İlk olarak 2000 Yılında İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınmaya başlanan, daha sonra da kısım kısım Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından alınan koruma kararları ile 200’ün üstünde yapının koruma altına alındığı Buldan’da tarihi binalar zamana yenik düşmeye başladı.
Tarakçı Konağı, Dr. Behçet Uz Evi, Evliyazadeler Evi, Beyler Konağı, Yazıcıoğlu Konağı gibi restore edilmiş ve çeşitli amaçlarla kullanılan binalar güzel örnek oluştursa da, pek çok evin durumu pek de iç açıcı değil.
Koruma altına alınan binaların bakımı için istenen restorasyon projesinin bürokratik işlemlerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle, bina sahiplerinin restorasyondan mümkün olduğunca uzak durmaları, binaların zamana yenik düşmesinde en büyük etken oluyor. Ayrıca bu tarihi binalarda oturanların, binaların bakımının zorluğu nedeniyle satarak ilçenin alt kısımlarındaki daha modern evlere taşınması ve bir kısım eski evlerin boş kalması da bir başka etken.
Eski evleri alan yeni sahiplerinin ekonomik durumlarının bu evlerin planlı projeli tamirine elvermediği için de binalar bakımsızlıktan dökülmeye başladı.
Bir de sahipleri tarafından belediye ve kaymakamlığa bağışlanan evlerin durumu iç acıtıyor. Berber Nihat Evi, Akınlar Evi, Kazım Süren Evi, Acem Fevzi Ballar Evi gibi sahipleri tarafından bağışlanan evlerin, gerek restorasyon projelerinin uzaması, gerekse de restorasyon için lazım olan ödeneklerinin çıkmaması bu evlerin öylesine atıl olarak, adeta terk edilmiş görüntüsü görenlerini içini sızlatıyor.
İlçe ve iktidar partisi yöneticilerinin elele vererek, Ankara’da karargah kurmaları ve bu evler için gerekli ödeneklerin çıkmasını hızlandırmaları Buldan’ın geleceği açısından acildir. Geçmişte koruma bilincinin olmadığı yıllarda çeşitli nedenlerle yıkılan eski tarihi binalara içimiz cız ederken bir de bu binaların kaybıyla üzülmeyelim.
Tarakçı Konağı, Dr. Behçet Uz Evi, Evliyazadeler Evi, Beyler Konağı, Yazıcıoğlu Konağı gibi restore edilmiş ve çeşitli amaçlarla kullanılan binalar güzel örnek oluştursa da, pek çok evin durumu pek de iç açıcı değil.
Koruma altına alınan binaların bakımı için istenen restorasyon projesinin bürokratik işlemlerinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle, bina sahiplerinin restorasyondan mümkün olduğunca uzak durmaları, binaların zamana yenik düşmesinde en büyük etken oluyor. Ayrıca bu tarihi binalarda oturanların, binaların bakımının zorluğu nedeniyle satarak ilçenin alt kısımlarındaki daha modern evlere taşınması ve bir kısım eski evlerin boş kalması da bir başka etken.
Eski evleri alan yeni sahiplerinin ekonomik durumlarının bu evlerin planlı projeli tamirine elvermediği için de binalar bakımsızlıktan dökülmeye başladı.
Bir de sahipleri tarafından belediye ve kaymakamlığa bağışlanan evlerin durumu iç acıtıyor. Berber Nihat Evi, Akınlar Evi, Kazım Süren Evi, Acem Fevzi Ballar Evi gibi sahipleri tarafından bağışlanan evlerin, gerek restorasyon projelerinin uzaması, gerekse de restorasyon için lazım olan ödeneklerinin çıkmaması bu evlerin öylesine atıl olarak, adeta terk edilmiş görüntüsü görenlerini içini sızlatıyor.
İlçe ve iktidar partisi yöneticilerinin elele vererek, Ankara’da karargah kurmaları ve bu evler için gerekli ödeneklerin çıkmasını hızlandırmaları Buldan’ın geleceği açısından acildir. Geçmişte koruma bilincinin olmadığı yıllarda çeşitli nedenlerle yıkılan eski tarihi binalara içimiz cız ederken bir de bu binaların kaybıyla üzülmeyelim.