—Beş kilo çağla al bazaadan da yolleyve demiş benim oğlan anasına, bende Doğanköylüleden aldım da yolladım galan, deye laf guruveriyodu Moramıdın Kahvede Gıralların Yusuf. Boğazına iyi bakar, çağla dövmesinnen, balcan soğan dürünmesini bek severdi.
— Üle insan hiç paraylan çağla mı alır bazadan, naha senin işlerin, baklava kessin dişlerin dedi Çılbak Kemal. “ Deseydin bene, yıkılık gitte bizim bağda çağlala ağaçladan. Toplayan yok, yiyen yok.
Gıralların Yusuf “ Doğru debban akıdeş ya, kim gitcek senin bağa, eskiden olsaydı gaça gideedik. Bizim çocukluğumuzda çağla çalmaya gideedik Çikinlerin bağına. Zaten evdeki dadlı gelmez de çalaasan dadlı gelir çağla. Hinci nerde çağla çalcek çocuk da galmadı, çağla ağacı da, her şeyi paraylan alıyoz galan.
— Paraylan aldığımızdan gözlü oluyo ya hemen bitiveriyo, baza gün bi harç görüyoz, Gireytesgün bitip atıyo. Zaten aldığımız ne, ısmınak, pırsa, gırık hodduk keşlik peynir. Bağkur mayışını bi elimiz görüyo bi elimiz görmeyyo. Nerde eski goca sepetlen bazara endikmiydi, ağzına gada dolduruyduk, en üsdüne de balık şekeri aldık mıydı, iki yoğurt kesesinide bamakladığımız gibe, doğru eve. Garının yanına yüzlü varıydık bizimoğlan. Hinci bi çente her şey aldık mıydı, cepde metelik galmeyyo. Cepte para yok, evde garı yok deyola ya, işde dedikleri gibe oluyo, dedi Çılbak Kemal.
Çaylar gelmiş, yanan sobanın yanındaki masada oturanlar oyunlarını oynuyorlar, ara sıra bağrışıyorlardı. Havalar hala daha serin gittiğinden soba yanıyordu. Zaten kahvenin müşterileri ekseri ihtiyardı.
—Bizim çocukluğumuzda, diye söze girdi Gıralların Yusuf “ Bizim o yanda, Anaçla deye bi aile vadı. Buncazların anaları bubaları yokdu. Üç oğlan bi gız evin içinde el tezgahlarınnan grapon işleleedi. Gız gadeşleri evin hızmatını işlee, esgilerini yüyüverir, aşlarını bişiriverir, oğlanla da sıraylan tezgaha gireledi. Kendiciklerinnen olur bitele, geçinir gideledi. Her hota, bazara eneele üç oğlan gördüklerini alırla, goca sepedi doldurur gelir, gine eneeledi bazara. Baza gün geldimiydi zırtarıladı gari. Bazarı eve daşırladı ta o gada. Sanırsın gıtlık çıkcek. Buncazla accık da takvaydı da, aldıyı, sattıyı bek bilmezledi. Hinci bunla alıkgeldiklerini sepetten çıkarıla, ikindi ezeni Alllahuekber dedimiydi bi sofra gurala, ne va ne yok yirle ataladı. Peynirinden zeytininden, etinden gıymasından hemen ocağı yakala, gördükleri harcı o gün bitirile ataaladı. Ondan sonra galan bi hota yicek arala yörüle, guru, diri, dizgilik onları yirledi. Bi gün ne olmuş ya, onu da deyveren sene, dedi accık soluklandı, çayından bi yudum aldı.
—Bi hota gine doldurmuşla bunla bazardan, gurmuşla sofrayı, yiyimişle içmişle, yatsıya gada. Ondan sonra yatmışla yatağa. Zaten hepiciği bi odanın içinde yatıp kakıyo zovallıların. Büyük oğlan” Üle biz bugün bi şey aldık emme, yimedik neykim bu” deye sormuş gadeşlerine. Hepiciği başlamış neykim bu neykim bu deye. Gızın aklına gelivemiş galan. “Üle abe, siz böğün bekmez aldınız ya, biz bekmez yimedik”
-Doğru debban bizim gız, biz böğün bekmez aldık yimedik, kakın kakın, demiş büyük abeysi. Kakmışla bunla, bekmez ıbrığını almış gelmiş gız. Sıraylan içmişle bunla gari, bekmezi bitirmişle, oh demişle ya, evvelde aklımda bişey vadı unuttuyduk deye. Canları ırat etmişle gari. Galmamış husuları tasaları.
Benim anam da biz ufakken bi şey canımız bişey istediğinde Anaçlarınkinden hemen bitiriverinde, bi hota ağzınızı göğe açın gari deye bize söğlenir duruydu.
Yorumlar
Kalan Karakter: