Yaz günü bir ikindi vakti. Gocagarılar bir ellerinde yer minderleri, diğerinde sarı üslük kaasnağı Tarakçı Nadir’in Abbas meydanındaki evinin önünde oturmuşlar.
Hanım Âşa Nine: Böyün ben hepicinizden evvel geldim. Torunu Yonca altına yolladım. Dondurmacı İdris’den bir galıp gar alıp gelcek. Evde gızanlar vişne şurubuyla garlama hazırlayıp getircekler buraya. Allaha emanet benim gızanla bek güze söz dinlele.
Bal Ümmü Nine : Benim bi gız torun va, dostla başına! Geçenlerde “Yavrum ocak gaşındaki sındıyı al da esaçımı kesive dediydim. Senmin buyuran! Açtı ağzını, yumdu gözünü “ Nine! Saç kesen Münevvere git. O güzel kesiyo. Kim bu saç kesen Münevver? Dedim. Kadın berberi nine. Yeni açıldı. Kuaför deyola! Hem sıra beklerken fotu ruman mı ne, adını dilim dönmeyo.Onları okuyomuş şimdiki gençler! Benim torun da alışmış, her hota Akça Etem’n ordan fotu ruman alıp geliyo. Elinden düşmeyo hiç!
Kasap Nine: Az önce geçtiler, gördünüz mü? Sarı gızla, gara gız! Gene sinemaya gidiyordur sıyrıkla! Goca bulmaya gidyorla her hota emne ne alan va, ne de isteyen bu goca gızları!
Fadime Nine: Devir değişti gari gâdeş! Sinemaya gitmeyle olmeyo bu işler. Güzelleri çocuk yaşta gapıveriyo zengin aileler. Garibanlar gız olsun, oğlan olsun ortada galıyola.
Hanım Âşa Nine: Yukarı Hastaneye yeni bi toktur gelmiş. Bizim mahalleden de ev tutmuş. Adam hiç evlenmemiş. Nerden duyuvediler bu insanlar hemen. Adil toktur deyola. Gariban dostuymuş. Evinde muayene ediyomuş. Fakir fukaradan para almadığı gibi, elinde varsa ilacını da veriyomuş debbala!
Bal Ümmü Nine: Bu Sarı gız da alışmış tokturun oraya gitmeye. Hotâda bir gidermiş tokturun yanına. Hasta falan değilmiş haspa. Derdi başka. Tokturun aklını çelip, beni beğenip alsın deye süslenip püslenip öyle gidemiş.Bakmış toktur Sarı gız her hôta uyduruk şeylerden ötürü gelip duruyo! Bakkaldan iki kutu renkli şeker alış. Sarı gıza demiş “ Bayan! Her gün bu haplardan birer tane yut! Bitine kadar hiç bişecin galmaz. Bi daha buraya gelme!”
NOT: Buldan’ımızın tarihine, kültürüne ve tanıtımına ışık tutabilecek BAYRAKTAR adını koyduğumuz bir film senaryosu tadında hikayemiz var.Buldan’a hizmet veren özel ve tüzel kurum kuruluşlardan, bu hikayeyi film yapımcılarına gösterebiliriz diyenlere, hikayenin birer örneğini Özcan Durusoy aracılığıyla verebiliriz. İlgilenen kişi ve kurumlara şimdiden teşekkürler.