ÇOCUK OYUNLARI (DEVAM)
20-KÖREBE- Bir ebe seçilir. Gözü bağlanır. Yere çömelir. Çocuklar ona soruları sorarlar. “Nene ne arabban(Arıyorsun). – İnne (İğne). – İnneyi ne yapcen(Yapacaksın) – Kese dikcem, -Keseyi ne yapcen? –Daş (Taş) doldurcem. Daşı ne yapcen? – Ev yaptırcem, -Evi ne yapcen?- Gelin getircem, -Gelini ne yapcen?- Eğmeğ (Ekmek) pişiddircem, - Eğmeği ne yapcen? - Yiyip yiyip boku dereye attırıvecen” der, döner. Çocuklar ebenin kıçına vurur ve kaçarlar. Herkes bulunduğu yerden ellerini çırpar. Bu seslerden ebe, çocukların olduğu yeri keşfeder, onları yakalamaya çalışır. Yakaladığı çocuğu adı ile bilmesi lazımdır. Eğer yakalarda ismini bilmezse” Çömlek patladı” denir. Yeniden gözleri bağlanır. Eğer bilirse ebe yakalanan çocuk olur.
21- KIRMIZI BEYAZ- Oyuncular kırmızı ve beyaz olmak üzere iki eşit gruba ayrılırlar. Yazı mı, tura mı? diye para havaya atılıp hangi tarafın ebe olacağı belli olur. Kırmızıları ebe kabul edelim. Bunlar beyazları yakalamak için koştururlar. Yakalanan olursa olduğu yerde durur. Yakalayan başka birine koşar. Yakalanan (Vurulan) kolları açar ve arkadaşlarının kendisini kurtarmasını bekler. Beyazlar ebelere vurulmadan arkadaşlarına dokunarak onları kurtarır. Kırmızılar bütün beyazları vurunca oyun biter. Gruplar yer değiştirir. Oyun da böyle sürüp gider.
22- KAYDIRAK OYUNU- Her oyuncu kendisine el içi büyüklüğünde yassı, düzgün, eni 1-2 cm arasında bir taş bulur. Buna Kaydırak(Kayrak) denir. Oyun için geniş bir alan lazımdır. Oyuncu sayısı serbesttir. Alanın bir tarafına büyük bir taş konur. Bunun hizasında ve birkaç metre uzağında 7-8 tane kiremit kırığı üst üste konularak dikilir. Taş ile kiremit arasına, biraz taşa yakın olacak şekilde dikine bir çizgi çizilir. Oyuncular bu çizgi üzerinden ellerindeki kaydırakları büyük taşa yakın olacak şekilde atmaya başlarlar. Büyük taşa yakın olan kaydırağın sahibi birinci olur. Ondan sonra gelenler ikinci, üçüncü, dördüncü gibi arka arkaya sıralanırlar. Kaydıraklar büyük taşın yanından kiremitleri devirmek için atılır. Kiremitleri deviren çıkar. Çıkanın yerine yeniden kaydırak atılarak, sıra tayin edilir. En son kalan deviremeyen kişiye de iki veya üç taş hakkı tanınır. Devirirse aynı işlemler herkes tarafından yine tekrarlanır. Eğer kalan oyuncu kiremitleri deviremezse oyun onda kalır. Yani ebe olur.
Ebe olan kişi kiremitlerin olduğu tarafa geçer. Herkes büyük taştan kaydırak atarak kiremitleri devirmeye çalışırlar. Devirirlerse ebe diker. Deviremezlerse kaydıraklarını almaya çalışırlar. Çizgiden dışı yasak olan bölgedir. Çizgi içine girenler yasak bölgeye girmiş olurlar. Çizgi içindeki ebe yakalarsa, yakalanan ebe olur. Eğer çizgide yakalanmadan geçerse, kaydırağına basıp “Memiş” derse, ebe onu tutamaz. Eğer kaydırağa basmadan yakalanırsa, ebe yakalananda kalır. Eğer yakalanmamışsa, başkalarının kiremitleri devirmesini bekler. Yahut ta taşı ayağının üstüne koyup çizgiden çıkarmaya çalışır. Kaydırağı çizgiden çıkmadan düşürürse kaçar. Ebe yakalarsa ebe onda kalır. Düşüremezlerse büyük taşın yanından yeniden kaydırağını atıp, kiremitleri devirerek öbürlerini kurtarmaya çalışır. Böylece oyun devam eder. Kim yakalanırsa oyun onda kalır. Ebenin yerine o ebelik yapar. Ebe kızıp çıkarsa öbürleri kiremitleri kırarak onunla alay ederler.
23-İNNİNNİCE- Kışın evlerde oynanan bir oyundur. Çocuklar oturup ayaklarını uzatırlar. İçlerinden biri her hecede bir ayağını tutar ve şunları söyler.- İnninnice kuş dillice, iri morlu götü boklu, tos tus ingili bırak pis. Pis kelimesi kimin ayağında kalırsa o ayağını geri çeker. En son ayak kimin ise ona sorulur. “İğne mi, iplik mi?” denir. İğne derse her tarafı çimdiklenir. İplik derse yerde sürürler.
24- MOR MENEKŞE- Çocuklar iki gruba ayrılırlar. Her grup aralarında bir başkan seçer. Karşılıklı durup el ele tutuşurlar. Birinci grup ilk defa oyuna başlar. Bunlar karşılıklı sözler söyleyeceklerdir. Birinci grup söze başlar. Mor menekşe mor menekşe, bizden size kim düşer? Başkan öbür gruptan bir çocuk ister ve cevap verir. Karşıki gruptan … düşer. Diyelim ki “Ayşe düşer” dedi. Ayşe koşarak gelir. El ele tutuşan çocukların ellerini açarcasına onlara çarparak geçer. Elleri açabilirse o gruptan birini seçer, kendi grubuna götürür. Elleri açamazsa kendisi o gruba kalır. Gruplar fazla esir almaya çalışırlar. Fazla esir alan grup galip sayılır.
25- MAZI ÜTMECİ- Mazı ormandaki ağaçlardan, Azad ya da Çalı denilen bir tür meşe ağaçlarından toplanır. Yuvarlağımsı bir çekirdeğe benzer. İki şekilde oynanır. Mazı Dikmeci- Mazılar aralıklı olarak dikilir. Sonra ilerideki taş ebeye çocuklar, ellerindeki bilyaları(Mazıları) atarlar. Önce atacaklar yakınlık sırasına göre tespit edilir. Birincisi atar. Yerdeki mazılardan birini vurursa onu alır. Vuramazsa attığı yerde durur. Diğer çocuklar atarlar, onlarda sırasıyla atarlar. Yerden mazı atanlardan birinin mazısını vururlarsa ondan mazı alırlar. Vurulan oyundan çıkar. Yalnız tek şart yerden mazı almaktır. Yerdeki mazı biterse oyun yeniden başlar ve devam eder. Karış Vuruş- Oyuncular bilyalarını(Mazılarını) atarlar, diğerleri de atar, oyun böyle devam eder.
26- OLSUN OLSUN… NUMARA KABAK OLSUN- 5-10 çocuk biraya gelince oyunu zevkle oynarlar. Çocuklar bir den başlayarak bir numara alırlar. Gruptan bireylerden biri oyuna şöyle başlar. –Oh olsun, 2 numara kabak olsun. Bunu duyan 2 numara kabak olmayı kabul etmez ve şöyle der – 2 numara neden kabak olsun? Olsun, olsun 4 numara kabak olsun. Oyun böylece tekrarlanarak devam eder.
27- ÖĞRETMENCİLİK OYUNU- Çocuklar beşer kişilik gruplara ayrılırlar. Her grup aralarından birini öğretmen seçer. Diğer oyuncular 5 metre uzaklıkta yüzleri öğretmene dönük olarak geniş kolda dururlar. Her öğretmende bir top vardır. Oyun başlayınca öğretmenler topları birinci çocuğa atarlar. Onlar da topu hemen geri gönderirler. Öğretmen bu kez topu ikinci çocuğa atar. Oyun böylece sonuna dek sürer. Sonuncu çocuk topu tutunca koşarak öğretmeninin yanında durur. Bu kez öğretmen sıranın başına geçer. Oyun, her oyuncu bir kez öğretmen oluncaya kadar sürer. Çabuk bitiren takım birinci olur.