Gelin olacak kız için diktirilen etek-çeket (tayyor) kesinlikle nikahta giyilirdi. Damat ve gelin ilk defa nikah masasında yan yana gelir otururdu. Köylerde muhtar şehrimizde ise belediye başkanı veya vekaleten yerine görevlendireceği bir belediye çalışanı nikahı kıyardı. Bu resmi nikah olayı belediye meclis toplantı salonunda cuma günü cuma namazından sonra gerçekleşirdi. Nikah düğünden hemen önceki cuma günü gerçekleştirilirdi. Pısat kesimi düğünden bir ay önce yapılırdı.
1950 den sonra manto, etek ve ceket (tayyor)ve gelinlik, erkek terziler tarafından dikilmeye başlandı. İlk dikime başlayan erkek terziler İrfan UZ, Mehmet TÜRE, Süleyman KEYİK, Nadir SEYREK idi. Erkek terziye manto, tayyor, gelinlik diktirilecek ise; terzi kız evine gider ölçü alır, sonra iki defa provaya giderdi. Dikim bitince düğünden önceki perşembe günü gündüz, dikilen elbiseleri terzi, özel kağıda paket yaparak çırakları ile oğlan evine gönderirdi. Çıraklara da oğlan evinden para, mendil, çorap vb. bahşiş verilirdi. Kadın terzinin diktiği elbiseleri oğlan evinden bir kişi gider alır parasını öderdi.
* Buldan’ın ilk üç yerleşim yerinden biri olan Yalçınkaya (Zehrenti) mahallesine ilk yerleşen aileler içinde terzilik yapan ailelere de vardı. Bunların evlerinin bulunduğu sokağa terziler sokak denilir ve bu evlerin yan tarafındaki derenin üst kısmına '' Terziler Kaşı'' denile gelmiştir. Bekir SERT (1941) Belediye başkanlığına dilekçe vererek 1975 yılında sokak adı belediye meclisince ''TERZİLER SOKAK'' olarak resmileştirilmiştir.
* Helvacılar mahallesindeki Topdamı’nın ilerisinde Saçyaz bölgesinde Demirci Hasanların arazisinin tabanında Softaların arazisinin (Şuanda Kardayının Şükrü Karaca ve Martin’de) olduğu bölgeye TERZİOLUK bölgesi denir. Burada şu anda mevcut olmayan Terzioluk çeşmesi varmış. Yine buradan çıkarılan başka bir su kaynağının suyu Bursa mahallesindeki belediye kavaklığının üst kısmında tekke yolu üzerindeki Dağarcık çeşmesine akardı. Bu çeşmenin ayağı da Sabuncu Düzü’ndeki Dağarcıkların bahçesine (Molla Hasanların bahçesine) akardı. Dağarcık çeşmesi de yıktırılmış, suyu 2000 yılından sonra Topdamı’ndaki iptal edilen su deposu yanına yapılan çeşmeye akıtılmıştır. İlçemiz ve köylerinde Terziler lakaplı aileler vardır. Soyadı kanunu çıkarılınca Terzi, Terzioğlu, Başterzi soyadlarını almışlardır.
* Aslen Evyakanlar ailesinden olan Güroluk mahallesinden Terzi Mehmet Çavuş, oğlu İsmail, torunları Mehmet ve Kamil DURUSOY, dededen toruna terzi olduğu için lakap olarak terziler olarak çağırılırlar.
* Aslında bütün ev kadınları iyi birer terzi idi. Konfeksiyon imalatının olmadığı gelenek göreneklerin baskın olduğu yıllarda; ev kadınları, kendisi ve aile bireylerinin iç çamaşırlarını diker giyilen elbise ve çamaşırların eskiyen yırtılan sökülen yerlerini diker tamir ederdi. Yama yapardı. Toplumun ekseriyet kadınları bu işleri bir terzi yanında kurs görmeden aile içindeki yetişkin ve yetenekli bayanlara bakarak kendi kendilerini yetiştirirlerdi. Ekonomik geliri yetersiz olan aileler elbise ve çoraplara yama üstüne yama yaparlardı. Mahallesine ayak ile çalıştırılan dikiş makinası olanlardan bazı dikişler için izin alınır dikimler yapılırdı.
* Ekonomik durumu iyi olan ailelerdeki kadınlar yamalı elbise giymedikleri gibi, dikim işlerini terzilerine diktirirlerdi. 1960 dan önceki yıllarda kadın terziler iç çamaşırı da dikerlerdi. 1960’lardan sonra iç çamaşırı konfeksiyon anlamında atölyelerde üretilip dükkanlarda satılmaya başlayınca bütün insanlar ihtiyaçlarını dükkanlardan karşılamaya başladılar.
BAZI ŞÖHRET YAPMIŞ USTA TERZİLERİMİZ HAKKINDA GENEL BİLGİLER VE TERZİ MUHABBETLERİ
*Terzi Melek Hanım nine (Melek GÜRKAN, Cevdet KIZILAĞA'nın kayınvalidesi, Süren Kadirin amca kızı, 1884-1980) Osmanlı devleti döneminde Osmanlı sarayından emekli olan ve Aydın ovasına yerleşen bir paşanın oğlu Yakup ile evlenir. Melek Hanım nine Aydın Bozdoğan’a gelin gider. Kayınvalidesinin adı Gülsefa'dır. Melek Hanım Bozdoğandaki çiftlikte yaşarken çok yetenekli olduğu için kayınvalide Gülsefa Melek Hanım’a Rum terziler getirterek kalıplardan elbise dikmeyi, erkek elbisesi dikmeyi, terzilik ile ilgili her şeyi öğrenmiştir. Hatta dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğrenmiştir. Osmanlı devletinin yıkılması Ege bölgesinin işgali sonucu eşiyle Buldan’a ailesinin yanına taşınmıştır. Öğrendiği terzilik mesleği ile terzilik yapmaya evini geçindirmeye başlamıştır. Hem kadınlara hem erkeklere elbise dikermiş. Elindeki erkek elbise kalıplarından hem yakın çevresindeki erkeklere hem tanımadığı erkeklere elbise dikermiş. Elbise diktirecek erkek üzerinde ölçü almadan, prova yapmadan kaç beden elbise giyeceğini bilir elbiseyi dikermiş. Boş zamanlarında da değişik beden numaralarında elbiseler diker akrabası olan amcası Hafız Ali'nin (Mithat SÜREN'in babası) mağazasında satılmasını sağlarmış. Yanında çırak olarak çalışan kız çocuklarına terzilik yanında dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğretirmiş.
* Terzi Ulviye çırağı olan kız çocuklarına terzilik yanında kasnak üzerinde dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğretirmiş.
* Terzi İrfan UZ' un ilk ustası Çön Yaşar'dır. İrfan UZ 16 yaşında İzmir'e gitmiş, İzmir’deki ustaları Yahudi Moday ve Yahudi bayan Planka'dır. İzmir’den askere gider, dönüşte İstanbul’a giderek Mimar Kemal BALSARI ve Terzi Türkan ile ortaklık yaparak çocuk konfeksiyonu üzerine atölye açarlar. Ortaklık 1 sene sürer. Bu arada bir Rum terzi Paris’e gitmeyi teklif eder. Gitmeye razıdır ama hem aile baskısı hem çocuk özlemi gitmesine engel olur, ortaklıktan da ayrılır. Toplam 10 sene İstanbul’da kalır Buldan’a döner. Buldan’da terzilik yaparken şöhreti çevre şehirlere yayılır. Denizli, Aydın, Manisa’dan, valiler, kaymakamlar bürokratlar belediye başkanları, zenginler elbise diktirmek için Buldan’a gelmeye başlarlar. Kırk seneden fazla Buldan’da terzilik yapar birçok usta terzi yetiştirmiştir.
* Terzi İrfan UZ İstanbul’da çalıştığı yıllarda dükkanda başka insan olmadığı tenha bir zamanda Ermeni olan ustası şöyle der: ''İrfan, seni zengin aileden bir Ermeni, bir Yahudi veya bir Rum kız bulalım evlendirelim, çok zengin olursun!'' Bu söz üzerine Terzi İrfan ustasına ''Ben evliyim'' deyince, Ermeni olan ustası ' Eyvah İrfan!'' der. Ustasının madam GRİK adındaki karısı da kocaman bir kahkaha atmıştır. Bu Ermeni terzi daha sonra Paris’e gitmiş, Terzi İrfanı davet etmiş ama olumlu cevap alamamış.
* Terzi İrfan UZ ‘un yanında yetişen terzilerden bazıları Terzi Sedat, Orhan MUTCAN, Orhan SELEK, Salih UZ, Terzi HACI, Sarı ALİ, Cabar ŞÜKRÜ, Evyakanların ŞİNASİ
* YIL 1974 Kıbrıs barış harekatı zamanı: Konak Devlet Hastanesi’nde ameliyat olan Terzi İrfan UZ'u ameliyat eden doktorlardan bir bayan doktor sık sık ziyaretine gelirmiş. Kendisinin Buldan’da banka müdürlüğü yapan Ahmet beyin gelini olduğunu Ahmet beyden selam getirdiğini söylermiş. Bu bayan doktor durumu bölüm başkanı profösöre açmış o profesör de günde üç defa ziyaretine gelmeye başlamış. Meğer bu profesör İrfan UZ'un amcası DR Behçet UZ 'un talebesi imiş.
* İstanbul’da terzilik yaptığı yıllar felekten bir gün çalmak için bir pazar günü Maksim Gazinosu’na gider. Birkaç saat sonra yan masadaki bir erkeğin dikkatle kendisine bakmakta olduğunu fark eder. Bu dikkatli bakıştan yarım saat sonra o şık giyimli şahıs Terzi İrfan’ın masasına gelir ''siz Buldan’daki Terzi İrfan UZ oluyorsunuz değil mi?'' der. Terzi İrfan evet deyince diğer şahıs kendisini tanıtır. Buldan’da kaymakamlık yaptığını kendisine elbiseler diktirdiğini o anda İstanbul vali yardımcısı olduğunu bir ihtiyacı olduğunda kendisini aramasını söyler dükkan adresini alarak birkaç takım elbise daha diktirir.
* Terzi Arif YALÇIN (1930) ilkokuldan 1943’te mezun olunca, 6 sene Terzi Niyazi’nin yanında çalışır. 18 yaşında İstanbul’a gider, Ermeni terzi Bedros Papazyan’ın yanında çalışır. Askerliğini İstanbul’da yapar. Askerlik sonrası İstanbul’da çalışır. 1953 yılında Yugoslav göçmeni, İstanbul Beyoğlu’nda Terzi Necip ustadan kadın terziliği bilgisini alır. Ailesinin ısrarı üzerine 1954 yılında Buldan’a dönerek, kadın-erkek terzisi olarak dükkan açar. Zamanla terzilikteki şöhreti Buldan’dan dışarı taşar, çevre şehirlere yayılır. Valiler, kaymakamlar, bürokratlar, belediye başkanları, zenginler elbise diktirmeye gelirler. Özellikle Denizli valileri Vefik KİTAPÇIGİL, Vefki ERTÜR, Talat AVŞAROĞLU ve eşleri, belediye başkanları devamlı müşterisidirler. 1961 Kasım ayında müşterilerinin çok olması ve ısrarlı ricaları üzerine özellikle valinin ısrarı üzerine Denizli’ye taşınır, Denizli’de terzilik yapar. 2012 Haziran itibariyle Denizli Berkay iş hanında dükkanı vardır.
Gelin olacak kız için diktirilen etek-çeket (tayyor) kesinlikle nikahta giyilirdi. Damat ve gelin ilk defa nikah masasında yan yana gelir otururdu. Köylerde muhtar şehrimizde ise belediye başkanı veya vekaleten yerine görevlendireceği bir belediye çalışanı nikahı kıyardı. Bu resmi nikah olayı belediye meclis toplantı salonunda cuma günü cuma namazından sonra gerçekleşirdi. Nikah düğünden hemen önceki cuma günü gerçekleştirilirdi. Pısat kesimi düğünden bir ay önce yapılırdı.
1950 den sonra manto, etek ve ceket (tayyor)ve gelinlik, erkek terziler tarafından dikilmeye başlandı. İlk dikime başlayan erkek terziler İrfan UZ, Mehmet TÜRE, Süleyman KEYİK, Nadir SEYREK idi. Erkek terziye manto, tayyor, gelinlik diktirilecek ise; terzi kız evine gider ölçü alır, sonra iki defa provaya giderdi. Dikim bitince düğünden önceki perşembe günü gündüz, dikilen elbiseleri terzi, özel kağıda paket yaparak çırakları ile oğlan evine gönderirdi. Çıraklara da oğlan evinden para, mendil, çorap vb. bahşiş verilirdi. Kadın terzinin diktiği elbiseleri oğlan evinden bir kişi gider alır parasını öderdi.
* Buldan’ın ilk üç yerleşim yerinden biri olan Yalçınkaya (Zehrenti) mahallesine ilk yerleşen aileler içinde terzilik yapan ailelere de vardı. Bunların evlerinin bulunduğu sokağa terziler sokak denilir ve bu evlerin yan tarafındaki derenin üst kısmına '' Terziler Kaşı'' denile gelmiştir. Bekir SERT (1941) Belediye başkanlığına dilekçe vererek 1975 yılında sokak adı belediye meclisince ''TERZİLER SOKAK'' olarak resmileştirilmiştir.
* Helvacılar mahallesindeki Topdamı’nın ilerisinde Saçyaz bölgesinde Demirci Hasanların arazisinin tabanında Softaların arazisinin (Şuanda Kardayının Şükrü Karaca ve Martin’de) olduğu bölgeye TERZİOLUK bölgesi denir. Burada şu anda mevcut olmayan Terzioluk çeşmesi varmış. Yine buradan çıkarılan başka bir su kaynağının suyu Bursa mahallesindeki belediye kavaklığının üst kısmında tekke yolu üzerindeki Dağarcık çeşmesine akardı. Bu çeşmenin ayağı da Sabuncu Düzü’ndeki Dağarcıkların bahçesine (Molla Hasanların bahçesine) akardı. Dağarcık çeşmesi de yıktırılmış, suyu 2000 yılından sonra Topdamı’ndaki iptal edilen su deposu yanına yapılan çeşmeye akıtılmıştır. İlçemiz ve köylerinde Terziler lakaplı aileler vardır. Soyadı kanunu çıkarılınca Terzi, Terzioğlu, Başterzi soyadlarını almışlardır.
* Aslen Evyakanlar ailesinden olan Güroluk mahallesinden Terzi Mehmet Çavuş, oğlu İsmail, torunları Mehmet ve Kamil DURUSOY, dededen toruna terzi olduğu için lakap olarak terziler olarak çağırılırlar.
* Aslında bütün ev kadınları iyi birer terzi idi. Konfeksiyon imalatının olmadığı gelenek göreneklerin baskın olduğu yıllarda; ev kadınları, kendisi ve aile bireylerinin iç çamaşırlarını diker giyilen elbise ve çamaşırların eskiyen yırtılan sökülen yerlerini diker tamir ederdi. Yama yapardı. Toplumun ekseriyet kadınları bu işleri bir terzi yanında kurs görmeden aile içindeki yetişkin ve yetenekli bayanlara bakarak kendi kendilerini yetiştirirlerdi. Ekonomik geliri yetersiz olan aileler elbise ve çoraplara yama üstüne yama yaparlardı. Mahallesine ayak ile çalıştırılan dikiş makinası olanlardan bazı dikişler için izin alınır dikimler yapılırdı.
* Ekonomik durumu iyi olan ailelerdeki kadınlar yamalı elbise giymedikleri gibi, dikim işlerini terzilerine diktirirlerdi. 1960 dan önceki yıllarda kadın terziler iç çamaşırı da dikerlerdi. 1960’lardan sonra iç çamaşırı konfeksiyon anlamında atölyelerde üretilip dükkanlarda satılmaya başlayınca bütün insanlar ihtiyaçlarını dükkanlardan karşılamaya başladılar.
BAZI ŞÖHRET YAPMIŞ USTA TERZİLERİMİZ HAKKINDA GENEL BİLGİLER VE TERZİ MUHABBETLERİ
*Terzi Melek Hanım nine (Melek GÜRKAN, Cevdet KIZILAĞA'nın kayınvalidesi, Süren Kadirin amca kızı, 1884-1980) Osmanlı devleti döneminde Osmanlı sarayından emekli olan ve Aydın ovasına yerleşen bir paşanın oğlu Yakup ile evlenir. Melek Hanım nine Aydın Bozdoğan’a gelin gider. Kayınvalidesinin adı Gülsefa'dır. Melek Hanım Bozdoğandaki çiftlikte yaşarken çok yetenekli olduğu için kayınvalide Gülsefa Melek Hanım’a Rum terziler getirterek kalıplardan elbise dikmeyi, erkek elbisesi dikmeyi, terzilik ile ilgili her şeyi öğrenmiştir. Hatta dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğrenmiştir. Osmanlı devletinin yıkılması Ege bölgesinin işgali sonucu eşiyle Buldan’a ailesinin yanına taşınmıştır. Öğrendiği terzilik mesleği ile terzilik yapmaya evini geçindirmeye başlamıştır. Hem kadınlara hem erkeklere elbise dikermiş. Elindeki erkek elbise kalıplarından hem yakın çevresindeki erkeklere hem tanımadığı erkeklere elbise dikermiş. Elbise diktirecek erkek üzerinde ölçü almadan, prova yapmadan kaç beden elbise giyeceğini bilir elbiseyi dikermiş. Boş zamanlarında da değişik beden numaralarında elbiseler diker akrabası olan amcası Hafız Ali'nin (Mithat SÜREN'in babası) mağazasında satılmasını sağlarmış. Yanında çırak olarak çalışan kız çocuklarına terzilik yanında dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğretirmiş.
* Terzi Ulviye çırağı olan kız çocuklarına terzilik yanında kasnak üzerinde dikiş makinası ile nakış yapmayı da öğretirmiş.
* Terzi İrfan UZ' un ilk ustası Çön Yaşar'dır. İrfan UZ 16 yaşında İzmir'e gitmiş, İzmir’deki ustaları Yahudi Moday ve Yahudi bayan Planka'dır. İzmir’den askere gider, dönüşte İstanbul’a giderek Mimar Kemal BALSARI ve Terzi Türkan ile ortaklık yaparak çocuk konfeksiyonu üzerine atölye açarlar. Ortaklık 1 sene sürer. Bu arada bir Rum terzi Paris’e gitmeyi teklif eder. Gitmeye razıdır ama hem aile baskısı hem çocuk özlemi gitmesine engel olur, ortaklıktan da ayrılır. Toplam 10 sene İstanbul’da kalır Buldan’a döner. Buldan’da terzilik yaparken şöhreti çevre şehirlere yayılır. Denizli, Aydın, Manisa’dan, valiler, kaymakamlar bürokratlar belediye başkanları, zenginler elbise diktirmek için Buldan’a gelmeye başlarlar. Kırk seneden fazla Buldan’da terzilik yapar birçok usta terzi yetiştirmiştir.
* Terzi İrfan UZ İstanbul’da çalıştığı yıllarda dükkanda başka insan olmadığı tenha bir zamanda Ermeni olan ustası şöyle der: ''İrfan, seni zengin aileden bir Ermeni, bir Yahudi veya bir Rum kız bulalım evlendirelim, çok zengin olursun!'' Bu söz üzerine Terzi İrfan ustasına ''Ben evliyim'' deyince, Ermeni olan ustası ' Eyvah İrfan!'' der. Ustasının madam GRİK adındaki karısı da kocaman bir kahkaha atmıştır. Bu Ermeni terzi daha sonra Paris’e gitmiş, Terzi İrfanı davet etmiş ama olumlu cevap alamamış.
* Terzi İrfan UZ ‘un yanında yetişen terzilerden bazıları Terzi Sedat, Orhan MUTCAN, Orhan SELEK, Salih UZ, Terzi HACI, Sarı ALİ, Cabar ŞÜKRÜ, Evyakanların ŞİNASİ
* YIL 1974 Kıbrıs barış harekatı zamanı: Konak Devlet Hastanesi’nde ameliyat olan Terzi İrfan UZ'u ameliyat eden doktorlardan bir bayan doktor sık sık ziyaretine gelirmiş. Kendisinin Buldan’da banka müdürlüğü yapan Ahmet beyin gelini olduğunu Ahmet beyden selam getirdiğini söylermiş. Bu bayan doktor durumu bölüm başkanı profösöre açmış o profesör de günde üç defa ziyaretine gelmeye başlamış. Meğer bu profesör İrfan UZ'un amcası DR Behçet UZ 'un talebesi imiş.
* İstanbul’da terzilik yaptığı yıllar felekten bir gün çalmak için bir pazar günü Maksim Gazinosu’na gider. Birkaç saat sonra yan masadaki bir erkeğin dikkatle kendisine bakmakta olduğunu fark eder. Bu dikkatli bakıştan yarım saat sonra o şık giyimli şahıs Terzi İrfan’ın masasına gelir ''siz Buldan’daki Terzi İrfan UZ oluyorsunuz değil mi?'' der. Terzi İrfan evet deyince diğer şahıs kendisini tanıtır. Buldan’da kaymakamlık yaptığını kendisine elbiseler diktirdiğini o anda İstanbul vali yardımcısı olduğunu bir ihtiyacı olduğunda kendisini aramasını söyler dükkan adresini alarak birkaç takım elbise daha diktirir.
* Terzi Arif YALÇIN (1930) ilkokuldan 1943’te mezun olunca, 6 sene Terzi Niyazi’nin yanında çalışır. 18 yaşında İstanbul’a gider, Ermeni terzi Bedros Papazyan’ın yanında çalışır. Askerliğini İstanbul’da yapar. Askerlik sonrası İstanbul’da çalışır. 1953 yılında Yugoslav göçmeni, İstanbul Beyoğlu’nda Terzi Necip ustadan kadın terziliği bilgisini alır. Ailesinin ısrarı üzerine 1954 yılında Buldan’a dönerek, kadın-erkek terzisi olarak dükkan açar. Zamanla terzilikteki şöhreti Buldan’dan dışarı taşar, çevre şehirlere yayılır. Valiler, kaymakamlar, bürokratlar, belediye başkanları, zenginler elbise diktirmeye gelirler. Özellikle Denizli valileri Vefik KİTAPÇIGİL, Vefki ERTÜR, Talat AVŞAROĞLU ve eşleri, belediye başkanları devamlı müşterisidirler. 1961 Kasım ayında müşterilerinin çok olması ve ısrarlı ricaları üzerine özellikle valinin ısrarı üzerine Denizli’ye taşınır, Denizli’de terzilik yapar. 2012 Haziran itibariyle Denizli Berkay iş hanında dükkanı vardır.