Bu hikâyenin uzun yıllar önce Buldan kırsalında yaşandığı rivayet edilir. Öksüz ve yetim kalan Üsen’i ninesi büyütmüş. İlk mektepten sonra onu köyün tek demircisi Demirci Uma’nın yanına çırak vermiş. Kısa sürede mesleği öğrenen Üsen köyde herkes tarafından çok sevilirmiş. Delikanlı olup, askere gitme zamanı gelip çatmış.
Köyün genç kızları su doldurmaya, delikanlıların Kız Ambarı adını verdikleri pınara gitmişler. Delikanlılar da ilerde kendilerine eş olabilecek yavuklularını bu pınarın başında beğenirlermiş. Üsen de pınara giden yollarda gezinmeye başlamış, kendine bir yavuklu bulmak için. Köyün genç kızlarının çoğu Üsen’i beğenirlermiş ama Üsen gönlünden geçen güzeli bulamamış henüz.
Bir vakit sonra köye dışarıdan bir aile göçüp gelmiş. Köyün dışına doğru bir eve yerleşmişler. Ailenin karakaşlı, kara gözlü, simsiyah saçlı, güzel mi güzel bir kızları varmış. Üsen kıza, görür görmez vurulmuş. Kara kız da yağız delikanlı Üsen’den hoşlanmış, kısa zamanda.
Üsen’ in askerliği iyice yakınlaşmış. Başlamış ninesini sıkıştırmaya. “—Nine! Askere gitmeden kara kızı bana iste. Nişan yapıp da gideyim. Gözüm arkada kalmasın.” Alelacele ninesini görücüye götürmüş. Yabandan gelen kızın ailesinin gelenek göreneklerinde başlık parası istemek de varmış. Merakla müjdeli haberi bekleyen Demirci Üsen maalesef ninesinden o güzel haberi alamamış. Çünkü ailenin talep ettiği başlık parasını ödeyecek maddi güçleri yokmuş. Kızı kaçırmaya karar vermiş. Ancak ninesi “-- Kaçırırsan hakkımı helal etmem.” Demiş ve asker dönüşü kızı alıvereceğine söz vermiş torununa. Bu söz üzerine Demirci Üsen askere gitmiş. İki yıl boyunca köye gelememiş. O süre içinde köyde hali vakti yerinde koca adamın birisinin karısı vefat etmiş. Adam karısının kırkı çıkmadan başlık parasını bastırıp, kara kızı kendine eş olarak almış. Demirci Üsen’den haber alamayan kara kız istemiye istemiye gelin gitmiştir, koca adama.
İki yılın sonunda askerliği biten Demirci Üsen köye döndüğünde sevdiği kız ile olup bitenleri öğrenir ve kahrolur. Bu olup bitenlerden öte, bir de köyde dedikodu yayılmaya başlamıştır. Koca adam kahvede veya dışa gittiği zaman köyün gençleri kara kızın evine girip çıkmaya başlamışlar. Arkadaşlarından öğrendiği bu dedikoduyu içine sindiremeyen Demirci Üsen, bu olup bitenlerin sebebi olarak, Kara kızın babasını ve kocasını görmektedir. Bu iki kişiyi öldürmeyi kafasına koyar. Dedesinden kalma av tüfeğini alır, akşam olunca köy kahvesinin yolunu tutar. Aradığı kişileri kahvede otururlarken yakalar. Tüfeği ikisine birden doğrultur ve kahvenin ortasında, herkesin gözü önünde öldürür iki yaşlıyı. Hemen olay yerinden uzaklaşır. Köyü terk eden Demirci Üsen bir daha köye dönmez.