1-MÜŞRİKLERİN PEYGAMBER EFENDİMİZE KARŞI TAVIRLARI
Müşrikler peygamberimizin kuran okuduğunu duydukça adeta gözleriyle onu yerinden kaydıracak
helak edecek veya etkileyecek, nazar değdirecek gibi bakıyorlar ve ona ‘mecnun: cinlenmiş’ diyorlardı.
Bu olayı şu ayetten öğreniyoruz.
—O inkâr edenler zikri (Kuranı) işittikleri zaman, nerdeyse seni gözleriyle devireceklerdi. ‘O mecnundur’ diyorlardı. Hâlbuki o, alemler için bir uyarıdan başka bir şey değildir. Kalem suresi ayet 51–52
2-KURAN OKUYANLARA SALDIRACAK BİR HALE GELMELERİ
Allahın ayetleri kendilerine okunduğu zaman yüzlerinde hoşnutsuzluk görünür, suratlar ekşir. O kadar canları sıkılır ki öfkeden, kendilerine Allahın ayetlerini okuyanlara bütün güçleriyle saldıracak olurlar. Bu hallerini kuran bildirmektedir.
Kendilerine ap açık ayetlerimiz okunduğu zaman kâfirlerin yüzlerinde hoşnutsuzluk belirdiğini anlarsın. Neredeyse kendilerine ayetlerimizi okuyanların üzerine saldıracaktır.
Hac suresi ayet 72
3-KURAN OKUNMASINA ENGEL OLMAYA ÇALIŞMALARI
Kuranın, günden güne gönüllere işlediğini, özellikle gençlerin onun çekiciliğine kapılıp Müslüman olacaklarını gören ve sözle kuran nurunu söndüremeyeceklerini anlayan müşrikler, birbirlerine kuranı dinlememeyi, başkalarının, kuranın etkisinde kalmalarına engel olmak içinde kuran okunurken gürültü etmek suretiyle onun işitilmesine ve anlaşılmasına mani olmalarını öğütlerlerdi. Ve böyle gürültü ederek
Kuranı başkalarının dinlemesine engel olmaya çalışırlardı. Bu olayı şu ayet bildirmektedir.
İnkâr edenler dediler ki: ‘ Bu kuranı dinlemeyin, o okunurken gürültü edin, belki ona galip gelirsiniz
Fusıslet suresi ayet 26
4-KURANI DİNLEMEK İSTEMEYİŞLERİ
Allahın ayetleri kendilerine okunduğunda kibir ve inatları yüzünden sanki kulaklarında perde varmış gibi duymaz, böbürlenerek dönüp giderler. Bunu şu ayet bildirmektedir.
—Ona ayetlerimiz okunduğu zaman sanki onlar hiç işitmemiş, sanki kulaklarında ağırlık varmış gibi büyüklük taslayarak döner. Onu acı bir azap ile müjdele Lokman suresi ayet 7
ABDULLAH B. MESHUDUN DÖVÜLMESİ
Abdullah B.Mesut ( R.A) bir gün zayıf yapısına rağmen, arkadaşlarının ikazlarına ‘ Allah beni korur’ diyerek Kâbe de müşriklerin duyacakları bir sesle rahman suresini açıktan okumaya başladı. Çevredeki müşrikler kulak kesildiler. Bir süre dinlediler.
—Nedir bu? diye söylendiler. İçlerinden biri:
— Muhammed’e indirilen ayetlerden bir kısmı cevabını verdi kalkıp geldiler. Abdullah B.Mesudu dövdüler, yaraladılar oda bu haliyle müslümanların yanına döndü. Müslümanlar üzüldü.
—Bak işte korktuğumuz oldu, dediler. Abdullah
—İsterseniz yarın yine gider okurum. Müşrikler bugünkü kadar bana hiç hafif gelmemişlerdi, dedi. Arkadaşlarını teselli etti.
—Yok yeter. Sen onlara duymak istemediklerini duyurdun, bu kâfi dediler. Abdullah B. Mesut kâbede ilk defa açıktan kuran okuyan ve bu yüzden dövülendi. Kim bunu denemeye kalktı ise gördüğü hep aynı muameleydi.
—Hatta müşrikler sadece kâbe de değil başka yerlerde de kuran okunmasına tahammül edemezlerdi. Hazreti Ebu Bekir’in evinin bahçesindeki özel mescidinde de kuran okumaktan men ettiler.
Peygamberler ve Tevhid Mücadelesi N. Mehmet Solmaz – Doktor İsmail Çakan
Aziz okuyucu müşriklerin yani ‘ tanrıya ortak koşan, birden fazla tanrı inancında olan’ bu insanların
Kurana karşı yaptıkları olumsuz hareketlerini bilginize sunmaya çalıştım. Asla Başarılı olamamışlardır. Zaman onların aleyhine çalışmıştır. Allah –kuranı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da şüphesiz ki, biziz. buyurmaktadır. Hıcr suresi ayet 9
Öte yandan kuran varlığını, galibiyetini başarısını dünyanın sonuna kadar sürdürecektir. Bu da hafızların sayesinde olacaktır. Öyleyse kuran kurslarını ilgi gösterelim. Destek olalım. Başarıları için yapmamız gereken her şeyi yapalım. Özellikle Diyanet işleri başkanlığı Buldan Kuran kursuna sahip çıkalım. Orada hafızlar yetiştirelim. Böylece hafızlık kervanına Buldan olarak bizde katılalım. Zira memleketimizin muhtelif yerlerinde başarı ile sürdürülmektedir. Örneğin İzmir de Kestane pazarı, İsparta da Mekke vakfı gibi. 04–12–2013
SALİH GEYİK
EMEKLİ DİN GÖREVLİSİ
Yorumlar
Kalan Karakter: