Bugün ülkemizde ve Buldan’da kadın olmaktan bahsedeceğim biraz. O kadar güzel bir ülkede yaşıyoruz ki aslında. Kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla, taşıyla, toprağıyla dünyanın başka hiçbir ülkesinde olmayan değerlere sahibiz. Kendini medeni olarak adlandıran birçok ülkeden çooook daha önce kadınlara seçilme hakkı verilmiş. Minnet ve saygıyla sandığımız Atamız Mustafa Kemal Atatürk 5 Aralık 1930 kazandırmış bu hakkı bize.
Ülkemizde kadının yaşama attıklarını kimse inkar edemez. Bizim memleketimizde kadınlar yeri gelmiş ülkesini savunmak için erkeğiyle omuz omuza savaşmış yeri gelmiş evine ekmek parası kazanmak için gece gündüz üretmiş ama her zaman evinin kadını çocuklarının annesi olmuştur.
Buldan’da kadının üretime katkısı asla yadsınamaz. Hierapolis’te bulunan bir yazıtta amfitiyatroya gölgelik yapılması için o dönemin ileri gelen tekstilci bir iş kadınının metrelerce kumaş hediye ettiğinden bahsedilir. Bundan anlaşılıyor ki memleketimde binlerce yıl öncesinde bile yapılan tekstil üretiminde kadınlar yine başroldeymiş. Şimdi tamamen modern koşullarda yapılan maalesef şimdi yok olmaya yüz tutmuş tekstilde el işçiliğinde kadının rolü çok büyüktü. Öyle ki, hatırlıyorum parmaklarımız iplik tutmaya başladığı günlerden itibaren hepimiz örtülerini uçlarına koza yapıp mazur makinalarında mazur sarıp harçlığımızı çıkartmaya başlardık. Evinde işlerini bitiren kadınlar sokağa bir minder atıp sohbet ederek yapardı çoğunlukla koza bağlama işini (şimdi artık bunu makineler yapıyor çoğunlukla). Şu an tekstil üretiminin modernleşmesi, kentin fiziksel koşullarının ve aile yapısının değişmesi nedeniyle maalesef bu anlattıklarım anılarda kaldı.
Anılarda kalanlar sadece bunlar mı? Eski aile fotoğraflarımıza baktığımda bunların Buldan’da yapıldığını görmek şaşırtıcı. Gayet modern kıyafetler içinde Cumhuriyet Baloları, dönemin ünlü sanatçılarının konserleri, her hafta gidilen sinemalar artık bir hayal. İnsanın aklına peki şimdi modern dönemdeysek o dönem yaşam tarzı neydi diye sorası geliyor insanın.
Ama Buldan’da bu modernleşme sürecinde kadınlar kendini hiçbir zaman geri çekmedi. Sadece tekstil üretiminde değil kentin yönetiminde ve üretiminde kendini çok güzel ifade ediyorlar. Belediye Meclisinde görev alan Buldanlı Kadınlarla gurur duyuyorum.
Ülkemizde kadınların genel durumundan bahsedince canımızın sıkılmaması mümkün değil. Hep bu işte bir terslik var diyorum. Zamanında yüreğinin en özel yerine koyduğun, aynı yastığa baş koyduğun bir kadına nasıl oluyor da canavarca davranabiliyorlar insanın aklı alır gibi değil. Hadi psikolojik sorunları olan insanlar bunu yapıyor, neden adalet sırtını dönüyor kadınlara. Bu konuda en kısa sürede bir çözüm oluşturulacak en büyük dileğimiz.
Yeni bir yıla girerken en büyük dileğim “Kadına şiddetin son bulduğu, kadınıyla erkeğiyle,çocuğuyla hayvanıyla, tüm değerleriyle hep birlikte huzur ve refah içinde bir ülke”. Umarım tüm kötü günlerin geride kaldığı güzel günler bizi bekliyor.
Sevgiyle kalın...