Ardı ardına selalar veriliyordu o gün Çarşı Camisinden. Artık köyler mahalle olmuş, köylerden ölenlerin selaları da veriliyordu. Moramıdın Kahvedekiler kulak kabarttılar hocanın sesine. Tanıyamadı ihtiyarlar, Dımbazlar’dandı ölen.
- Allah rahmet eylesin, dedi Burunsuzların Ayhan. İster zangin ol, ister fukara, ille de gircen o gara toprağa, diye devam etti.
- Çaresi yok, ölüm Allah’ın emri, dedi Hacasanların Rasim. Gurtuluş yok akıdeş, vakdi saati gelen gidcek.
Muhabbet yavaş yavaş çıkacak gibiydi. İleriki masadan Hayırsız Durmuş çekti geldi sandalyeyi, muhabbete katılacaktı.
- Üle abey, zenginde ölcek, fakir de ölcek ya, zenginin cenazesi galabalık oluyo, emme fakirinkinde cemaat bulunmeyyo ya, dedi.
Hacasanların Rasi gevrek gevrek güldü “Üle Hayırsız, neynicen sen, sen ölcek olursan söz ben Moramıdın Gavedekilerin hepiciğini toplucem hemide seni depe gömcen, aha işde sene söz veriyom” dedi. Gülüştüler kahvedekiler hep beraber.
- Eskilerden anladırladı, bi zenginin ufacık gızı vaamış, bubasına “Üle buba, bu fakirle paramız yok deyip duruyola, iki tenke altınları da mı yok buncazların” deye soramış, zengin ne bilsin fakirliğin ne olduğunu de mi akıdeş, dedi Burunsuzların Ayhan.
- Üle akıdeş hinci, ölü evleri düğün evlerini geçti gari, bi çalgısı eğsik, diye girdi söze Yaşgulakların Fehmi. Muhabbetlen bir alakası da yoktu ama nasılsa dinleyen var diye başladı anlatmaya.
- Geçen gün bizim gonşunun dünürü öldü Ötüyaka’da. Garıylan bir buruşmaya gittik. Baaçaya oturmuş eekekle. Bi muhabbet bi muhabbet, gah gah gülüyola. Cıbala ootalıkta goşdurup yörü, durun çüşün deyen yok. Bakdım bakdım da – Gaç aman deyenlerin ölgülük bilen galmamış- dedim kendi kendime.
- Çok oldu hey akıdeş o işle biteli dedi Burunsuzların Ayhan, naha senin işlerin. Epey oldu İncigara Süleyman amcanın garısı vefat etti. Evin önünde duasını etcez, cenazeyi Çaaşı Camisine alık gitcez gari. Hoca daha duayı etmeden İncigara Süleyman’ın yanına bi garı yanaşdı. Peşdimal üslüğü guşanmış, İncigara Süleyman amca ırahmetlik hemen gızı veriydi bi şeye. Onu gızdıran deye, “ Süleyman Ağa, isdeyosan galıveren” dedi. İncigara Süleyman kalgıyı kalgıyı veedi gari sinirinden. “Ülen kadın, hu oota yede yatan kim, git ocağı sönesice, defol, daha garıyı defnetmemişsik, sen utanmıdan ben sene varam debban” deye bağırı bağırı veedi. Emme millet yeelere yattı gülmekden. Onunkinden ölen öldüğünden galıyo, hayat devam ediyo hey akıdeş.