Doç Dr. Bahadır Duman başkanlığındaki ekibin yürüttüğü kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan lahidin 2 kısa kenarı ve 1 uzun kenarı üzerinde kabartma figürler bulunan lahidin kısa cephelerinde birinde Psykhe ve Eros betimi, diğerinde ise Ganymedes ve Kharon betimi bulunuyor. Uzun yüzde ise sırasıyla Hermes, Narkissos, Heroik pozda mezar sahibi, Herakles ve Thanatos yüksek kabartma şeklinde nakşedilmiş. Diğer uzun kenar, kaba yontulu bırakılmış olup herhangi bir figür bulunmuyor. 60 santimetre yüksekliğindeki figürler burgu yivli sütunlar arasında kemer içerisinde nakşedilmiş.Üzerindeki kabartmalar göz önüne alındığında MS. 2-3. yüzyıllara tarihlendiği öngörülen lahit, bu güne kadar süren Tripolis kazılarının en önemli parçası olma özelliği taşıyor.Eser hakkında bilgi veren Tripolis Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Bahadır Duman, özel bir şirkete ait kum ocağında yapılan kazı sırasında antik mezarın üst kapağının kepçeye takıldığını ve buradaki yetkililerin duyarlı davranarak kendilerine konuyu ilettiklerini söyledi. Hemen bölgeye geçerek antik mezarı gün ışığına çıkardıklarını söyleyen Doç. Dr. Duman, “Mermer Lahit Mezar, orta gözenekli gri-beyaz damarlı mermerden yapılmış olup, 182 m. kodunda bulundu. Lahit Mezarın tekne uzunluğu 2 m, genişliği 0.90 m, yüksekliği 0.82 m, tekne derinliği 0.64 m. Lahit mezarın kapak uzunluğu 2 m, genişliği 0.90 m, yüksekliği ise 0.40 m. Lahit teknesinin 2 kısa kenarı ve 1 uzun kenarı üzerinde kabartma figürler yer almaktadır. İki kısa cephesinin bir yüzünde Psykhe ve Eros betimlenirken diğer kısa yüzde ise Ganymedes ve Kharon betimlenmiştir. Figürlü olan uzun yüzde ise sırasıyla Hermes, Narkissos, Heroik pozda mezar sahibi, Herakles ve Thanatos yüksek kabartma şeklinde betimlenmiştir. Diğer uzun kenarı ise kaba yonulu bırakılmış olup herhangi bir figür bulunmamaktadır. 60 cm. yüksekliğindeki figürler burgu yivli sütunlar arasında kemer içerisinde betimlenmiştir” dedi. Lahit üzerindeki betimlemelerin göz önüne alındığında Antik Mezarın MS. 2-3. yy.lara ait olabileceğini düşündüklerini söyleyen Doç. Dr. Bahadır Duman, mezarın içinde iki insana ait iskelet bulunduğunu açıkladı. İskeletlerin iyi korunduğuna dikkat çeken Duman, mezarın ve kemiklerin geçmiş ile ilgili kendilerine önemli bilgi sunacağını belirtti. İskeletlerin bir erkek ve bayana ait olduğunu söyleyen Doç. Dr. Duman, bu kişilerin geçmişte karı-koca olduklarını tahmin ettiklerini söyledi. İskeletler üzerinde yaptıkları incelemede 1.65 boylarında ve 60 kilo civarında olduklarını söyleyen Duman, o dönemde salgın hastalık yaygın olduğu için kişilerin bu nedenle ölmüş olabileceklerini kaydetti. Antik Mezarın önündeki ve etrafındaki figürlerin anlamlarını anlatan Doç. Dr. Bahadır Duman, “Hermes, öbür dünyaya taşıyan yol gösteren tanrıdır, yanındaki Narkissos antik dönemde güzelliği ile ünlü bir ölümlüdür, aynı zamanda yakışıklıdır da. Bu da bize mezarın içinde yatan kişinin oldukça yakışıklı biri olduğunu gösteriyor. Narkissos o kadar güzeldir ki kendi güzelliğini bir nehir kenarında dolanırken ırmağa bakıp öyle fark eder ve kendi kendine aşık olur. Hemen yanındaki Herakles dünyanın en önemli kahramanıdır. Bir sürü işi vardır, bir sürü zor işi becerir, onun içinde güçlü ve kuvvetlidir. Bu figürden yola çıkarak ölen kişinin de bir o kadar kuvvetli ve önemli bir savaşçı olduğu belirtiliyor. Yanındaki de Thanatos dediğimiz, yeraltı bekçilerinden bir tanesi ve ölümü temsil eder. Elindeki o meşale karanlık dünyayı temsil eder. Yanındaki figür ise antik dönemde içki sunan kişiyi temsil ediyor yani ona içki sunar. Çok yakışıklı genç bir erkektir. Elinde kartalı ve kıvrık sopası ile betimlenir. Yanındaki kayıkçı Kharon ise kayığı ile ölenleri yaşayanların dünyasından ölüler dünyasına taşır. O yüzden biz cesetlerin yanında sürekli sikke buluruz ve bu sikkeleri Sitings Nehrinden geçerken bu kayıkçıya verirsiniz ve sizi karşı dünyayı taşır. Eğer taşımazsa arafta yani arada kalırsınız. Diğer taraftaki Eros ile Küshke ise aşkı temsil eder. Çünkü içeride iki kişi yatıyor muhtemelen o kahraman kendisi yanındaki de karısı” dedi.TRİPOLİS Tripolis antik kenti Denizli İli, Buldan İlçesi, Yenicekent Belediyesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Başta Plinius ve Ptolemaios olmak üzere birçok antik yazarın metinlerinde adı geçen kent 17 yy. dan itibaren seyyahlar tarafından ziyaret edilmiştir. Helenistik Dönem'de Phrygia, Karia ve Lydia Bölgeleri'nin kesişim noktasında, Lydia Bölgesi sınırları içerisinde ilk kez Apollonia ismi ile kurulan kent, kısa bir dönem Antoniopolis olarak da anılmıştır. M.Ö. 1. yy. da üç bölgenin kesişim noktasında olması nedeniyle bu bölgelerden gelen halkların yerleşim yeri olmuş ve bu nedenle de Tripolis ismini almıştır. Tripolis ismi M.S. 7 yy.da kent terk edilene kadar varlığını korumuştur. Her ne kadar Tripolis'in bir kent olarak geçmişi Helenistik Dönem'e dayansa da, kentin çevresinde gerçekleştirilen yüzey araştırmalarında elde edilen arkeolojik materyal bu bölgedeki yerleşimin günümüzden 5000 yıl öncesine kadar gittiğini kanıtlamaktadır. Tripolis'in de içinde bulunduğu Çürüksu Vadisi M.Ö. 190 yılında Seleukoslar ile Bergama Krallığı arasında yapılan Magnesia Savaşına kadar, bağımsız kentlerden oluşur. Bu savaşı, Roma desteğinde kazanan Bergama Krallığı M.Ö. 188 yılında imzalanan Apameia barışıyla bölge yönetimini ele almıştır. Bergama Krallığı, III. Attalos'un M.Ö. 133 yılında ölümü ve vasiyeti üzerine, bölge Roma İmparatorluğu'na bağlanmıştır. Kent en ihtişamlı çağını Roma Dönemi'nde yaşamıştır. M.S. 2. yy. dan itibaren kentte yeni bir yapılanmaya gidilmiş ve şehir kapıları, caddeler, hamamlar, stadyum, tiyatro ve meclis binası gibi kamu binaları yapılmıştır. Roma İmparatorluk Dönemi'nde bir dönem Sardis (Salihli) Conventusu'na(yargı birliği) dahil edilen kent belli bir zaman diliminde de Apameia (Dinar) Conventus'u içerisinde yer alır. M.S. 3. yy. da Roma'da senatörlük yapan Tripolisli Hermolaos kentin gelişiminde önemli roller oynamış olmalıdır. M.S. 325’de Nicaea Konsülü’nde Tripolis Piskoposluk seviyesinde temsil edilir. M.S. 494 depreminden Agathe Kome (Alacain) ile birlikte Tripolis’te etkilenmiştir. M.S. 6. yy. sonu- 7. yy. başında Anadolu toprakları üzerinde etkili olan Sasani Akınlarıyla Tripolis'in yaklaşık 5 km. kuzeyindeki Direbol'a (Dirbol) ve daha korunaklı dağ yamaçlarına taşınmıştır. M.S. 7. yy. ın başında gerçekleşen bu zorunlu göçün ardından kentte şu anki veriler dahilinde 13. yy. a kadar bir yerleşim izine rastlanmamıştır. Tripolis 13 yy. ın ilk yarısında Bizanslılar ile Türkler arasında bir kaç kez el değiştirir. Kentin yaslandığı dağın zirvesinde bir kısım mimarisi günümüze kadar sağlam kalabilmiş yuvarlak planlı kulenin dahil olduğu bir kale kompleksinde 1243’de Nicaea (İznik) Kralı Ionnas Ducas Vatatzes ile Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev bir araya gelerek anlaşma imzalar. 1304- 1306 tarihlerinden itibaren ise Tripolis/Yenice'nin de içinde bulunduğu bölgede İnançoğulları ve Germiyanoğulları ile birlikte Türk hakimiyeti başlar. 1429'da Denizli ve çevresi Osmanlı hakimiyetine girer. Tozlan ve İlmelik Tepeleri arasındaki etrafı kayalarla çevrili yaklaşık 200 m.lik dar bir boğazda, XVI. yy. dan itibaren arşiv belgelerinde Direbolu olarak geçen yerleşimin adı 1928'de Narlıdere olarak değiştirilir. 1946'da meydana gelen depremin ardından Narlıdere, Bakanlar Kurulu'nun 31 Ağustos 1959 tarih ve 12092 sayılı kararıyla afete maruz yer ilan edilir ve iskan 1975 yılında yaklaşık 1300 yıl sonra tekrar Yenice/Tripolis'e taşınır.
KÜLTÜR-SANAT
14 Temmuz 2015 - 10:49
Güncelleme: 14 Temmuz 2015 - 10:50
TRİPOLİS'TEN TARİH FIŞKIRIYOR
Yenicekent mahallemiz sınırları içindeki tarihi Tripolis kentinde devam eden kazılarda M.S. 2. YY. ait olduğu sanılan lahit bulundu.
KÜLTÜR-SANAT
14 Temmuz 2015 - 10:49
Güncelleme: 14 Temmuz 2015 - 10:50
sevgili editör,rnlahit tripolis kazı alanından değil malum kum ocağından çıkmış.zaten son yıllarda çıkan çoğu buluntu bu kum ocağından çıkıyor.Ama kazı müdürünün dediği stings nehrinde kayıkçıya vereceği sikkeler ortada yok.sadece mermer parçalar.bişey değil lahitteki cenazeler arafta kaldı:))rnYa arkadaş bu kum ocakları bu sit alanında nasıl çalışır hala anlamış değilim:((rnNasıl olsa bizde çok arkeoloji alanı var.
rnBu güne kadar Tripolis hakkında yazılmış en zengin makale.Çok teşekkür ederim.