-Üle ne olupba bunlara, millet patır patır dökülüpba, tavuklarınkinden gıran girdi yalım insancıklara, dedi Gırhalların Ümmet, karşısında oturan Değmancıların Fehmi’ye.
Moramıdın Kahvesi tenhaydı o gün. Oyun yasak olduğundan gençler gelmiyor, üç beş ihtiyarda çene çalıyor, geçmiş günlerden konuşuyorlardı. Ara sıra Kahveci Halilibram’ın esnemesiyle sözleri bölünüyordu.
- Kovit va kovit, sizin gibilere alıp alıp gidiyo mezere. Yin paranızı deyom ben size yin, siz yimesseniz aakanızdakinle çatır çatır yicek paranızı, demedi demeyin eğer olsun, diye seslendi ihtiyarlara Kahveci Halilibram.
- Akıdeşle, ben geçen gün höle bi düşündüm de, ne insancıkla gitti öbür tarafa. Eveli ufacıkkene mahallemizde dede, amca deye epey bi insan vaadı. Hinci yaşlandık, bizle dede, amca olduk. Bizlerin abey deyebilceği kimse bile galmadı ortalıklaada. Şaka maka bize de yolculuk görünübba, dedi gülerek.
- Eee ya, boşuna demeyyoz yi paranı deye, bi ayağın çukura girmiş, yüzün toprağa bakıbba, diye cevap verdi Değmancıların Fehmi.
- Ve akıdeş Halilibram huncazlara üç çay, bene gine laf sokmaya başladılar, dedi ve başladı anlatmaya,
Bi de bizim o yandan bi akıdeş va. Her Allah’ın günü şarap içe, ben de haftada bi şişe alıverim buna. Yirmi beş lere veeerim, bi şişe şarap yirmi beş lereymiş. Geçenlede durdurdu bene, “Eee dayı borcunu öde gari dedi”. “Eh” dedim, elimi cebime attım, bi baktım elli lere param va. Dur hurdan bozduran da verem dediydim, çekdi aldı elimden. “Üle dayı ne gerek va bozdurmeye, gelcek haftanınkini de veemiş olursun” dedi. Ülen dürzüye bak, sanki benlen ortaklığı vaamış gibe şarap parasını da peşin alıyo benden.
İbrahim abi yazılarını devamlı okuyorum.çok güzel abi süpersin.