1948 yılında eğitim öğretime açılan Buldan Orta Okulu, yetersiz gelmeye başlayınca ek bina yapılmasına karar verilir. 1958 yılında alt katı çok amaçlı salon,ikinci katı sınıflardan oluşan bu ek binanın inşasında birer amele gibi bütün öğrencileri çalışır. İşte o öğrencilerden biri de Ambarlı’dır. O yıllarda renkli kişiliği ile unutulmayan öğretmenlerinden Reyhan Hoca hanım (Tayyare) köylerden birinde yapılacak kız düğününe davet edilir. Aynı düğüne tesadüfen arkadaşlarıyla birlikte gelen Ambarlı da o akşam düğün meydanındadır.
Eskiden kız düğünlerine kadın çalgıcılar eşlik ederlerdi. Ancak sayıları çok az olan kadın çalgıcı bulunamadığı zaman,erkek çalgıcılar çağrılırdı mecburen. Yalnız kadınlar ve kızlar erkek çalgıcıların önünde oynamazlardı. Çünkü ayıp ve günah sayılırdı. Bu yüzden çalgıcılar ya bir çadırın içine alınır, ya da önlerine bir çarşaf, kilim, battaniye gibi görüntüyü engelleyici bir örtü çekilirdi.
Ambarlı da o düğünde darbuka çalan arkadaşını görmek için çadıra girer. Bir sandalye çeker ve perdenin arkasından gizlice oynayanları seyre dalar. Bir ara göbek atanların içinde Tayyare’ yi fark eder. Hocasının çok güzel oynadığını gören Ambarlı ile hoca hanım göz göze gelirler. Fark edildiğini anlayan Tayyare panikleyip, hızlıca oyun alanını terk eder.
Pazartesi sabahı okula geldiğinde, ilk işi Ambarlı ‘ yı çağırtmak olur. Ona kendisini düğünde görmediğini, bu olayı kimseye anlatmamasını tembih eder ve söz alır. Yalnız bu durumdan faydalan- mayı aklına koyan Ambarlı fırsat kollamaya başlar. Hocasının yaptığı ilk yazılı imtihanda kopya çekmeye yeltenir. Öğrencisinin kopya çektiğini gören hoca hanım, onu uyarır. “ kopya çekmeyi bırak . Ben seni görüyorum.” Hocasının uyarılarını dikkate almayan Ambarlı kopya çekmeye devam eder. Bu duruma iyice sinirlenen Tayyare, ayağından çıkardığı topuklu ayakkabısı ile Ambarlı’nın kafasına birkaç defa vurur.Ve sıranın üstüne çıkarak sınıfa seslenir: “--- Çocuklar! Bu kendini akıllı zannediyor ama onun şantaj yapmaya çalıştığı olayı sizlere anlatayım da kurtulayım bu sıkıntıdan. Öğrenciler alkış ve tezahüratlarla destek verirler öğretmenlerine. Ambarlı’ nın da artık elinden kozu alınmış olur.
XXXXXXXXXX
Denizli’ de eğitim hizmeti veren tek lisenin, Denizli Lisesi olduğu yıllar. Beş bin öğrencisi olan okulun kapanmasına az bir zamanın kaldığı günlerin birinde, Fizik öğretmeni Kara Hamdi öğrencilerini fizik laboratuarına götürmüş. Orada hem deney yapıyor, hem de ders anlatıyormuş. Ama arka sıradakiler üçer beşer guruplaşmış, dersi kaynatıyorlarmış.
Gürültü ayyuka çıkmaya başlayınca Kara Hamdi arka tarafa doğru yönelmiş. Hocayı fark eden gürültüyü kesmeye başlamış. Ancak kız arkadaşlarıyla sohbeti koyulaştıran Eşekcilerin Bilal, hocasının geldiğini görmemiş. Seyrek Mehmet onu uyarmış ama geç kalmış. Kara Hamdi sanki gürültü yapan sadece o gurupmuş gibi başlamış hakarete. Sonra da tokat atmaya yeltenmiş. Kızların olduğu bir ortamda , bu durumu delikanlılığa yediremeyen Eşekcilerin Bilal, hocadan önce davranmış. Tokatı havada kesip,bir yumrukla hocayı yere sermiş. O telaşla hızla okuldan kaçmış ve okul kapanana kadar bir daha okula gitmemiş. Kara Hamdi olayı disiplin kuruluna iletmiş. Ancak Eşekci Bilal okula gelmediği için ifadesi alınamamış. Okuldan atılmaktan bu şekilde kurtulabilmiş. Ancak devamsızlığı dolduğu için sınıfta kalmış.
Devamı gelecek sayıda……..
Yorumlar
Kalan Karakter: