Okula başlamak çocuğun ve ailenin hayatında önemli dönüm noktalarından biridir. Ailesinden, evinden ilk ayrılışı, tanımadığı birçok kişi ile başka kuralların olduğu sosyal ortama geçişi.
Bazı çocukların okula hemen uyum sağlaması kolay olmayabiliyor. Kaygı yaşayabilir, ağlayabilir, içine kapanabilir, psikosomatik ağrılar hissedebilir, okulu sevmediğini, okula gitmek istemediğini söyleyebilir. Bunlar okula başlama sürecinde çok doğal durumlardır.
Bu dönem çocuklar için ne kadar kaygı vericiyse aile için de bir o kaygı verici olabilmektedir. “ Acaba şimdi ne yapıyor?, “ sırtı terlemiş midir?,” arkadaşlık kurabilmiş midir?, “ beni özlüyor mudur?”, “ yemeğini yemiş midir?” , “kendi başına tuvaletini yapabilmiş midir? gibi bir çok soru ebeveynin kaygılandırmaktadır. Ancak ebeveynde ki bu kaygı kontrol altında olmadığı ve çocuğa yansıtıldığı takdirde çocukta gideceği okula karşı güvensizlik ve bazı korkuların oluşmasına neden olacaktır.
Çocuk açısından ise “ ben yokken annem ve kardeşim evde ne yapıyordur acaba? “ , ya annemi özlersem”, “ yanlış bir şey yaparsam bana kızarlar mı?” arkadaşlarım olacak mı? gibi birçok soru çocuğun aklını kurcalar .Aileler çocukları bu sürece nasıl hazırlamalıdırlar?
Öncelikle okula başlamak başlı başına bir düzen değişikliği olduğundan tuvalet eğitimi, emzik bırakma, kardeş olması gibi düzen değişikliğinin üst üste gelmemesine dikkat edilmelidir.
Çocuğun zihninde okul nasıl bir yer sorusu uygun bir tutumla yanıtlanmalıdır. Çocuk okula karşı herhangi bir kaygısı var ise duyguları yok sayılmamalıdır ve “ demek korkuyorsun” diyerek sebebi öğrenilmelidir. Kaygı düzeyi çok yüksek ise okul öğretmenleri ile görüşüp ilk birkaç gün okulda kalmanın daha uygun olacağı durumlarda okulda beklenilmeli ve çocuk gücen kazandıkça kademeli olarak okuldan ayrılmalıdır. Okulda ebeveynin bir anda ortadan kaybolması, çocuğa anne-babasına güvenemeyeceğini öğretir ve bu durum çocuktaki ayrılık kaygısını arttırır.
Çocuğunuzla konuşurken ihtimaller üzerinden değil net cümlelerle açıklama yapılması önemlidir. Okulda ayrı geçirdiğiniz zamandan sonra tekrar bir araya geleceğiniz konusunda çocuğu bildirin. Zaman kavramı anaokulu dönemi çocuğunda henüz gelişmemiştir. Ne zaman geleceği onun anlayacağı biçimde açıklanmalıdır. Orda kahvaltını yapacaksın, sonra resim yapacaksın ondan sonra oyun oynayacaksınız, sonra seni almaya geleceğim. Ayrıca “seni okula bırakalım” ve “güle güle” demek terk edilmiş duygusu yaratabilir onun yerine “seni okula götürelim”, “görüşürüz” demek çocuğu gidip geleceğim yeniden birlikte olacağız algısını verir.Çocuğunuz Okula Gitmek İstemiyorsa ne Yapmalıyız?Korku ve kaygılarından dolayı bazı çocuklar okula gitmek istemeye bilir. Bu durumu da çoğunlukla karnım ağrıyor, başım ağrıyor, hastayım vb. bahaneler ileri sürebilir. Bu gibi durumlarda anne-babalar çocuğunun gerçekten bir sağlık sorunu yoksa çocuğun kaygılarını giderici cevaplar vererek okula mutlaka göndermeli. Kıyamayıp tamam bugün gitme “‘Ağlarsan okuldan seni alabiliriz’, ‘Karnın ağrırsa öğretmenine beni aramasını söyle ’gibi söylemler okula uyum sağlama sürecini sekteye uğratacaktır. Onun yerine; ‘Karnın ağrırsa/ kendini kötü hissedersen/ herhangi bir soru sormak istediğinde öğretmenine söyleyebilirsin” şeklinde çocuk yönlendirilmelidir.Anne ve babalar davranış ve tutumlarında tutarlı olup çocukları ile empati yapmaya özen gösterilmelidir. Okula başladıktan bir iki hafta sonra öğrencilerimizin okula uyum sağlamalarını bekliyoruz. Okula uyum sorunu yaşayan öğrencilerin aileleri bir uzman pedagogdan destek alınarak bu süreci daha iyi atlatabilir. Pedagog Tuğba KOÇ
Bazı çocukların okula hemen uyum sağlaması kolay olmayabiliyor. Kaygı yaşayabilir, ağlayabilir, içine kapanabilir, psikosomatik ağrılar hissedebilir, okulu sevmediğini, okula gitmek istemediğini söyleyebilir. Bunlar okula başlama sürecinde çok doğal durumlardır.
