-Osman BULDAN; Değerli okurlar, bu söyleşimin konuğu Türk kadın boksunun öncüsü Şennur Demir. Hoşgeldiniz. Kendinizi kısaca okurlarımıza tanıtır mısınız?
-Şennur DEMİR; Hoşbuldum.1982 yılında Bartın’ın şirin bir ilçesi olan Amasra’nın bir köyünde doğdum.İlk ve ortaokulu burada tamamladım. Liseyi ise, Bartın Ticaret Meslek Lisesinde okudum.Lise bittiğinde İstanbul’a gittim ve tekstil sektöründe, çorap atölyelerinde çalışmaya başladım. Daha sonra güvenlik görevlisi oldum. 2005 yılında Bartın’da Kredi Yurtlarda özel güvenlik görevlisi olarak işe başladım. Spor hayatıma ise, 25 yaşında başladım. Kickboks Türkiye Şampiyonluğu, ardından full contact karetede (Tam temaslı karate) Dünya 2.liği ve ardından boks da uluslararası arası turnuvada 2.lik, yine ardından boks da Türkiye Şampiyonluklarını kazandım. Fenerbahçe Spor Kulübüne transferimden sonra Dünya 2.liği ve 3.lüğü, Avrupa 3.lüğü, Balkan ve Turnuvalarda şampiyonluklarım oldu. 28 yaşında Bartın Üniversitesi Beden eğitimi öğretmenliği bölümüne başladım ve 4 yıllık lisans eğitimim bittikten sonra yüksek lisans yaptım. Daha sonra, Ankara Ülkü Ahmet Durusoy Ortaokuluna öğretmen olarak atandım ve spor yaşantıma milli sporcu olarak devam ediyorum.
-Osman BULDAN; Boks sporuna sizi yönlendiren ne oldu? Nerden aklınıza bu sporu yapmak geldi?
-Şennur Demir; Doğrusunu söylemek gerekirse, benim hiç aklımın ucunda dahi yoktu. Statta koşu yaparken Gençlik ve Spor Şube müdürümüz Emine hanım, daha önce judo yaptığını, benim fiziğimin de uzak doğu sporlarına uygun olduğunu söyledi ve böylece kulağıma kar suyu akıtmış oldu.Bu konuşmadan sonra, o akşam gittim özel bir spor kulübüne kayıt yaptırdım ve spora adım attım.
-Osman BULDAN; Ailenizin haberi oldu mu bu spora başladığınızdan? Yakın çevreniz nasıl karşıladı?
-Şennur DEMİR; İşin orası aslında hemen olmadı, yani ilk Türkiye şampiyonasına gidene kadar olmadı, yani yaklaşık 3 ay sonra öğrendiler. Yakın çevrem ise hep destek oldu bana.
-Osman BULDAN: Peki nasıl karşıladı ailen? Reha MUHTAR gibi sorayım tam o anda ne hissettiler?
-Şennur DEMİR; Ben güvenlik işinde çalışıyordum ve o zaman aileme dedim ki, yurtta arama yapılacak, biz bir kaç gün görevli olacakmışız eve gelemeyeceğim dedim, annem de birinden duymuş babama söylemiş, babam da yapabiliyorsa bırak yapsın demiş, sonra hepsi destek oldu.Tabi sonra çok gururlandılar ve onları hep yanı başımda gördüm. Babam hep beni anlatır olmuş sonra arkadaşlarına. Maalesef babamı 2012 yılında kalp krizi sonucu kaybettik.
-Osman BULDAN; Başınız sağ olsun. Eminim bir şampiyonun babası olduğunu bilerek, gurur içinde yatıyordur.
-Şennur DEMİR; Çok teşekkür ederim.
-Osman BULDAN; Spordaki yürüyüşünüz nasıl oldu? Sakatlanmalar illaki olmuştur, vazgeçmeyi düşündünüz mü?
- Şennur DEMİR; Tabi ki hiçbir şey kelimelere sığacak kadar kolay olmadı. İkilemler oldu hayatımda. İş mi? Spor mu? İşi bırakır spora gidersen gelir yok, sporda başarısız olursan işe dönüş yok. Bartın küçük şehir sonuçta ve öyle bir iş, velinimet çoğu kişi için. Çok gel gitler yaşadım. Üniversiteye girene kadar işe de devam ettim. Sonra artık bir karar vermem lazımdı. Ya spor ya iş, çünkü ikisi beraber gitmiyordu. Risk aldım. Üniversiteyi de kazanınca dedim millik bursu var, onunla idare ederim, başarı için sadece spor yapayım. Ve işten istifa ettim.
-Osman BULDAN: Büyük bir adım kuşkusuz. Ben de bunu yaşadım. Hukuk Fakültesini bitirdiğimde ya Maliye Bakanlığındaki memurluğa devam edecektim, ya da avukatlık mesleğine geçecektim. Avukatlık mesleğini seçtim. Pişman olmadım hiçbir zaman.
- Şennur DEMİR; 2013 yılında her şey çok güzel giderken bir maçta ön çapraz bağım koptu. Ve her şey allak bullak oldu. Hiç Avrupa veya dünya derecesi falan da yok. Haliyle milli sporculara tanınan öğretmen ataması da yok. Ameliyat oldum ama iyileşip tekrar ringe dönmek çok zordu. Biraz acele ettim ve 3 ayda tekrar antrenmanlara başladım ve ikinci kez tekrar kopardım. İşte burada herkes artık bitti dedi. Bırak artık olmayacak. Vücutta sana mesaj veriyor.
-Osman BULDAN: Durmak yok yola devam dediniz tabiî ki.
-Şennur DEMİR; