BULDAN’A FARKLI BAKIŞ
BAZI GÖZLEMLER
Yayınlanma :
17.07.2013 15:21
Güncelleme :
17.07.2013 15:21


Huzur,bereket,barış,kardeşlik ve dostluk ayı Ramazan yine geldi.Çocukluğumuzun eski Ramazan aylarını ve bayramlarını hatırlamadan edemedim.Küçük yaşlarda oruç tutmak denilince ucundan tutulan bir eşya hayal ederdik.Camiler dolar taşardı.Hafızlar mukabeleler okurdu.Fakirlere kimsenin haberi olmadan yardımlar yapılırdı.Sağ elin verdiğini sol el duymazdı.Oruçluya saygı vardı.Bu ayda davetler verilir,küsler barışırdı.Nereden nereye...Günümüzde Ramazanın güzel ve manevi havasına rağmen eski gönül dostlukları yok olmaya yüz tutmuş gibi.Nerede ve kiminle sohbet ederseniz edin, bir dokun bin işit.”Herkesin dağına göre dumanı var.” Derlerdi büyüklerimiz. Aslında doğru bir söz. Günümüzde sorunların çığ gibi büyüdüğü gözleniyor. Eğitim öğretimde sorunlar ayrı bir tartışma konusu. Sağlık sorunlarının çocuk,genç ve ihtiyar demeden hızla arttığını görülüyor.Hastaneler sürekli dolu.İlaç tüketimi hızla artıyor.Kimse farkında değil ama son yıllarda genç ölümlerinde hızlı bir artış var.Bazı insanların ruhi dengeleri bozulmuş sanki.İnsanlar gergin ve stresli.Kavga etmeye ve patlamaya hazır onlarca insan dolaşıyor aramızda.Mevcut sıkıntılar,iletişim,konuşma ve bilgi kirliliğiyle devam ediyor.Yönetenlere,eğitim kurumlarına,ailelere bu sosyal sorunların aşılması için büyük görev ve sorumluluklar düştüğü ayrı bir gerçek.Kapatılamayan ekonomik ve sosyal yaralar,değerler eğitiminde eksiklikler,artan kültürel yozlaşmalar bizlerin çocukluk yıllarından bu yana hızlı bir artış gösteriyor.Günümüzde akrabalar ve dostlar vefasız.Komşuluklar bireysel yaşam şekliyle daha da farklılaşmış bir halde.Bir çok insan gösteriş peşinde.Birileri övünmek ve övülmekten hoşlanıyor.Bazıları için bunu bulunduğu iş ya da mesleğinin gereği sanıyorsunuz ama hiç öyle değil.Bozulan kişiliklerin gereği. Aslında bazı davranışlar insanların içinde bulundukları ruh yapısını ve komplekslerini bir şekilde dışa vuruyor...
Siz nasıl düşünürseniz düşünün.Bunlar Buldan ve memleket manzaralarından görülen gerçekler...Bu gerçeklere hayır diyecek bir kimseyi göremiyorum.Karşılaşılan bazı olumsuz insan tipleri ve davranışları sanki içimdeki Buldan sevgisini yok etmek için programlanmış.Öylelerine inat o sevgim devam ediyor.Her zamanki gibi birileri alaylı gülümseme ile sırıtarak Buldan için farklı yaklaşımlar sergilese de gönül dostluklarından ve güzel değerlerin yaşatılmasından yana tavrım devam edecek.
Artık Buldan’da seviye yükselmeli;”Buldan Platformu”na ve Buldan için tüm güzel oluşumlara destek verilmeli. Kulaktan dolma dedikodulara artık yeter denilmeli ve el birliği gönül birliğiyle bize özgü güzel değerler devam ettirilmeli. Güzel fikir ve projeler bir zamanların geleneksel Buldan dayanışmasıyla hayata geçirilmeli. Buldanlılar birilerinin ağzına ya da dedikoduların rüzgarına göre yönünü tayin etmemeli. İnsanlarımız,sadece günü kurtarma veya çıkar hesaplarıyla ya da siyasi oluşumlara ezik el öpmelerle ve yaşanan güne göre değil de geleceğe kendi iradesiyle karar verebilmeli.Birileri insanlar üzerine gereksiz yere gölge etmemeli…
BULDAN İÇİN ARAŞTIRMALAR
Bütün bu gerçekler kadar Buldan’a özgü bazı değerleri korumamız gerektiğinin de iyi bilinmesi gerekiyor. Değerlerimizi korumanın önemli şartlarından birisi de karşılıklı güven ortamının sağlanması kadar aşağılık kompleksine kapılmadan cesurca bazı adımların atılabilmesidir. Tarihi evler ve restorasyonları ile ilgili projelerin hayata geçirilmesi son zamanlarda sevindirici gelişmeler. Alt yapı ve üst yapıyla ilgili güzel çalışmalar ve hizmetler olduğunda insanlarımızın yüzü elbette gülüyor.Buldan’da sadece dokumacılığımızı ve tarihi evlerimizi değil;unutulmaya yüz tutmuş kültürel zenginliklerimizi ve doğal güzelliklerimizi de planlı bir şekilde ve belli projeler dahilinde ortaya çıkarmaya çalışmak,yaşatmak gerekiyor.Bunun için laf yerine yeni fikir ve projeler üretilmesi gerekiyor.Yeni yeşil alanlar Yeşil Buldan adını daha da güzelleştirecektir.Binalar arasında yeşillikler değil de yeşillikler arasında binalar Buldan’a ayrı bir güzellik verecektir.
Özellikle yerel yönetimlerin ve seçilmişlerin, “Tarih bilmeyenin, ' tarih bilinci ', tarih bilinci olmayanın 'siyasal bilinci’ olmaz” gerçeğini hiçbir zaman unutmamaları gerekiyor. Bu gerçeklerle Buldanlı tüm siyaset erbabının siyaset bilinci olgunlaşmalı, insanlarımız artık siyaseti bir amaç değil hizmette bir araç olarak görmeliler. Geçmişte olduğu gibi son yarım yüzyılda birileri siyaseti araç olarak değil hep amaç olarak düşündüler,bir çokları hep popülizm peşinde koştular.Yıllarca ”Senin adam benim adam” kavgaları yaptılar. Sonuçta kaybeden her zamanki gibi kendileriyle birlikte Buldan oldu.
Altı yedi yıl yıl önceki Buldan Sempozyumu’nda ortaya çıkarılan değerlerimizi ve değişik tarihlerdeki panellerde ve konferanslarda ortaya atılarak tartışılan fikirleri; mutfak kültürümüzü;evlerimizi,düğünlerimizi;halk oyunlarımızı;türkülerimizi;dokumalarımızdaki renk ve desenleri;el sanatlarımızı;halk kahramanlarımızı;mizah kültürümüzü;tarihi ve doğal zenginliklerimizi kapsamlı bir şekilde kayıt altına almak kadar bu güzel değerlerin yaşatılması,gelecek kuşaklara aktarılması da gerekir.Ecdat yadigarı bu güzel memlekete ,kültürel ve doğal mirasa,el sanatlarına ve dokuma sanatına sahip çıkmak gerekiyor.O asil insanların bizlere emanet ettiği sanat ve kültür değerlerini,tarihi mirası,ahlaki ve insani değerleri de korumamız,yaşamamız,yaşatmamız;gelecek kuşaklara aktarmamız gerekiyor.Sadece dokuma sanatı değil;sedirinde,divanında,sofasında,sofrasında,ocak başında,çıkrık başında,tezgah başında,bağlarında,mabedlerinde,çeşme başlarında yapılan sohbetler;geçmişten süzülüp gelen estetik güzellikler birer birer araştırılarak gün yüzüne çıkarılmalıdır.Bunlar kültürel kimliğimizin ve öz geçmişimizin en önemli değerleri olduğu kadar geleceğimizin sigortası olacaktır.
NELER YAPILAMADI?
Yıllardır hep aynı şeyler söylendi ama birileri elini taşın altına koyamadı. Buldan için güzel gelişmeler elbette var.”Buldan Platformu” Buldan için atılan en güzel adımlardan biri oldu. Samimi ve sorumluluk sahibi Buldanlılar ellerini taşın altına koydular. Fakat uzun vadede düşünülürse geç kalınmış bir adımdı Böyle bir platformun öncülüğünde Buldan için güzel adımlar atılabilir,projeler üretilebilirdi.Başarılı olunması için bazılarının ben yerine biz diyebilmesi de gerekirdi.Hala geçmiş yıllarda olduğu gibi ben diyenleri görür ve duyar gibi oluyorum.Ben düşünceleriyle Buldan’ın kaybetmesi bir yana bir çok konuda geç kalındı.Bu düşüncelerle samimi her Buldanlının “Buldan Platformu”na destek vermesi gerekiyor.”Buldan Platformu”nda elbette neler yapılması gerektiği konuşulup tartışılacaktır. ”Neler yapılabilirdi?” diye soranlara cevap olarak “neler yapamadık?” diye bazı tespitleri sıralamakta fayda var.
Odalar ve kooperatiflerle işbirliği içerisinde geleneksel Buldan tekstil ürünlerinde ürün çeşitliliğinin geliştirilmesi ve tescili için çalışmalar yapılamadı. “Dokuma Ürünleri AR-GE Merkezi” oluşturulamadı.
Buldan’ın basın ve medyada,yurt genelinde ve yurt dışında en iyi şekilde tanıtımı için “Basın -Yayın,Turizm ve Enformasyon Bürosu” kurulamadı…Buldan’la ilgili broşür ve afişler dağıtılamadı.
Değişik dernekler kurulsa da “Buldanlılar Kültür,Eğitim ve Dayanışma Vakfı” gibi bir vakıf defalarca konuşulsa da bir türlü hayata geçirilemedi...
“Pamukkale Üniversitesi” ile işbirliğine gidilerek Buldan Sempozyumu yapıldı ama “Buldan Gelişim Projesi” gibi projelerin gerçekleştirilmesinde bazı adımlar atılamadı.Yine bu projeler çerçevesinde “Buldan Eğitim ve Kültür Gönüllüleri Platformu” oluşturulamadı…
Buldan’a gönül verenlerden oluşacak “Buldan Kent Meclisi” için bazı adımlar atılamadı.Farklı komiteler kurularak iş bölümüne gidilmesi mümkün olmadı…
Tekstil sektörüne alternatif olabilecek sektörlerin araştırılıp geliştirilmesi için “Sivil Toplum Kuruluşları” değişik girişimleri tam yapamadı…
En önemlisi “Turizm Sektörü” için ön çalışmalar yapılamadı ve “Yayla Turizmi”nin projelendirilmesinde geç kalındı...“Laodikya-Pamukkale-Tripolis ve Buldan” yol bağlantısı yıllardır konuşuldu ama canlandırılamadı;bölgemize gelen turların Buldan’a daha sık uğraması sağlanamadı.
Ayrıca Buldan çevresinde “Jeotermal Alanlar”ın araştırılması ve geliştirilmesinde çok geç kalındı ve tarım alanlarında organik tarımın geliştirilmesi için yeni projeler tam olarak hayata geçirilemedi.
Buldan Dokumacılığı özgündür... Buldan el sanatları ve dokumacılığının,ev tekstili çeşitlerinin belli bir proje dahilinde bilimsel olarak incelenip geliştirilemedi.Çok konuşuldu ama Dünya piyasalarına uygun standartlarda mal üretimine geçilmedi.Ayrıca birkaç isim dışında bitki kökenli boya üretimine de önem veren olmadı.
Unutulmaya yön tutan bazı teknikler ve geleneksel motiflerin geliştirilmesi... Buldan’a özgü ev tekstili ürünlerinin özellikleri ve çeşitliliği geliştirilerek markalaşmaya gidilmesi ve kaliteli üretimin yaygınlaştırılması gibi çalışmalar da bazı adımlar atılsa da bir planlama yapılamadı.Ayrıca iç piyasayla yetinmeden yeni ürünler geliştirerek ihracat için gerekli planlamaların yapılması ve hedeflerin belirlenmesi mümkün olmadı.
Kısacası kalite korunurken, daha çok üretim ve daha çok Pazar için gelişen teknolojiye ayak uydurulması,yeniliklerin en iyi şekilde izlenerek çalışmaların bilinçli olarak sürdürülmesi için bilimsel çalışmalar gündeme gelse de tam olarak yapılamadı.
Buldan’ı geleceğe taşımak, Buldan dokumacılığını ve tekstilini günün şartları doğrultusunda geliştirmek ve sorunlarına köklü çözümler getirmek için geniş katılımlı “Buldan Tekstil ve Dokuma Zirvesi” ya da genişletilmiş “Buldan Tekstil ve Dokuma Sempozyumu”nun yapılması için bazı adımlar atılamadı.Pamukkale Üniversitesi işbirliğine gidilerek 2006’da “Buldan Sempozyumu” yapıldı ama devamı ve bilimsel araştırmalar için gerekli girişimler başlatılamadı,”Tekstil Fakülteleri” ile tam bir işbirliği işbirliği yapılamadı.
Buldan’ın geçmişte olduğu gibi günümüzde de “Dokuma ve Tekstil Merkezi” olması kadar “Turizm,kültür ve Ticaret Merkezi” olması aslında Buldan’a ve Buldanlılara çok şeyler kazandıracağı bilinen bir gerçekti.
BULDAN AÇILIMI
Günümüzde değişik açılımların tartışıldığı düşünülürse “Buldan Açılımı” ana başlığında “Buldan Platformu” ve sivil toplum örgütleri tarafından değişik fikirler ve projeler geç kalınmadan tartışılıp hayata geçirilebilir. Buldanlıların birliktelik ve dayanışması ile dokumacılığın geliştirilmesi;Buldan’ın dokuma ve el sanatlarında olduğu kadar turizm ve ticarette,eğitimde bir ilgi merkezi olması ve mevcut sorunlarının çözüm yolları birlik ve beraberlik ruhuyla tartışılabilir.Buldan’ın bilinen gerçekleri ve dokumacılığın yaşanan sıkıntıları sadece panel ve sempozyumlarda dile getirilmekle kalmamalı,çözüm önerileri gerçekten ciddiye alınmalı ve daha da geliştirilmeli.Çarşıda, pazarda,kahvede, kısacası her dost meclisinde dile getirildiği şekliyle bizi yönetenler tarafından tüm bu söylenenlere bir şekilde kulak verilmesi gerekir.
Her zaman her yerde aynı şeyleri tekrar edip durmak, dertlenmek yerine güzel fikirler ve çözümler üretmede birlikte hareket edilmesi gerekmez mi?Yıllardır, organizeli dedikoduculuğu ve çıkar ilişkilerini sanat edinmiş dar görüşlü bazı kişiler ve siyasi oluşumlar Buldan’da kendi bakışlarına göre etkili olmaya çalıştılar.Sessiz çoğunluğa kulak vermediler.Dar bakışlar sebebiyle Buldan’ın önü bir türlü açılamadı…Buldan yıllarca sanki bir çıkmaz sokak oldu…Son olarak Buldan’ın sakin şehir statüsüne alınması için girişimler sevindirici.Fakat Buldan’da öncelikli olarak o sakinliğin sağlanması için neler yapılabileceği tartışılmalı.Gece yarılarına kadar süren düğünlerin yüksek tondaki müzik sesiyle;sokaklarda müziği sonuna kadar açıp dolaşan arabaların rahatsızlık yaratan sesiyle ya da sürat yapan motorların gürültüsüyle;köşe başlarında bağıra bağıra sohbet edenlerin hoş olmayan sesleriyle Buldan’ın sakin şehir olması biraz zor.Çünkü bizde gürültü ayrı bir kültür haline getirilmiş.
Öyleyse Buldan için tespitlerimizi doğru yapalım,doğruları tartışalım ve “Buldan Platformu” bünyesinde alınacak kararlarla doğru ve kararlı adımlar atarak sorunlara hep birlikte çözümler arayalım.Sadece platform üyeleri değil vicdan ve sorumluluk sahibi tüm Buldanlılar,Buldan’da yaşayanlar zaman zaman özeleştiri yapsınlar ve şu soruları kendilerine sorarak mantıklı cevaplar arasınlar ve çözüm üretsinler:
Gelecek kuşaklara nasıl bir Buldan bırakabiliriz? Mevcut sorunları kısa,orta ve uzun vadede nasıl aşabiliriz? Buldan’ı geleceğe taşımak için neler yapabiliriz? Dokuma ve tekstilin sorunlarını nasıl çözebiliriz? Dokuma ve tekstil dışında hangi ekonomik kararlar alınabilir?Buldan Ekonomisinin Çıkış Yolları neler olabilir?İşsizliği nasıl önleyebiliriz? Buldan Tarihi ile ilgili ne gibi araştırmalar yapılabilir? Yeniden yeşil Buldan için neler yapabiliriz? Çevre ve gürültü kirliliği için hangi önlemleri alabiliriz?Daha da çoğaltılabilirsiniz. Daha onlarca soru ve mevcut sorunlar çerçevesinde fikir ve çözümler üretebilirsiniz... Artık gereksiz dedikodularla uğraşmak yerine dost meclislerinde,belediye meclisinde,oda toplantılarında,okullarda,aile toplantılarında,çarşıda,pazarda kısacası her platformda güzel fikirler üretilmeli ve bunlar cesurca konuşulmalı,hatta medenice tartışılmalı.En önemlisi,Buldan’ın ve Buldanlının mevcut sorunlarını yine Buldan Halkının atacağı kararlı adımları ve Buldanlıların iradesi ve birlikteliğinin çözeceği hiçbir zaman unutulmamalı.
