ona bir yer ayırmış. Eşeğin yanında aynı mekanda yaşamaya alışmaya başlamış.
Ramazan ayı bütün bereketiyle gelip çatmış. İlk günden komşularına, kapı kapı dolaşıp akşam Abbas Camisine teravihe beraber gitmeleri için haber vermeye çıkmış. Kendi mahallesindeki mescit kadınların teravih namazı kılmasına müsait olmadığından, Abbas Camisine gitmek zorunda kalıyorlarmış. İlk oruçlar bozulup, akşam namazları kılındıktan sonra komşular Etem Hocaların evinin önünde toplanmış.Herkes tamam olunca caminin yolunu tutmuşlar. Evin önündeki hareketliliği fark eden Garip yerinden kalkıp gelmiş ve ninem evden çıktı diye onu takibe başlamış. “—Oğlum! Hadi git evimize. Bak kalabalığız. Ben eve dönebilirim.” Diye Garip’e geri dönmesi için çıkışsa da; o kadınlar caminin ikinci katına çıkana kadar beklemiş. Ninemin çıkardığı, kokusundan tanıdığı, mest lastiğinin üstüne yatmış. Ninemin lastiklerinin çalınmaması için onu korumaya almış. Ama teravih namazı uzun sürdüğü için, canı sıkılmış. Bir süre daha beklemiş. Ninem gelmeyecek zannetmiş ve lastik pabuçları ağzına alıp eve dönmüş. Ahırdaki odun katarlarının arasına koymuş.
Teravihten çıktığında lastiğini bulamayan Hamide ninem camiden aldığı takunyalarla eve dönmüş, komşularıyla. Durumu evdekilere anlatmış. Etem dedem “—Üzülme hatun! İlk gün ihtiyacı olan biri almıştır. Yenisini alırız” deyip ertesi gün ilk işi aldığı yeni lastik pabuçları eve göndermek olmuş. İkinci günün akşamı teravihe yine aynı kafile aynı camiye gitmişler. Tabi ki arkalarında Garip de onları takip ediyormuş. O gece de Garip’in baş rolde olduğu aynı olaylar yaşanınca ninem, lastikleri çaldırdığını söylemeye utanmış ve o günden sonra teravihe gidemez olmuş.
Ramazan ortalarına doğru Kadefçi Etem, dedemleri ramazan davetine çağırmış. Garip de arkalarından takılmış peşlerine. Oruçlar açılmış, evde akşam namazları kılınıp, kahveler içildikten sonra, Kadefçi Etem dedenin hanımı Bal Ümmü nine : “—Abla! Teraviye Hacıbekir camisine gidelim. Bir hocası var, maşallah jet gibi! 10 dakikada teraviyi kıldırıyor.” Ninem geçen hafta başından geçen hırsızlık olaylarını anlatmaya çekinmiş. Şimdi yanlış anlaşılır. Teraviye gitmek istemiyor, bahane uyduruyor zannederler diye.
Neyse teravih namazı kılmak için evden çıkmışlar Ninemin evden çıktığını fark eden Garip hemen peşlerine takılmış. “—Oğlum Garip! Gelme arkamdan “ dese de camiye kadar eşlik etmiş onlara. Garip ninemin ayakkabılarının üstüne yatmış yine koruma amaçlı. Jet hocanın sayesinde erken bitince, Garip’in sıkılıp eve dönmeye zamanı olmamış. Ninem namazdan çıktığında, Garip’i ayakkabılarının üstünde yatarken görünce; daha önce olup bitenleri onun yaptığını anlamış.
Eve döndüklerinde, her yeri aramaya başlamış ninem ve kaybolan mest lastiklerini odun katarlarının arasında bulmuş.