Bu dönem çocuklar için ne kadar kaygı vericiyse aile için de bir o kaygı verici olabilmektedir. “ Acaba şimdi ne yapıyor?, “ sırtı terlemiş midir?,” arkadaşlık kurabilmiş midir?, “ beni özlüyor mudur?”, “ yemeğini yemiş midir?” , “kendi başına tuvaletini yapabilmiş midir? gibi bir çok soru ebeveynin kaygılandırmaktadır. Ancak ebeveynde ki bu kaygı kontrol altında olmadığı ve çocuğa yansıtıldığı takdirde çocukta gideceği okula karşı güvensizlik ve bazı korkuların oluşmasına neden olacaktır.
Çocuk açısından ise “ ben yokken annem ve kardeşim evde ne yapıyordur acaba? “ , ya annemi özlersem”, “ yanlış bir şey yaparsam bana kızarlar mı?” arkadaşlarım olacak mı? gibi birçok soru çocuğun aklını kurcalar .Aileler çocukları bu sürece nasıl hazırlamalıdırlar?
Öncelikle okula başlamak başlı başına bir düzen değişikliği olduğundan tuvalet eğitimi, emzik bırakma, kardeş olması gibi düzen değişikliğinin üst üste gelmemesine dikkat edilmelidir.
Çocuğun zihninde okul nasıl bir yer sorusu uygun bir tutumla yanıtlanmalıdır. Çocuk okula karşı herhangi bir kaygısı var ise duyguları yok sayılmamalıdır ve “ demek korkuyorsun” diyerek sebebi öğrenilmelidir. Kaygı düzeyi çok yüksek ise okul öğretmenleri ile görüşüp ilk birkaç gün okulda kalmanın daha uygun olacağı durumlarda okulda beklenilmeli ve çocuk gücen kazandıkça kademeli olarak okuldan ayrılmalıdır. Okulda ebeveynin bir anda ortadan kaybolması, çocuğa anne-babasına güvenemeyeceğini öğretir ve bu durum çocuktaki ayrılık kaygısını arttırır.
Çocuğunuzla konuşurken ihtimaller üzerinden değil net cümlelerle açıklama yapılması önemlidir. Okulda ayrı geçirdiğiniz zamandan sonra tekrar bir araya geleceğiniz konusunda çocuğu bildirin. Zaman kavramı anaokulu dönemi çocuğunda henüz gelişmemiştir. Ne zaman geleceği onun anlayacağı biçimde açıklanmalıdır. Orda kahvaltını yapacaksın, sonra resim yapacaksın ondan sonra oyun oynayacaksınız, sonra seni almaya geleceğim. Ayrıca “seni okula bırakalım” ve “güle güle” demek terk edilmiş duygusu yaratabilir onun yerine “seni okula götürelim”, “görüşürüz” demek çocuğu gidip geleceğim yeniden birlikte olacağız algısını verir.Çocuğunuz Okula Gitmek İstemiyorsa ne Yapmalıyız?Korku ve kaygılarından dolayı bazı çocuklar okula gitmek istemeye bilir. Bu durumu da çoğunlukla karnım ağrıyor, başım ağrıyor, hastayım vb. bahaneler ileri sürebilir. Bu gibi durumlarda anne-babalar çocuğunun gerçekten bir sağlık sorunu yoksa çocuğun kaygılarını giderici cevaplar vererek okula mutlaka göndermeli. Kıyamayıp tamam bugün gitme “‘Ağlarsan okuldan seni alabiliriz’, ‘Karnın ağrırsa öğretmenine beni aramasını söyle ’gibi söylemler okula uyum sağlama sürecini sekteye uğratacaktır. Onun yerine; ‘Karnın ağrırsa/ kendini kötü hissedersen/ herhangi bir soru sormak istediğinde öğretmenine söyleyebilirsin” şeklinde çocuk yönlendirilmelidir.Anne ve babalar davranış ve tutumlarında tutarlı olup çocukları ile empati yapmaya özen gösterilmelidir. Okula başladıktan bir iki hafta sonra öğrencilerimizin okula uyum sağlamalarını bekliyoruz. Okula uyum sorunu yaşayan öğrencilerin aileleri bir uzman pedagogdan destek alınarak bu süreci daha iyi atlatabilir. Pedagog Tuğba KOÇ