- Amma çene var ha sende, sus galan iki laf biz edelim gari, dedi Hüdülerin Yusuf Çürüklerin Kemal’e.
Çürüklerin Kemal’in o gün çenesi düşmüştü gerçekten. Adeta kendinden geçiyordu muhabbet ederken.
- Enki gada çene iyi değildir oğlumuz, aklıcığını bile oynadıverisin Allah korusun, diye devam etti Hüdülerin Yusuf.
- Üle bizim oğlan evde garı gonuşdurmeyo yalım sene, buraya geldin mi çenen durmeyyo nahasın.
İki eski arkadaş oldukları için şakalarını da kaldırabiliyorlardı. İleriki masada oturan Goçulların İbram oturduğu yerden seslendi bunlara.
- Allah muhafaza ya kafayı gaçırısın yada donuna işettirirsin adamın demedi deme. Accık az gonuş üle hey akıdeş.
İki arkadaşta oturdukları yerden baktılar Goçulların İbram’a doğru. Hüdülerin Yusuf yanlarına çağırdı Goçulların İbram’ı.
- Üle gelsene sen hu yanna doğru. İki iki dört deyelim iki beşlik bozalım.
Oturduğu yerden kalktı geldi yanlarına Goçulların İbram, kahveci Halil İbram’a üç çay söyledi, başladı muhabbete.
- Bak akıdeş Kemal, çenen hakketten çok çıkıyo, sınıttırıveriyon bazen insanlara. Vaaceğin yere vaameyyon, dolaşdırıp duruyon lafa. Aynı seninkinden Abıkların Üsen’in çenesi de çokdur. Yolda yolakda göödünmü yolunu değişdirirsin. Geçen gün marangoz Ümmet’in dükkeninin önünde bi Yeniçamlı köylü yaşlı bi amcayı bi yakaladı. Bende Ümmet’in orda cam kesdirmeye geldiydim. Akıdeş bi saat Abıkların Üsen hiç susmadan gonuşdu. Bunların Sarıçalı’da bağları vaamış meres. Onda dayısı bunları gandırmış, imza almış bunların elinden. Anasının meresini veemişle. Üle akıdeş bi ananadıyo emme, zeytin ağaçlarının nasıl diklidiğinden, anasınnan ikisinin bağdan daş deynediğinden. Yeniçemli köylü dayın ha bire kafa salleyyo. Üsen habire annadıyo gari.
Adamcık elinde bastonlan tingildeyip duruyo garşısında, Üsen – Du biyon hunu da deyveren bunu da deyveren- deyo gine başleyveriyo anlatmaya. Adamcık – Üle akıdeş bende prostat va, hinci donuma işicem- deyo, Abıkların Üsen adamın önüne geçiyo kaldırımdan enmesin deye. -Du gari hunu da deyveren- deye adamı durduruyo. En nihayet adamcığın paçalarından yavaş yavaş sulaa sızmaya başladı. Köylü dayın elindeki basdonu havaya kaldırdı, bi bağırdı buna gari – Annat gari deyusun oğlu annat, bene donumu işettirdin, hiç susma galan annat” deye bağırı bağırıvedi.