“DR. ABDULLAH SAYINER VE ARİF CERİT’İN İSİMLERİ BU HASTANEDE YAŞATILMALIDIR”Denizli kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Berna Öztürk’le dobra dobra bir röportaj gerçekleştirdik. Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uz. Dr. Alpaslan Alsoy ve Uz. Dr. Nurettin Şahin’in de hazır bulunduğu röportajda kafamızdaki soruları sorduk. Sayın Uz. Dr. Berna Öztürk’ten de gayet net cevaplar aldık. Bu röportajı siz okurlarımıza sunuyor ve yorumu sizlere bırakıyoruz.Buldan’da YAŞAM :Öncelikle hoş geldiniz. Yeni görevinizde başarılar dileriz.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Teşekkür ederim.
Buldan’da YAŞAM: Ne zamandan beri Denizli’desiniz?
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Ben Denizli’ye 1999’da geldim. 2003 gibi Denizli Devlet Hastanesine geldim. Birkaç yıl çalıştıktan sonra 8 yıl DDH Başhekim Yardımcılığı son bir yıllardır da İdari Hizmetler Başkanlığı yapıyordum. 1 Ocaktan beri de Kamu Hastaneleri Birliği Özel Sekreterliği yürütüyorum.
“Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesinin, Denizli için çok önemli olduğunu, mutlaka var olması gerektiğini düşünüyorum.”
Buldan’da YAŞAM: Buldan Dr. Abdullah Sayıner Göğüs Hastalıkları Hastanesi ile Arif Cerit Buldan Devlet Hastanesi, Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi adı altında A-2 Dal Hastanesi olarak birleştirildi. Bu birleşmeler doğru muydu, yanlış mıydı tartışılır. Denizli’nin nerdeyse tüm ilçelerinde devlet hastanesi olmasına rağmen Buldan’da artık devlet hastanesi yok. Bu ayrı bir konu. Sorumuz bu değil. Her iki hastane birleştirilirken içinde bulunduğumuz binayı yaptıran Arif Cerit ve 22 yıllık bir süre içinde nice zorluklarla yapılmasına öncülük ettiği hastaneden Dr. Abdullah Sayıner’in ismi kaldırıldı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve bu durumun telafisi için bir çalışma olacak mı?Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Ben şöyle en baştan başlıyım isterseniz. Bende Göğüs Hastalıkları Uzmanıyım. O yüzden bir Göğüs Hastalıkları Hastanesinin bu bölgede olmasının ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Bildiğiniz gibi göğüs hastalıkları biraz daha temiz alanlarda, eski sistemde sanatoryum mantığında kurulmuş hastanelerdir. Ormanlık alanlarda, temiz alanlarda, temiz havası olan yerlerde kurulmuş hastanelerdir. Onun haricinde de izole etmemiz gereken bazı hastaların, özellikle tüberküloz gibi, yatması gereken hastanelerdir. O açıdan ben Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesinin, Denizli için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü sadece Denizli değil, bölgelerinde tüberküloz hastalarının özellikle yatırıldığı ve dirençli tüberküloz kadar olan hastaların tedavi edildiği çok önemli bir hastanedir. Onun için mutlaka var olması gerektiğini düşünüyorum.Tabi diğer taraftan bakarsanız bölge için çok haklısınız. 100 yataklı bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi ve 25 yataklı bir Devlet Hastanesinden oluşuyordu Buldan’ın profiline baktığımızda. Bakanlık bir tasarrufta bulundu ve ikisini birleştirdi. Evet, buraya emeği geçenlerin isimleri yaşatılması gerektiği konusunda kesinlikle sizinle hem fikirim. Bir şekilde bununla ilgili girişimler yapmamız gerekiyorsa hepsini yapacağız, bunla ilgili bir şüpheniz olmasın. Ama göğüs hastalıkları mantığı altında birleşmesi, bu bölgenin buna ihtiyacı olması nedeniyle. Zaten son bir yıldır ben İdari Hizmetler Başkanı olarak çalışıyordum Denizli Kamu Hastaneler Birliği’nde. Buradayken biz bakanlıkla bu konuyla belki 4-5 yazışma yaptık. Ve en sonunda ben yüz yüze bir görüşme yaptım bakanlıkla. Bunun sebebi, şunu anlatmaya çalıştık bakana. Burayı bir dal hastanesi olarak planlamış olabilirsiniz ama burada geçmişte devlet hastanesi var idi ve buranın halkı kulak burun boğazcısından, gözcüsünden, kadın doğumcusuna kadar çok iyi hizmet aldı. Ve ciddi bir hasta potansiyeli vardır. Buldan çevre ilçelere de hitap eder, o yüzden çok önemlidir. Burayı sadece bir dal hastanesi gibi kadro vererek bırakmamak lazım, bunu geliştirmek lazım. Biz bunun mücadelesini verdik geçtiğimiz bir yılda. Sanırım şimdi pek çok branşta kadrolarımız var. İşte çocuk, dâhiliye, kadın doğum, genel cerrahi ve enfeksiyon hastalıkları gibi branşlar vardı ama bazı diğer yan branşlar dediğimiz branşların kadrolarını kaldırmışlardı.Ben özellikle burada iki branşı daha çok istedim; göz ve kulak burun boğaz. Hem göğüsçü olmak sebebiyle kulak burun boğazla birlikte çok ortak çalışmalarımız var. Hem de geçmişten ciddi bir hasta potansiyeli var. Hem de göz hastalıkları her branşın bakabileceği bir hastalık değildir. Mutlaka bir uzmanın olması gerektiğini düşündüğüm için bunun mücadelesini verdim. Sanırım bakanlığa 2-3 resmi yazı yazdık bununla ilgili. Onlar da dal hastanesi tanımının içine böyle bir kadronun olmadığını ve bu yüzden veremeyeceklerini söylediler. Daha sonra ben bakanlığa İdari Hizmetler Başkanı olarak gittim ve ilgili daire başkanıyla yüz yüze görüşme yapıp Buldan’ın profilini onlara anlatmıştım.“Bize üç yeni kadro tanımladı bakanlık, dal hastanesi olmamıza rağmen. Bunlar göz hastalıkları, kulak burun boğaz ve radyoloji branşlarındadır.”Bize müjdeli haber ocak ayında geldi. Bize üç yeni kadro tanımladı bakanlık, dal hastanesi olmamıza rağmen. Bunlar göz hastalıkları, kulak burun boğaz ve radyoloji branşlarındadır. Bu kadroları almamızın çok önemli bir artısı var. Kadromuz yoksa doktor gelme şansımız yoktur. Kadro verildi demek, gelecek dönemlerde bu hekimler artık buraya gelecek. Kalıcı olarak, yani kadrolu olarak gelecek demek. Ama biz şunu yapmadık; doktor versinler diye beklemedik. İlk etapta hemen Alpaslan Bey ile diyaloğa geçtik. Zaten kulak burun boğaz polikliniği açabilecek cihazlara Buldan sahipti. Onun için Denizli Devlet Hastanesinde de yeterince kulak burun boğaz doktorumuz olduğu için, ilk etapta hemen geçici bir görevlendirme ile buradaki kulak burun boğaz polikliniğini şubat ayı itibariyle faaliyete geçirdik. İlk gün yaklaşık 50 kadar hastaya kulak burun boğaz uzmanımız baktı. Ve bu sayının giderek artacağını sanıyorum, arkadaşlara da söyledim. Kulak burun boğazcı arkadaşlarla Denizli’de bir toplantı yaptık. Burada ameliyatları da yapabilecekleri imkânlar var. Ameliyathanemiz var. Buldan hastası ameliyatı için kulak burun boğaz hastası gelmesin Denizli’ye, bunları burada çözelim istiyoruz. Bunla ilgili çalışmalarımızı başlattık. Geçici birinin gelme sebebi de budur. Yani kadro yeni geldi elimize ama biz kadroya doktor ataması beklemeden hedefimiz polikliniği işletmekti. Kadro var demek doktor illaki gelecek demektir.“Biz sadece Acıpayam, Tavas, Çivril’e kardiyoloji uzmanı verdik, onlarda yeni başladı görevlerine.”
Buldan’da YAŞAM:Peki burada göğüs hastalıkları ile ilişkili olarak kardiyoloji düşünülemez miydi? Çünkü özellikle birbirine bağlantılı dal olduğunu düşünüyorum.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Şöyle söyleyeyim, kardiyoloji branşında Türkiye gerçeklerini de bilmek lazım. Her yerde kardiyoloji uzmanımız yok. Denizli geneline de baktığımızda C grubu olan hastanelerimize de kardiyolog daha yeni verildi. Hepsini geçtiğimiz yıl içerisinde peyderpey tamamladık. Ancak Denizli Devlet Hastanesi ve Servergazi Devlet Hastanesi gibi büyük hastanelerimizde, A ve B olan hastanelerimizde vardır. O yüzden kardiyolog isterken de Türkiye gerçeklerini bilmek lazım. Biz sadece Acıpayam, Tavas, Çivril’e kardiyoloji uzmanı verdik, onlarda yeni başladı görevlerine.
Buldan’da YAŞAM:Daha önceden de vardı galiba?Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Şimdi şöyle, Acıpayam’da vardı daha sonra tayin olmuş gitmişti. Ama Çivril’de yeni, daha başlayalı bir, iki ay kadar ya oldu ya olmadı. Tavas’ınkine birkaç ay oldu geleli. Yani hepsininkini son bir yıl içinde tamamladık. Kardiyolojiyi şöyle düşünün, dahiliye uzmanı da bir noktaya kadar kardiyoloji hastası bakabilir. Burada bir dâhiliye uzmanımız var. Şimdi kalp dediğimiz zaman göğüs girer işin içine. Bir yerde göğüs hastalıkları uzmanı da bir kısmına bakabilir. İlerleyen vakalarda da zaten artık gelişen teknolojide anjiyo vs. lazım olduğunda da büyük merkezlere göndermekte fayda var. Ama bu gelecek planlarımıza alınmaz diye bir şey yok, tabii ki bunlarda peyderpey plan içine alınabilir.
Göz ile de söyleyeyim. Hemen bir göz polikliniği açmayı çok arzu ediyoruz buraya. Ancak daha önce bir göz polikliniği Buldan’da yoktu. Onun için de gözle ilgili cihazlarımız yok. Hızlıca onun alımlarıyla ilgili talimatlarımızı verdik. Onların ihaleleri tamamlanıp göz ekipmanları tamamlandığında, ilk etapta söylediğim gibi gerekirse geçici görevli ama takip eden dönemde de kadrolu hekim mutlaka vermek istiyoruz buraya. Radyolojiyi de kadrosunu yeni aldık. Haftada 2 gün olarak radyoloji hizmetimiz başlayacak. Hekimlerimiz gelecek ultrasonlarımızı yapacak. Hastalarımızın artık Denizli’ye gelmesine gerek kalmayacak. İlerleyen dönemlerde kadrolarımız geldikçe de bu branşları tamamlayacağız inşallah.
Buldan’da YAŞAM: Bir hayırseverimiz Buldan Göğüs Hastalıklar Hastanesi yanında ek bir bina, hastaneyi nitelikli bir hale dönüştürmek anlamında bir ek bina yapmayı istemişti. Talep vardı. Hatta 3 yıl önce Valilikte protokol de imzalanmıştı. 3 Trilyon civarında parayı taahhüt etmişti Bakkal ailesi. Fakat o proje de yapılmadı, bakanlıktan bir şekilde onay alınamadı. Sanırım o parada başka bir yere gitme durumunda. Üniversiteye kayma durumunda. Bakanlık, bunu niye yapmıyorsunuz, niye onaylamıyorsunuz denildiğinde, tabi duyumlara göre söylüyorum, bizim bu konuda bakanlıktan çok net bir bilgi alma şansımız yok; “Denizli’de bir bölge hastanesi düşünülüyor. Denizli bölge hastanesi varken burada bu hastanelere yeni yatırıma gerek yok” tarzında bir söylemde bulunulduğu ifade ediliyor. Şimdi bu bize biraz çelişkili geldi. Tavas’a, Acıpayam’a 100 yataklı hastane yapıldı ve bunu tamamen devlet yaptı. Burada hayırsever devlete ihtiyaç olmadan yapmak istiyor. Bölge hastanesi yapılacak da o nedenle gerek yok deniliyor. Peki Acıpayam, Tavas bölge hastanesinde yararlanmayacak mı? Onlar da Denizli’nin bir ilçeleri değil mi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Buldan’da nitelikli hastane diye tabir edilen oda sistemli modern bir hastaneye ihtiyaç olduğuna yürekten inanıyorum.”
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Ben göreve geldiğim günlerde ilk öğrendiğim konulardan biri bu zaten. Alpaslan Bey ile konuştuk. Olayın detaylarını öğrenmeye çalıştım. Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesinin ne kadar önemli olduğunu size anlatmaya çalıştım. Ama eski göğüs hastalıkları mantığında koğuş sistemiyle hastalar yatar. Yani bir odada birkaç hasta birden yatar. Ama bugünkü sistemde modern hastane sisteminde bu yok. O yüzden de Buldan’ın böyle bir hastaneye ihtiyaç olduğuna yürekten inanıyorum. Bir şekilde bazen yazışmalarla yanlış anlaşılabiliyorsunuz. Bazı görüşmelerin daha sözel olarak anlatılması gerektiğine, bakanlıkla tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda aslında en son bakanlıkla yapılan yazışmada, bakanlık burası için bir proje ve fiyat kabaca belirlemiş. Yanılmıyorsam 3,8 Trilyon gibi bir rakam belirlenmiş. Zaten bunun 3 Trilyonu sağ olsunlar Bakkal Ailesi tarafından bağışlanacakken, 800 Milyar kadar bir para Buldan için çok küçük bir para. Bakanlık mutlaka bunu tamamlardı. Orda bir şekilde yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum ve hala Bakkal Ailesi bu işi yapmak isterse ben bu işin peşindeyim. Bakanlıkla da görüşerek, Alpaslan Beyle de birlikte bu projeyi hayata geçirmeyi çok istiyoruz.
Buldan’da YAŞAM:Hayırsever aile başka bir arayışa girdi ve bu konuda epeyce de yol alındı. Buldan Meslek Yüksekokulu’nun 4 yıllığa çıkması kaydıyla aile daha önce hastane için ayırdığı parayla ek bina yapma sözü verdi. Bu konuda rektörle de konuşuldu. Ve sanırım bir mutabakata varıldı. Ek bina için bazı arazilerin gerek bağış yoluyla gerekse de istimlak edilmek suretiyle okula kazandırılması çalışmaları var. Bu saatten sonra hayırsever ailenin yeniden hastane yaptırmaya yöneleceğini sanmıyorum. “Acıpayam’ı tamamladık, Tavas’ın yüzde otuz beşini bitirdik. Çivril proje ihalesi aşamasında, Çivril’e yeni hastane yapılacak. Sarayköy ile ilgili bir planlama var şu anda. Ve mutlaka Buldan’da bu planlamalarda yerini almalı diye düşünüyorum.”
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Onlar da artık bir projenin içerisine girdilerse, bir yatırım planı çıkardılarsa, bu noktadan sonra çokta etik olmaz. Ama sonuç olarak Buldan’a yeni bir hastane binası yapılması gerektiği konusunda kesinlikle buradaki idareci arkadaşlarla da hem fikiriz. Modern bir hastane mutlaka yapılmalı. Bunu gerekirse hayırseverlerle birlikte gerekirse bakanlığımızla birlikte, onların da onaylarını alarak. Bölge hastanesi olması Denizli içerisindeki ufak tefek yatırımlarla ilgili belki bizi durdurabilir. Ama bakanlığın ilçelere olan yatırımları devam ediyor. Dediğimiz gibi Acıpayam’ı tamamladık, Tavas’ın yüzde otuz beşini bitirdik. Çivril proje ihalesi aşamasında, Çivril’e yeni hastane yapılacak. Sarayköy ile ilgili bir planlama var şu anda. Ve mutlaka Buldan’da bu planlamalarda yerini almalı diye düşünüyorum ama görüşmelerimizi de yapacağız. Bu arada da hayırseverlerimizin desteğini bekliyoruz.
Denizli siyasetiyle, Ekonomi Bakanıyla birlikte güçlü bir il. Bu güçlü olmanın avantajını kullanmalıyız. Ve ihtiyacımız olan şeyleri bakanlığımıza anlatabilirsek eğer ihtiyaçlarımızı gözlerinin önlerine serebilirsek onların bize hayır diyeceğini zannetmiyorum. Mutlaka bir yol alacağız.
Buldan’da YAŞAM:Siz söz veriyorsanız Buldan’da mutlaka bir hayırsever bu hastane yapımı için gönüllü olacaktır.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Ben elimden gelen tüm gayreti göstereceğim. Ben daha önce 1 yıllık İdari Başkanlığım döneminde hiç duymadım bu projeyi. Bazen gidip anlatabilmek lazım. Zaten bakanlık yeni binalar, yeni projeler için hep sıcak bakıyor. Modern hastaneler istiyor. Bugün kalite denetlemeleri var, verimlilik denetlemeleri var. Bu ne demek; sağlığı, hizmet, fiziksel ortamlar anlamda daha iyiye taşıyabilmek demek. Sağlık Bakanlığı’nın bütün çalışmaları buna yönelik. Mutlaka bununla ilgili bir şeyler yapılacaktır. Dediğim gibi bizde elimizden geleni yapacağız.
Yani bu nasıl oldu, nerde tıkandı? Acaba üç sene oldu protokol diyorsunuz ardından Kamu Hastaneler Birliğinin kurulumu, yeni yönetimin gelmesi, belki bilgilenme eksikliği nasıl oldu da bu süreç buraya geldi ben anlamıyorum.Buldan’da YAŞAM: Acaba Bölge hastanesi nedeniyle mi engellendi diye bir düşünce var.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Merkeze yapacağınız büyük yatırımlar için bakanlık size söyleyebilir. Ama ilçe hastaneleri için öyle bir şey bizim önümüze hiç gelmedi. Gelseydi verdiğiniz örnek çok doğru. Acıpayam, Çivril, Tavas örneğini yaşıyoruz. Sarayköy ile ilgili projeler var.
Orda bir yerde, bir şekilde yanlış anlaşma var. Yani kasıt falan olacağını hiç zannetmiyorum. Alpaslan Bey ile onu da konuştuk. Bir yazı gider... Ama bunu anlatabilmeniz lazım. Bir yazıya sözle söyleyeceğiniz her şeyi dökemezsiniz. Ama oraya gidip konuştuğunuz zaman halledebilirsiniz diye düşünüyorum. Allah kısmet ederse Sağlık Bakanlığından, bizim kurumumuzdan üst düzey kurum başkan yardımcılarımız geliyor. Bizimle bir toplantı yapacaklar. Benim de rutin toplantı konumuzun dışında gündeme getireceğim ilk konu buydu. Buldan’da böyle bir bağış var ve bunla ilgili yazışmalarımız budur. Resmi yazışmalarımız ve onların desteğini alacaktım. Ancak tabii öyle bir bağış ortada kalmayınca…Buldan’da YAŞAM: Buldan’daki pek çok resmi binayı hayırseverler yaptırmıştır. Daha pek çok resmi binayı da yaptırmaya heveslidirler. Bu binalar okul olur hastane olur.. Bu hayırseverlerimizle irtibat kurulur, onlara ziyaretler yapılırsa yeni hastane binasının önü açılabilir.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Ben Alpaslan Beye de söyledim. Hani bizimde yolumuz düştüğünde biz de ziyaret ederiz onları. Denizli halkı yardımseverdir. Biliyorsunuz hani eski dönemlerde de Denizli kendi kendine ayakta kalabilmiş nadir şehirlerden biridir. “Burası Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesidir resmi olarak, ama bu Arif Cerit binasıdır, Abdullah Sayıner hizmet binasıdır. En doğrusu da budur yani.”Buldan’da YAŞAM: Hayırseverlerden yeni binalar yapmasını beklerken, onların isimlerinin de bir oldu bittiyle kaldırılmasının da önüne geçilmeli. O isimler bir şekilde yaşatılmalı.
Uz. Dr.Nurettin Şahin:İsim konusuna bir açıklık getirmek istiyorum, çok önemli hakikaten. Şimdi Berna Hanım, bu isim konusu yeni bir mesele değil. Arif Cerit binası yapıldıktan sonra Hayırseverler binası diye bir bina daha yapıldı. İsim karmaşası oldu. Yeni yapılan ek binaya Hayırseverler Hastanesi tabelası asıldı. Arif Cerit Ailesi küstü. Yani sonra yukarda Abdullah Sayıner binası var. Ama ek binalar yapıldı. Oraya Ali Yazıcıoğlu kadın servisi yapıldı. Adamlar oraya bağışlar yaptılar. Bunun tek çözüm noktası vardır. Buranın adı Buldan’dır. Burasıda Buldan Hastanesidir. Diğerleri hizmet binasıdır. Kimse alınmasın, kırılmasın. Başka yolu yok. Her birine bizim şu hastanesi, bu hastanesi deme şansına da sahip değiliz. Bizim yapabileceğimiz Buldan’ın adını tutmaktır. Buldan’dır burası, burası da Buldan’ın hastanesidir. Ama geri kalanları hizmet binasıdır.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK:Nurettin Bey’in söylediği doğru. Ben Denizli Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcılığım döneminde şöyle bir şey yaptık. Buranın ismi Denizli Devlet Hastanesidir, burası, doğru. Bu böyle bilinir. Ama buraya SSK’dan devraldığımız binalarla bir poliklinik yapmaya kalktığımızda, dedik ki biz bunu A blok, B blok, C blok diyoruz kendi içimizde; 9 blokluk yere sahibiz. Buraya bir güzel isim verelim. Denizli’nin değerlerinden birinin ismi olsun dedik ve biliyorsunuz ki Özay Gönlüm Poliklinikleri adını koyduk. Ama burası nedir, Denizli Devlet Hastanesidir. Ama orada hizmet verdiğimiz için Özay Gönlüm Poliklinikleridir. Aynı şeyi belki burada da yapabiliriz. Burası Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesidir resmi olarak, ama bu Arif Cerit binasıdır, Abdullah Sayıner hizmet binasıdır. En doğrusu da budur yani.Buldan’da YAŞAM: O zaman şöyle diyebilir miyiz? Buldan’daki hastanenin ismi Buldan Göğüs hastalıkları Hastanesi’dir. Yukarı Hastane diye bildiğimiz yer Dr. Abdullah Sayıner hizmet binasıdır, Aşağı Hastane diye bildiğimiz yer de Arif Cerit Hizmet Binasıdır. Bundan böyle resmiyette de böyle geçecektir diyebilir miyiz?
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Onu ben çözmek için elimden geleni yapacağım. Yarın toplantı sırasında da Bakanlıktan gelen Kurum Başkan Yardımcılarımızla da bu konuyu da görüşürüz. Bunla ilgili ne yapmamız gerekiyorsa yaparız. Yapamayacağımız sözler de vermek istemem. Hedeflerimiz bunlar ama belli yerlerde belli prosedürlere takılabiliriz illaki. Ama sonuçta bunları yapmak için çalışacağız. Yani bu konuda hiç şüpheniz olmasın. “Şimdi ben bir yıldır Buldan için göz ve KBB mücadelesi veriyordum. Bunu aldık. İnşallah kadrolarımızı yerleştirip burada polikliniklerimizi hizmete geçirdikten sonra döner, ihtiyaçlarımızı tekrar gözden geçirir. Buldan halkının ihtiyaçları ve isteği doğrultusunda…”Buldan’da YAŞAM: Biz gazetecilik merakıyla, sürekli Denizli ve ilçelerindeki hastaneleri izliyoruz. Onların sitelerinden takip ediyoruz. Bu takiplerde görüyoruz ki Çivril’de 26 doktor, Acıpayam’da 30 doktor, bunların çoğu da uzman. Şimdi tam rakam olarak veremiyoruz, gerçi bunların tam sayıları var ama şu an yanımızda değil. Buldan’a bakıyorsunuz, 15-16 doktor. Uzmanların çoğu Dr. Abdullah Sayıner Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nin doktorları. Uzmandan fazla pratisyen doktor var. Biz hep bunun eksikliğini hissettik. Demin siz bize bir söz verdiniz, yeni kadrolar gelecek diye. Bizim bunun daha fazlasını talep etmeye hakkımız yok mu? En azından bir Acıpayam, bir Çivril’e yaklaşma şansımız yok mu?
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Şimdi şöyle söyleyeyim, bakın burası Göğüs Hastalıkları Hastanesi, buranın 10 tane göğüs hastalıkları uzmanı kadrosu var. Bugün Denizli Devlet Hastanesinin bu kadar kadrosu yok.Buldan’da YAŞAM: 10 tane Göğüsçünün olması elbette güzel ama Buldanlının beklediği tek bir branşta çok sayıda doktor değil, her branşta tek olsun ama çok branşta doktor olsun.Uz. Dr. Alpaslan Alsoy: Burada bu kadar Göğüs uzmanın yanında bir tane Göğüs Cerrahi Uzmanı olsa bu hastane, Denizli Devlet Hastanesi’nden çok daha fazla iş yapar.
Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Şimdi şöyle düşünüyorum tabi bir şeyi de isterken yıldırmadan istemek lazım.Buldan’da YAŞAM: Yapmayın Berna hanım, biz daha bir şey istemedik.Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Hayır hayır, ben kendi açımdan söylüyorum. Şimdi bir süre bir mücadele verdik. Bir kulak burun boğaz ve göz aldık.
Şimdi ben bir yıldır Buldan için göz ve KBB mücadelesi veriyordum. Bunu aldık. İnşallah kadrolarımızı yerleştirip burada polikliniklerimizi hizmete geçirdikten sonra döner, ihtiyaçlarımızı tekrar gözden geçirir. Buldan halkının ihtiyaçları ve isteği doğrultusunda… Tabi şu da var bir uzman hekim çok zor yetişiyor. Türkiye’de belki de en pahalıya mal ettiğimiz eğitim, bir uzman hekimi eğitimidir. Minimumdan tuttuğunuzda 6 yıl tıp fakültesi, 4 yıl uzmanlık eğitimi, 10 yıl. 10 yılda kimse meslek sahibi olmaz doktorlar dışında. O yüzden de atıl kapasiteler yaratmamak lazım, bu çok önemli. Burada isterseniz mutlaka bir cildiye uzmanı da istersiniz ama günde 10 tane hasta bakacak bir cildiye uzmanı içinde, 10 yıllık bir emeği ziyan etmemek lazım. Onları daha aktif kullanabilmek lazım. Bu yüzden bir şey talep ederken elimizde bazı verilerle talep etmek lazım. “Ben sizin Çivril, Tavas ve Acıpayam bölgelerinin kayırıldığı düşüncenize katılmıyorum.”Buldan’da YAŞAM: Biz sadece Tavas, Acıpayam, Çivril seviyesine gelelim yeter. Denizli’ye yön veren, yönetim seviyesindekilerin genellikle Tavas, Acıpayam bölgelerinden olduğu, dolayısıyla bu bölgelerin kayırıldığı hissindeyiz.Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Ben sizin gibi düşünmüyorum. Ben hasta sayılarına bakarak söylüyorum. Mesela bana kalırsa Çivril’i de hızlıca daha güçlendirebilmek lazım. Orada da eksiklerimiz var. Nüfus olarak fazla, merkeze en uzak ilçemiz o. Yani Çameli’ni saymazsak Çameli küçük çünkü. Birde oraya ikamet ediyor orada çalışan hekimler. Orayı da güçlendirmek lazım. Buldan içinde aciliyetlerim var. Buldan için benim planımdaki en acil şey kalıcı kadın doğum uzmanı buraya tayin yaptırabilmek. Şuanda geçici görev sağlayabiliyoruz, doktorumuz ayrıldığı için. Ama bana göre olmazsa olmazlardan bir tanesi. Dört ana branşın kesinlikle olması gerekir. Onu sağlamaya çalışacağım. İlk hedefim Buldan’la ilgili dediğim gibi bir göz polikliniği açabilmek birde kadın doğumu kadrolu şekilde tutabilmek.Uz. Dr.Alpaslan Alsoy: En azından daha düne kadar KBB; göz yoktu. Bunlar kazandırıldı.Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Kendinizi iyi ifade ederseniz, ilçenin eksikliklerini tespit eder bunu da anlatabilirseniz bakanlık buna hayır demiyor. Mantıklı olan hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Siz tutar da hemotoloji uzmanı isterseniz de bu pek mantıklı olmuyor. Denizli Devlet Hastanesi’nde bile olmayan bir uzmanı herhalde ilçeye hiç vermezler. Mantıklı talep derken bunu kastediyorum. “Şu anda Buldan’a bir diyaliz merkezi kuramayız. Bu bizim yetkimizin dışındadır.”Uz. Dr. Alpaslan Alsoy: Bana ziyarete gelenlerin bir çoğu, diyalizle ilgili istekte bulundu. Ben tabii bunun tıbben çok kolay olmadığını anlatamadım. Bakanlık bunun için sayı ister. Ben şu anda Buldan ve civarında resmi olarak kaç tane diyaliz hastası olduğunu bilmiyorum. Artı, bu hastaların hepsini biz bağlayabilir miyiz? Denizli’deki özel merkezler hastalarını vermemek için mücadele edecekler.Uz. Dr.Berna ÖZTÜRK: Türkiye’deki diyaliz hastası sayısına göre diyaliz makinesi planlanıyor. Ve bu planlama il genelinde yapıldıktan sonra İl sağlık Müdürlüğü tarafından diyaliz makinelerinin dağıtımı yapılıyor. Ben şimdi Denizli Devlet hastaneme daha çok diyaliz makinesi ihtiyacım var diyerek, istediğim kadar diyaliz makinesi alma yetkisine sahip değilim. Bunu tamamen İl Sağlık Müdürlüğü planlar. Ama o zaman Buldan’a başka bir müjdeli haber verelim: Biz Denizli Devlet Hastanesi’nde “Ev Diyalizi” alımı ile ilgili bir hizmet alımı yaptık. Bununla ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ev diyalizi Türkiye’de çok az kullanılan bir şey. Ev diyalizini kullanacak hastaları çok özel seçmek gerekiyor. Makineyi kullanabilecek entelektüel birikimi ve bilgisi olması lazım. O hastalarımızın evlerine makineyi kuruyoruz. Doktorlarımız planlamasını yapıyor. Hasta gece yatarken, kendi günlük aktivitesini engellemeden kendisini makineye takıyor. Sabaha kadar takılı kalıyor. Sabah kalktığında makineyi çıkarıyor ve işine gidiyor. Bu çok önemli bir sistem. Bunun ilk uygulamasını inşallah Denizli merkezden başlayarak yapacağız.Şu anda Buldan’a bir diyaliz merkezi kuramayız. Bu bizim yetkimizin dışındadır. Ev diyalizine uygun hasta bulduğumuzda bunu yaparız. Ev diyalizinde kişiye bir maliyeti yok. SGK makineyi karşılıyor.