O HALDE
Buldanlılar şu gerçekleri de iyi bilmeliler;kavramlar karışsa da kafalar değişse de bazıları para, mevki ve makam sarhoşu olsa da değişmeyen tek gerçek insanların,zenginliklerin,paranın ve makamların bir şekilde gelip geçici olduğudur.Özellikle her dönemde siyaset yaptığını zanneden makam dostlarının var oluşu ve bazılarının her devirde özel beklentilerinin oluşu unutulmamalı.Güzelliklerin ve hizmetlerin ise her zaman kalıcı olduğu gerçeği bilinmeli.Biliyoruz ki ”Bu kubbede kalan hoş bir seda…”gerisi yalan.
Yaşayan güzellikler var oldukça,geçmişten dersler çıkarıldıkça,Buldan’a güzel hizmetler geldikçe,sevgi ve hoşgörü insanımıza hakim oldukça o rahatsızlık veren olumsuzluklar ve yıllardır toplumu tahrip eden dedikodu kültürü zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır.Gönüllerde sevgi tohumları yeşerdikçe sevgi çiçekleri açmaya devam edecektir.Bizler istedikçe yüzler gülecek ve güzel değerler yaşayacaktır.
O halde Buldan’a ve bu memlekete karşı görev ve sorumluluklarımızın hiç bitmeyeceğini bilmeliyiz. Yozlaşmalar sonucu bazı insanlar rotasını şaşırsa da,bazı vicdanlar ben duygusuyla kararsa da ve birileri görevini hakkıyla yapmasa da bizi biz yapan güzellikler inadına yaşamalı ve yaşatılmalıdır.O halde güzelliklerde birleşmekten başka çaremiz ve seçeneğimiz yok. İnşallah insanlarımız,bilgi kirliliğinden olduğu kadar kafalarda ve gönüllerdeki kirliliklerden en kısa zamanda kurtulmasını bilecektir.
Zaten bunlar aşılırsa dedikodular kendiliğinden sona erecek,çevre kirliliği de bitecek,siyasetteki kirlilikte bitecek,insan ilişkilerindeki sahtelik ve riyakarlıklar da bitecektir.Haliyle ortaya çıkan kavram kargaşalıkları ve yozlaşmalar da kendiliğinden sona erecektir. Sonuçta Buldan’da ticari,sosyal ve ekonomik ilişkiler de olumlu yönde gelişecektir.Buldan hak ettiği yerlere gelecektir.O halde Buldan’da yaşayan her insan, tüm Buldanlılar; çalışanıyla çalışmayanıyla, amiriyle memuruyla,yöneteniyle yönetileniyle,seçilenleriyle,öğretmeniyle öğrencisiyle,erkeğiyle kadınıyla ve genciyle ihtiyarıyla güzelliklerde kafa ve gönül birliği içinde olmak zorundayız.Avrupa’da yaşasak da İstanbul’da İzmir’de otursak da bir şekilde geleceğimiz yer burası.Unutmamak gerekiyor ki başka Buldan yok.Yunus’un “Gelin tanış olalım/İşi kolay kılalım./Sevelim,sevilelim/Dünya kimseye kalmaz.”deyişini hayata geçirmek;birbirimizi daha çok sevmek ve kaynaşmak,bu topraklara vefalı olmak, nice güzelliklerde buluşmak dileğiyle herkese hayırlı ramazanlar,nice mutlu bayramlar.



Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: