İKİNCİ BÖLÜM
Orta okuldan sonra Buldan’ da lise olmadığı için tahsilimizi şehirlerde yapmak zorunda kalıyorduk. Leyli meccane ( parasız yatılı) sınavını kazanıp Kütahya Lisesinde öğrenimime devam ettim. İlk yıllar çömezlik dönemi oluyor, askerlikte olduğu gibi. Çevreyi, arkadaşlarını ve öğretmenleri- ni tanımaya çalıyorsun bu dönemde.Pansiyonun kaşarlanmış öğrencilerinden Gedizli Kadir öğle yemeğinde: “--- Öğleden sonra cebir dersi var iki saat üst üste hem de. Vahit hoca sözlü yapmış sabahtan öteki şubede, Haydi dersten kaçalım beyler! Var mısınız?” Yatılı olduğumuz için mazeretsiz derse katılmama, kaçma gibi bir lüksümüz yok. “—Nasıl olacak bu iş ? Var mı bir planın?” dedim. “--- Hiç merak etmeyin bana güvenin, yeter.” İki kafa dengi arkadaş da bize katılmaya karar verdiler. “ – Şimdi beni iyi dinleyin. Biraz tebeşir tozu toplayıp, bir su bardağına katıp, karıştıracağız. Herkes bu karışımdan birer yudum içecek ve ateşimiz yükselecek. Biz de revire gidip hastayız diye yatacağız.” Hemen Simavlı Ercan sınıfın birinden tebeşir tozu toplayıp geldi. Tahtanın önünden topladığımız tozları, bir su bardağında eritip, birer yudum ilaç içer gibi içtik. Öğleden sonra herkes sınıflarına girerken, biz dört kafadar doğru revire gidip yattık. O yıllarda revir sadece pansiyonlu okullarda bulunur, ona da sadece sabahları sözleşmeli doktor gelir bir daha kimse gelmezdi. Katiplere gidip revir girişi yaptırırdık. Birer koltuk altı termometresi aldık. Herkes ateşini ölçmeye başladı. Ateş 39 dereceye çıkmıştı . Tebeşir etkisini göstermeye başlamıştı. Bu arada etrafı denetlemeye çıkan okul müdürü tozkoparan Şakir, revirin kapısını açtı. Müdürü görünce hepimiz şaşırdık kaldık. “—Neyiniz var sizin dört kişi birden ?” “-- Öğle yemeğinde zehirlendik herhalde, ateşimiz yükseldi aniden.” Deyiverdi Gedizli Kadir. Bu söze inanmayan müdür : “—Bakayım ateşiniz var mı?” deyip önce benim, sonra Ercan’ ın alnına dokundu elinin tersiyle. Sonra derecelerimize bakmaya başladı teker teker. Bu arada müdürün arkasında kalan Kadir, derecesini acelece çıkarıp, hızlıca birkaç kez salladı. Sıra ona gelmişti. Alnını elledi. Hiç ateşi yoktu. “—Ver bakayım şu termometreyi!” Dereceyi dikkatle kontrol etti. Gözlerini fal taşı gibi açtı. “— 40 derece gösteriyor bu !” Şaşırdı kaldı müdür. Bu işe bir anlam verememişti. “—Doktoru çağırtayım. Hemen sizleri muayene etsin. Gelene kadar istirahat edin. Geçmiş olsun.” Deyip çıkıp gitti. Müdür gittikten sonra, Kadir! İn tebeşir tozunu kendi içmeyip sadece bize içirdiğini geç de olsa öğrendik. Ama sonuçta cebir sözlüsünden yırtmıştık!
xxxxxxxxxxxxxxxx
Hayatında hiç futbol oynamamış, ama futbola da bir o kadar meraklı tarih öğretmeni İrfan Hoca, Akın Lisesi futbol takımı oyuncularının yoğun olduğu 5-edebiyat sınıfında dersi yapmak-tadı İlk saat sözlü, ikinci saat yazılı yapacaktır.Bunu önceden öğrencilerine duyurmuştur. Hoca yoklamayı alırken, Sabri Salman hocanın oğlu Levent arkadan açılışı yapar. “—Hocam! Bu sene bir Fenerbahçeli olarak şampiyon oluruz diyorum. Siz ne düşünüyorsunuz bu hususta?” Söz Fenerbahçe’ den açıldığı zaman akan sular dururdu. Dersin ortasına maç muhabbeti devam eder. Daha sonra devreye Karadervişler’in Süleyman girer.”---Hocam! Siz gençliğinizde Çal Gençlik kulübünde sağ açık oynamışsınız..” “---Nerden öğrendin oğlum bunu?” “—Biz duyarız hocam! Size o zamanlar rüzgarın oğlu Fırtına İrfan diyorlarmış. Taç çizgisinden goller atarmışsınız.!” Gençliğimde sırf beni seyretmeye Denizli Stadına gelirlerdi hayranlarım!” diye söze başlayınca ders zili çalana kadar muhabbet devam eder. İkinci ders yazılı sınav vardır. Levent sınıf defterinin arasına bir toto kağıdı koyar. Hocalarının spor toto oynamaya meraklı olduğunu biliyorlardır. Süleyman da sınıf defterinin altına spor gazetesi yerleştirir. Hoca sınav sorularını yazdırır ve yazılı başlar. İrfan hoca kürsüye oturur, yoklama alacaktır. Bir bakar spor toto kağıdı ve spor gazetesi. Öğrenciler de pür dikkat öğretmenlerinin ne yaptığını izlemektedirler. Hoca başlar toto kağıdını doldurmaya. O sırada öğrencilerde kopya çekmeye başlamıştır .Arada bir hoca sınıfın dikkatini üzerinde toplamak için”—Süleyman oğlum! Yavaş olun , gürültü yapmayın.Sağa sola bakmak yok. Alırım kağıdınızı ha! “ diye uyarılarda bulunur. Ders zilinin çalmasına yakın toto tahminlerini doldurmuştur. Kürsüden iner ve sıra aralarında dolaşmaya başlar ama toto doldurma sürecinde sınıf kopya çekme işini tamamlamış, sorular ortaklaşa olarak cevaplandırılmıştı. Bu alışverişten herkes memnun kalmıştı….
Yorumlar
Kalan Karakter: