Dokuzlar eşkıya (Çete) gurubu Nazilli – İsabeyli’ye bağlı bir dağ köyünde Hasan Hüseyin Efe önderliğinde kurulmuş. Nazilli çevresinde faaliyet göstermiş. (Kaynak – İbrahim Tuna- 1930 Buharkent, Meryem oğlu Kahvesi). Bu silahlı kuvvetler önceleri çete(Eşkıya, efelik kültüründe çalıkakıcılık) yaparak soygun, yağma faaliyetleri yapmış. Bu guruplardan bazıları, halk için faydalı işler yapmış, halkın sevgisini kazanmış. Daha sonra Kuva-yı Millîye çalışmalarında önderlik yapmış. Mondros Mütarekesi ile Osmanlı ordusu dağılınca daha önceleri askerden kaçanlar ile ordunun dağıtılmasından sonra aileleri yanına dönenlerden bazıları silahlı guruplar oluşturarak bölgelerinde gasp ve yağmalamaya başlamış. Böyle oluşan Nazilli bölgesindeki Dokuzlar çetesi, Buldan çevresinde vurgun yapmak için İbrahim Ağanın (Tarakçı) Belediye Başkanı olduğu 1905-1908 yılları arasında Buldan’a baskın yapmış. Efe gurupları içinde Buldan, Ödemiş- Karıncalı dağdaki Çakıcı(Çakırcalı) Mehmet Efenin baş kızanı Kara Ali Efenin sorumluluğunda imiş. O zamanda Buldan’ın hudutları Pamukkale yakınındaki Karahayıt’a kadar ulaşıyormuş. Buldan ilçe hudutlarında 7 adet çiftlik varmış. Mondros mütarekesinin ardından İstanbul hükümeti çetelerin Rumlar aleyhine girişecekleri herhangi bir hareketin işgal için yeterli bir bahane olacağı düşüncesiyle çetelerin faaliyetlerine son vermek için 30 Mart 1919 da Kaymakamların efelere nasihatçi gönderilmesi kararını vermiş. Birçok çete gurubu gibi Nazilli çevresinde eşkıyalık yapan Dokuzun kızanları ve Mehmet Çavuş çeteleri üyeleri ve silahlarıyla birlikte teslim olmuş. Aydın – Çine’de 5-6 Haziran 1919 da Çine askerlik şubesi binasında asker ve efeler tarafından kurulan Kuva-yı Milliye teşkilat başkanlığına Yörük Ali Efe, yardımcısı Kıllıoğlu Hüseyin Efe seçilmiş. Diğer efe gurupları gibi Dokuzlarda Kuva-yı Milliye teşkilatına katılmış. İç ayaklanmaların bastırılması amacıyla Mustafa Kemal Paşa, Menderes havzası efelerine görev vermiş. Dokuzlar ve Mehmet Çavuş efe gurupları Bolu – Mudurnu- Konya isyanlarının bastırılmasında diğer efe guruplarıyla birlikte büyük başarılar kazanmış.
Dokuzun kızanları çetesi bir sonbahar Kasım günü gerekli istihbaratı yaptıktan sonra ikindi vaktinden sonra Tepeköy çiftliğine (Tepeköy şu anda Sarayköy ilçesi köyü) baskın yapmış. O zamanlar çete gurupları içinden bazıları şu veya bu sebeplerden dağdan düze inermiş. Yani ya ailesinin yanına döner onlarla beraber yaşarmış ya da ailesiyle bir çiftlikte iş bulur çiftliğe yerleşir çiftliğin güvenliğini sağlarmış. Dokuzların Tepeköy çiftlik baskınında çiftlikten silahla karşılık verilmiş. Bu çatışmadan mermilerden biri Dokuzlar çetesi başı Hasan Hüseyin Efenin kulak memesini sıyırmış geçmiş. Hasan Hüseyin Efe kızanlarına geri çekilmelerini, çiftlikte Ali Efe adlı birinin olduğunu, sonuç alamayacaklarını söylemiş. Bir efe diğer efenin silah atışından kim olduğunu bilirmiş. Efeler bulundukları arazide yaşayabilmek, barınabilmek için iyi bir atıcı, silahşör olmak zorundaymış. Dokuzlar buradan Yenice çiftliğine gelerek baskın yapmış. Vakit akşam ile yatsı arası imiş, karanlık iyice çökmüş.
Çiftlikten silahla karşılık verilmiş. Kim olduğunu bilmedikleri bir efe Dokuzların kızanlarından birini omuzundan yaralamış. Buradan da sonuç alamayacağını düşünen Hasan Hüseyin Efe kızanlarına geri çekilmelerini söyleyerek Buldan’a yönelmiş. Yaralı kızana bir kese altın vererek Baltalı Ali’nin damına gitmesini söylemiş. Baltalı Ali yatak imiş. Yatak kişi efeye giyecek, yiyecek, mühimmat temin eder, saklanmasını ve haberleşmeyi sağlarmış. Buldan’a gelen Dokuzlar Kaymakam’ın evine gitmiş. Kaymakamı yanlarına alarak Yalçınkaya(Zehrenti) mahallesindeki Buldan Belediye Başkanı İbrahim Ağanın evine (Tarakçı Konağı) gitmiş. Tarakçı konağı taş bina, pencere ve kapıları dövme demirden kapaklı, içeri girmek hemen hemen imkânsız mükemmel bir yapıdır. Şu anda Büyükşehir Belediyesi mülkiyetindedir. Kaymakam gecenin karanlığında Tarakçı konağı önüne geldiğinde İbrahim Ağaya seslenmiş. İbrahim Ağa kapıyı açtığında Dokuzlar hemen içeri girerek içeridekileri etkisiz hale getirmiş. İbrahim Ağa fazla direnmeden bir gübeç altını vermiş. Dokuzlar hemen eski Aydın yolundan Çayırderesi – Vakıf- Çatak üzerinden Aydın yolu üzerine geçmiş. Ama giderlerken halk üzerinde olumlu etki bırakmak için Aydın yolu üzerinde ta Çatak gediği (Akçam Gediği) mevkiine kadar yollara dokuz tane altın atmış. Sabah dağ köylerinden bir kişi eşeği ile şehir merkezine odun satmaya gelirken, bu altınlardan birkaç tane bulmuş. Şehre gelince sarrafa giderek satmak istemiş. Öğleye doğru İbrahim Ağanın evinin (Tarakçı Konağı) soyulduğu, Aydın yolunda eşkıyanın altınları döke döke gittiği dedikodusu yayılınca uyanık geçinen gözü aç insanlar altın bulmak düşüncesiyle Aydın yoluna altın aramaya çıkmış.
Yenice çiftlik baskınında yaralanan Dokuzun kızanı gecenin karanlığında yaralı halde Çağış bölgesi üzerinden Tekke- Işıklar bölgesine gelerek Baltalı Ali(1870-1950)’nin damı(Toprak örtülü ev) önünde seslenmiş. Baltalı Ali yaralı zeybeği içeri almış, yarasını sabunlu su ile yıkamış, zeytinyağı ile pansuman yapmış. Şikâyet durumunda Jandarma baskınında yaralı kızanın yakalanmaması için 100 metre uzağa sık ormanın içine küçük bir barınma yeri yapmış, oğlu Baltalı İbrahim(1895-1971) yardım etmiştir. Yaralıyı hem tedavi etmiş, hem de yemesini, temizliğini karşılamış. Yaralı kızan kendini iyi hissedince köylerinden birinde X adlı kişiye kendisini götürmesini söylemiş. Baltalı Ali, yaralı kızanı bir eşeğe bindirerek dağ köyündeki X adlı kişiye teslim etmiş. X adlı kişi yaralı kızanı birkaç gün bakım yapmış. Bu arada cebindeki bir kese altın dikkatini çekmiş. Bir kese altına tamah ederek yaralı kızanı uyurken kalbinden tek kurşunla vurarak öldürmüş. Elbiselerini ve silahını saklamış. Evinin alt katına hayvanların olduğu yerin altına kazarak gömmüş. Köyden soranlara “İyi oldu gitti” demiş. Nazilli’deki Dokuzlar uzun zaman geçmesine rağmen yaralı kızanın gelmemesi üzerine araştırma yapmış. Baltalı Ali’nin damına gelen Dokuzlar yaralı kızanın durumunu sormuş. Baltalı Ali dağ köyündeki X’ e teslim ettiğini söylemiş. Dokuzlar Baltalı Ali’yi de yanlarına alarak dağ köyüne gitmiş. X yaralı kızanı teslim aldığını söyleyince Baltalı Ali’yi geri göndermişler. Dokuzlar yaralı kızanın ne olduğunu ısrarla sorunca X kan kaybı sonucu öldüğünü söylemiş. Dokuzlar cesedi çıkartmış, üzerinde bir değil iki kurşun yarası görünce, X altın için kalbi üzerine kurşun sıkarak öldürdüğünü itiraf etmiş. Dokuzlar köylüleri köy meydanında toplayarak ibret olsun diye testere ile X i kesmiş. Daha sonraları X in oğlu Y ve gelini Z öldürülen efenin elbiselerini giyerek ve silah ile “Biz filan efenin kızanıyız” diyerek soygun yapar haraç istermiş. Y güzel saz çalar, karısı Z şarkı söylermiş. Çevre halkı bunlardan bıkmış. Kurtulmak için plan yapmış. Bir eğlence ziyafeti düzenlenmiş, davet ettikleri Y ve Z yi halletmiş.
Kaynakça- Mustafa Baltalıoğlu(1922-2018), Ali Baltalıoğlu(1930), Hatice Özeşmen(1936 Doğanköy), Ahmet Tuncay(1934 – 2019), Buldan ve Yöresi Tarihçesi Prof. Zeki Avralıoğlu, Geçmişten Günümüze Denizli Dergisi7 Abalıoğlu Vakfı Sayı 61- Haziran 2010 Doç Dr. Güneş Günver