SİVİL TOPLUMUN DUAYENİ, KANAAT ÖNDERİ, ANKARA İŞ DÜNYASININ AKİL ADAMI TÜSİAV BAŞKANI SAYIN VELİ SARITOPRAK İLE SÖYLEŞİ
-Osman BULDAN; Evet sevgili okurlar, bu söyleşimin konuğu bir sivil toplum gönüllüsü, sevdalısı ve önderi Türk Sanayici ve İş adamları Vakfı Başkanı Veli SARITOPRAK. Hoşgeldiniz. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
-Veli SARITOPRAK; Hoşbuldum. 1951 Afyon doğumluyum. İlk, orta ve lise tahsilimi Afyon’da, yüksek tahsilimi Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde tamamladım. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde Kamu Yönetimi üzerine lisansüstü çalışma yaptım ve master derecesi aldım. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda, PETKİM Petrokimya A.Ş. Genel Müdürlüğü’nde ve Hacı Ömer Sabancı Holding’e bağlı TEMSA Termo Mekanik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de çeşitli görevlerde bulundum. Bilkent Holding'e bağlı Tepe Grubu’nda başdanışmanlık yaptım. Ankara merkezli NATA Holding’de baş danışman olarak görev yaptım. Jandarma Asayiş Vakfı şirketlerinden JAVDES A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. HHB Expo Fuar şirketinin danışma kurulu başkanıyım. Ankara Üniversitesi Üniversite İş Dünyası İşbirliği Platformu eş başkanıyım. Üyesi olduğum Sivil Toplum Kuruluşları ise, TÜSİAV Türk Sanayici ve İşadamları Vakfının Yönetim Kurulu Başkanıyım, ASİAD Ankara Sanayici ve İşadamları Derneğinin kurucusu ve onursal başkanıyım, ASTOP Ankara Sivil Toplum Kuruluşları Platformu kurucusu ve onursal başkanıyım, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği ( GGYD ) Yüksek Danışma Kurulu Başkanıyım. Türk Demokrasi Vakfının Mütevelli Heyet Üyesiyim. JAV - Jandarma Asayiş Vakfının Yönetim Kurulu Üyesiyim.
-Osman BULDAN; Nedir bu STK? Neden bu denli önem kazandı?
-Veli SARITOPRAK; 21. yüzyıl artık sivil toplum kuruluşlarının çağa damgasını vuracağı yüzyıl olacaktır. Bundan böyle STK veya NGO kelimesini daha sık duyacaksınız. Gönüllü kuruluşlar ( NGO) dediğimiz sivil toplum kuruluşlarının çalışma ve aktivitelerinden haberdar olacaksınız. Sivil toplum kuruluşları kavramını açıklamadan önce size çağdaş demokrasilerden kısaca bahsedeyim. Çağdaş demokrasilerde 5 güç (erk ) ve 3 sektör vardır . Önce 5 gücü sayalım.1-Yasama 2-Yürütme 3-Yargı 4-Medya 5-Sivil toplum.
Yasama, yürütme ve bağımsız yargı parlamenter sistemi oluşturur. Kısaca bu 3 erkin (gücün) oluşturduğu yapıya klasik demokrasi denir. Yasamayı meclis, yürütmeyi hükümet, yargıyı da bağımsız mahkemeler temsil eder. Yazılı ve görsel basına da Medya denildiğini biliyorsunuz.
5. ve en önemli güç de sivil toplum kuruluşları denilen dernek, cemiyet, vakıf, birlik, federasyon, konfederasyon, platform ve inisiyatiflerdir. İşte çağdaş demokrasileri bu beş güç yönetir ve yönlendirir. Sivil toplum kuruluşları çağdaş demokrasinin olmazsa olmazlarıdır ve diğer dört erk kadar önemli ve etkendirler. Yine çağdaş demokrasi kavramına dönersek çağdaş demokrasiler üçüncü sektör üzerine oturmuşlardır. İlki, tüm çalışanları genel veya katma bütçeler ile belediyeler ve diğer kamu bütçelerine bağlı kamu hizmeti görevlilerinden oluşan birinci sektördür. Bu sektöre KAMU SEKTÖRÜ denir. İkinci sektör kar amaçlı ÖZEL SEKTÖR’dür. Devletin ekonomik gücünü asıl bu sektör oluşturur. Ticaret ve sanayi odaları, borsalar,işçi ve işveren sendikaları,federasyonları ve konfederasyonları ikinci sektörün (Özel Sektör’ün ) kuruluşlarıdır.Üçüncüsü ise, vatandaşların kar amacı gütmeksizin gönüllü olarak kamu görevlerine katılımını sağlayan dernek, cemiyet, vakıf, birlik, hareket , grup ve platformlardır.Bu sektöre 3. sektör, Gönüllü Kuruluşlar Sektörü, Sivil Toplum Kuruluşları Sektörü, vatandaşlar sektörü gibi isimler verilmektedir. Batıdaki adı Nongovernmental Organizations dur.( NGO) veya ENCIO diye okunur.
-Osman BULDAN; STK olmanın olmazsa olmazları nelerdir?
-Veli SARITOPRAK; Halkın bir kesiminin veya bir grubun ( meslek veya çalışma grubu) kendi iradeleri ile gönüllü olarak bir araya gelmeleri şarttır. Örnekler: İnşaat Malzemesi Satıcıları Derneği, Erzurumlular Dayanışma Vakfı, Genç Girişimciler Derneği, Ankara İşkadınları Derneği, Başkent Üniversitesi Mezunlar Derneği. İkinci önemli özellik ise, hiçbir hiyerarşi içinde yer almamalarıdır. Yönetimleri ve denetimleri devletin veya içteki veya dıştaki herhangi bir kuruluşun güdümünde olmamalıdır. Sivil toplum kuruluşu, yöneticilerini ve deneticilerini kendisi seçmeli, kendisi göreve getirmeli ve kendisi görevden almalıdır. Keza kendi özkaynakları ile (aidat, bağış, faaliyet geliri ) ayakta kalmalıdır. Ve en önemlisi herhangi bir konu veya hizmet alanında Türk halkının birliğine, dirliğine, düzenine, refahına, eğitimine, sağlığına ve kültürüne yönelik çalışmalı ve çözüm üretmelidirler. Yani karşılıksız hizmet üretmelidirler.
-Osman BULDAN; Vakıf ve dernek farkı nelerdir?
-Veli SARITOPRAK; Vatandaşların gönüllü olarak kamu görevlilerine mal varlığı ile katılımını kurumlaştıran örgüt ,VAKIFtır. Düşünce ve emek olarak katılımını örgütleyen ise, DERNEK tir. Vakıf daha çok parasal, dernek ise düşünsel düzeyde faaliyet gösterir. İnsanlar dernek çalışmalarına düşünce üreterek veya emek harcayarak iştirak ederler. Vakıfta ise bir amacın bir hizmetin gerçekleşmesi için ya para yada gayrimenkul vakfedilir.Özetle, üçüncü sektör; vatandaşların mal varlığını, dinamizmini, etkinliğini ve yaratıcılığını gönüllü olarak kamu hizmetlerine yönlendiren sektördür. STK’lar özellikle sel, deprem, yangın gibi afetlerde imkanları ölçüsünde devletin yanında hizmete koşarlar. Devletin sağlık, eğitim ve çevre çalışmalarına katılırlar. Daha çok burs ve eğitim yardımları ile seslerini duyururlar. STK’lar devletin en büyük yardımcısıdırlar. Devletin yanında yardıma ve hizmete koşarlar.
-Osman BULDAN; Ülkemizde ve dünyada sivil toplumculuk ne durumdadır?
-Veli SARITOPRAK; Maalesef Türkiye ve Türk toplumu sivil toplumculukta sınıfta kalmıştır. Türk toplumu çoğulculuk ve katılımcılıkta çok zayıftır. Türk insanı sorumluluk almak istemiyor. Nemelazımcı ve her şeyi karşıdan bekliyor. Parmağını taşın altına sokmuyor. Gönüllü kuruluşlara karşı gönülsüz. Türkiye’de 2018 yılı Eylül ayı istatistiklerine göre 115.000 e yakın dernek,5000 civarında vakıf var. Aşağı yukarı her 1000 kişiye bir dernek düşüyor. Bu derneklerin çoğu da tabela derneği. İsmi var cismi yok. Üyesi olmaya çalıştığımız AB üyesi ülkelerden Almanya 2,5 milyon, Fransa’da 1,5 milyon dernek var. Kuzey ülkelerinden İsveç, Norveç, Danimarka ve Finlandiya’da fiili nüfusun 4 misli sosyal nüfus var. Bu ülkelerde yaşayan insanlar en az 4 derneğin üyesidir. AB üyesi ülkelerde her 40 kişiden 1 kişi sivil toplum kuruluşuna üyedir ve aktif olarak yöresi, ülkesi, devleti ve insanlık için gönüllü olarak hizmet etmektedir.
-Osman BULDAN; Derneklerle ilgili başka neler söylersiniz? Bazı dernek isimleri tebessüme yol açıyor.Aklınıza ilk gelenler nelerdir?
-Veli SARITOPRAK; Faaliyet alanlarına göre dernekler şu şekilde tasnif ediliyor.Hemşeri dernekleri,Emekli dernekleri,Esnaf, işçi ve işveren dernekleri,Mezunlar dernekleri,Muhtarlar dernekleri ve Kadın yardımlaşma dernekleri. Bu kategoride yaklaşık 20.000 dernek var. 15.500 adet okul derneği,14.500 adet cami yaptırma veya kuran kursu derneği var. Yaklaşık 10.000 civarında spor derneği faaliyet gösteriyor. Devlet imkanlarının kamu hizmetlerini karşılamaya yetmediği yerlerde imdada dernekler ve vakıflar yetişiyor ve devlete yardımcı oluyor.
Komik dernek isimleri de var maalesef. Mesela; Ağrı İli Komik Mezrası Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Sevenler ve Sevilenler Derneği, Gerçeği Arayış Derneği, Kıtlama Şekerle Çay İçmeyi Sevenler Derneği, Dünyada Cenneti Yaşayanlar Derneği, Dullar Yardımlaşma Derneği, Taklacı Güvercini Yaşatma Derneği gibi dernek isimleri tebessüm ettirmiyor değil.
-Osman BULDAN; Genç girişimcilere, sanayicilere ve iş insanlarına bu yolda ne tür tavsiyeleriniz olacak?
-Veli SARITOPRAK; Dünyada en zor kazanılan şey itibardır. İtibar, ruh gibidir. İnsanın içinden çıktı mı bir daha geri dönmez. O yüzden işinsanlarına ilk tavsiyem İTİBARINIZI KORUYUN. Rahmetli Vehbi KOÇ’un sık sık dile getirdiği gibi, işadamları ve sanayiciler ÖNCE ÜLKEM parolası ile çalışmalı ve ÜLKEM VARSA BEN DE VARIM demelidirler. Ülkemizin birliği, dirliği, bütünlüğü ve ağız tadı çok önemlidir. O yüzden iş dünyası Türkiye’nin üzerine titremeli ve gözü gibi sakınmalıdır. İş insanı, sanayici ve girişimci ne iş yaparsa yapsın mutlaka başında durmalı ve kontrol etmelidir. Rahmetli Vehbi KOÇ; “ En iyi iş bildiğin iştir. En iyi para cebindeki paradır. En iyi yol bildiğin yoldur” derdi. İş dünyasına bildikleri işi yapmalarını, temkinli olmalarını, itibarlarını en üst noktada tutmalarını ve BENİM VARLIĞIM, ÜLKEMİN VARLIĞINA BAĞLIDIR. Sözünü şiar edinmelerini öneriyorum.
-Osman BULDAN; Buldan İlçemizdeki dernek ve vakıflarında ortak bir platformda buluşması konusunda BUSİTOM (Buldan Sivil Toplum Meclisi Platformu) kurulması yönünde fikre sahibim. Amaç, Buldan İlçesi ortak menfaatlerinde işbirliği yapmak ve sorunların çözümüne katkı sağlamak. Umarım bir gün bu gerçekleşir. 3.Sektör gücünü gösterir. Siz ne düşünürsünüz?
-Veli SARITOPRAK; Yararlı bir iş başarılmış olur. Sivil toplumun amacı bu zaten. Hizmet ve fikir üretmek. Yılda belirli zamanlarda yapılacak bu toplantılarla ilçe sorunları masaya yatırılır ve ortak akıl ile çözümler üretilir. Buldan İlçesine yararı olur bu güç birliğinin diye değerlendiriyorum. Genç Girişim ve Yönetişim Derneğinin kurucu ve birinci dönem genel başkanlığını yapan ve böyle güzide bir derneği sivil toplum camiasına kazandıran biri olan Osman BULDAN başkanın yani sizin bu konuda rehberlik yapması da Buldan için iyi bir şans olacağına eminim.
-Osman BULDAN; Diyanet İşleri önceki başkanlarından Ortak Değerler Derneği yönetim kurulu başkanı Mehmet Nuri Yılmaz’ın deyimiyle “ Veli Başkan, ölene tabut, doğana beşik olan bir dosttur.” Türk Sanayici ve İşadamları Vakfının Başkanlığını yapan Veli SARITOPRAK’la çağımızın yükselen değeri sivil toplum kuruluşlarını masaya yatırdık. Umarım yararlı bir söyleşi olmuştur. Sayın Veli Başkana teşekkür ediyorum.Bir başka söyleşide buluşmak üzere, sağlıkla kalın.
-Veli SARITOPRAK; Bende Buldan’da Yaşam Gazetesi okurlarına Ankara’dan selamlarımı gönderiyorum.
Sivil toplumu iyi anlatan bir söyleşi olmuş.
Günümüz Türkiye’sinde STK’lar gerçekten özgür iradeleri ile hareket edebiliyorlarmı? Demokratik ortamlarda özgürce düşüncelerini açıklıyabilip gösteriler yapabiliyor mu? Ayrıca, Ülkemizde derneklerin çoğu hizmet vermekten ziyade üyelerinin beklentileri doğrultusunda faaliyetlerini kendilerine fayda sağlama amacı sürdürmektedir.
Harika bir sohbet ve bilgilendirme. Tebrik ve takdirlerimi sunuyorum. Nihat AYTÜRK