T.C.
NALBANT EHLİYET NAMESİ
NUMARASI: 650
HÜVİYET CÜZDANI SURETİ
ADI SOYADI: Abdullah SABANCISARIOĞLU
BABA ADI: Süleyman
DOĞUM YERİ: Buldan
DOĞUM YILI : 1944
1944 tarihinde buldanda doğmuş Süleyman oğlu Abdullah Sabancısarıoğlu, Türkiyede nalbant sanatının tarzı icrasına dair 3277 sayılı ve 8-12-1937 günlü kanunun tatbikatına ait olan 11994 sayılı, 25 temmuz 1936 günlü Nizamnamede yazılı nalbantlık imtihanında muaffak olduğundan kendisine ''EHLİYETLİ NALBANT'' ünvanı taşımağa selahiyet veren iş bu ehliyetname verilmiştir. Bu selahiyete müsteniden T ürkiyede nalbantlık etmek ve nalban yetiştirmek haklarına haizdir.
6-2-1964 tarihinde verilmiştir.
MINTIKA OKUL MÜDÜRÜ SELİMİYE MINTIKASI
VETERİNER NALBANT OKULU ÖĞRETMENİ
DR. Ekrem YARDAR Ali AKŞİT
İş bu nalbantlık ehliyetnamesi tarım bakanlığı vekaletinde 41 numara ile tescil edilmiş olup, tasdik olunur.
BAKAN İMZA
MÜHÜR
BULDANLI NALBANTLAR: Nalbant Hasan ESEN, Hacı Emir ALİ, Ali ATLAMAZ, Evlek Şükrü, Hacı Emir Ali oğlu Ahmet, İbrahim ESEN, Nalbant Süleyman, Paytar Mehmet ÖZDOĞAN (Harmandalı Mehmet) Sazaklı Ahmet, Sazaklı Ali, Sazaklı İmam Salih Hoca, Salih ÇELEBİ, Salih ATLAMAZ, Ekseli Salih, Sarıgöllü Yamuk Ağız, Abdullah SABANCISARIOĞLU, Gazdağlı Osman ....
NAL ÇEŞİTLERİ: Dik basan gagalı nal, Topuk çalma nalı, At-Eşek nalı, Öküz nalı, Yetiştirme nalı, Pansuman nalı, Alafranga nal (at arabası çeken atlarda) ..... 42 çeşit nal vardır. Deveden ve geyikten başka tüm yük hayvanlarına nal çakılır.
Nalbantlar; hayvanın ayağının tırnağının (toynak) altını sunturaç ile düzelttikten sonra uygun nalı seçer yerleştirir. Mıhı (çiviyi) çakmaya başlayınca mıhın, hayvanın tırnağındaki canlı kısıma yani kan damarlarının ve sinir uçlarının bulunduğu bölümün dışındaki cansız kısıma gitmesine özen gösterilir. Nallan hayvanında sitresini düşünerek ve tırnakta oluşabilecek bir acıyı hayvana hissettirmemek için, nalbant mıh çaktığı çekicini bir nala bir mıha bir örs demirine vururtahtaya çivi çakar gibi nal çakılmaz yapılan bir hatalı mıh ve nal çakmada hayvanın tepki göstermesi sonucu, hayvan kendinide yaralar ve yakınındaki insanlarada zarar verebilir. Nalbantların nal çakarken mıh ve nala vurarak çıkardıkları ritim bugün müzik piyasasına verilseydi listelerde ilk üçe gitrerdi !...
HİKAYE 1 : Birgün nalbant bir genç bir kızı ailesinden istetmiş. Kızın anası kocasına ''NALBANT GENÇ EVİMİZE EŞEĞİMİZİ NALLAMAYA GELSİN, YAKINDAN GÖRELİM DEMİŞ''
nalbant, genç kızın evine gelmiş eşeği nallamaya başlamış nala mıhını çakarken çekiç ile bir mıha birde nalın göbeğine vurarak ses çıkarıyormuş kızın anası nalbant genci seyretmiş. Bir nala bir mıha vurmasını şöyle değerlendirmiş ''HERHALDE GENCİN GÖZLERİ AZ GÖRÜYOR KÖRDE OLABİLİR ÇEKİCİ HEP MIHA VURMUYOR YANLIŞLIKLA NALA VURUYOR'' gitmiş durumu kızına söylemiş kızıda gelmiş bakmış anasının dedikleri doğru ''BEN BU NALBANT OĞLANI GÖZLERİ GÖRMEDİĞİ İÇİN VARMAM DEMİŞ.'' ama aslında dünyanın her tarafındaki nalbantların ortak özelliği nal çakarken müzik yapmaktr.
Hayvanın ayağını nallatacak insanlar hayvanını nalbant dükkanına getirirdi ama seyyar nalbantlarda köylere ücra köşelere giderek nal çakarlardı. Öküzleri nallamak için öküz yere yıkılır dört ayğı bağlanır ayka arasından geçirilen sırık ile sabitlendikten sonra nalı çakılırdı. Öküze nal çakılmasının sebebi iseyük arabası çekerken veya çift sürerken rahat hareket etmesi için idi. Nal çakma işini nalbant kendisi yapamaz bir veya daha fazla insanın yardımına ihtiyacı vardı yardımcı olarak nalbant çırakları veya hayvan sahiplari destek olurlardı. Nalbant ehliyeti olmayan dükkan açamazdı. Ehliyet almak için a nalbant okuluna gidilirdi yada yerel AHİ teşkilatının imtihanına girilirdi.
HİKAYE 2: 1962 yılında çarşı mahallesinde Gevreğin hanında 18 yaşında ilk dükkanını açan Abdullah SABANCISARIOĞLU'nu ustası ve aynı zamanda dayısı olan Nalbant İbrahim ESEN diploması yok diye kaymakamlığa şikayet etmiş. Emniyetten gelen polisler dükkanı mühürlemişler nalbant İbrahim askerliğinde nalbant ehliyetnamesi almış askerde alına diploma ile sivillikte dükkkan açılıyormuş nalbant Abdullahın dükkanı kapatıldıktan bir süre sonra Paşalıların kahvehanesinde kalabalık bir grup sohbet ediyorlarmış. Bu grup içindeki Bostan yeri köyünden Gazandereli sarhoş Mehmet ERKARACA nalbant Abdullaha şöyle demiş ''benim askerden aldığım nalbant ehliyetim var . Bu ehliyet ile dükkanını açarsın sakın üzülme dükkanı gelerek beni sorduklarında -Çatak köyüne öküz nalı çakmaya gitti- dersin...''
Nalbant Abdullah sarhoş Mehmetin diploması ile bir süre iare etmiş askere gitmeden 6 ay önce İstanbula Selimiye Kışlasına nalbant okuluna kursa gitmiş. 25 lira gidiş 25 lira geliş toplam 50 lira yol parası, aylık 10 liradan 40 lira ile toplam 90 lira para, nalbant okulu mutemedi tarafından kendisine verilmiş.
Nalbant kursunda nal yapımı mıh (çivi) nal çakımı ve at ile ilgili diğer bilgiler öğretilmiştir. Kurs sonrası 25-9-1964 tarihinde askere gitmiş asker dönüşü nalbant Salih Çelebinin dükkanını çalıştırmaya başlamış. 1995 yılında emekli olmuş 2000 yılında dükkanını kapatmış. Bu süre zarfında bölgemizde at ve eşek sayısıda azalmştır. Halen serbest çalışmaktadır.
Buldandan çevre şehirlere nalbantlık yapmak üzere nalbant aileler göç etmişlerdir. Güneyde nalbant Hacı Ahmetler, Alşaşehir ve Sarıgöl bölgesinde nalbant Ahmetler, Kuyucak bölgesindeki nalbantlar.... vs.
Tekstilci iş adamı merhum Rüştü AKIN'nın dedesi de nalbant imiş.
KAYNAKÇA : Abdullah SABANCISARIOĞLU-1944
Ethem SAĞLAM-1932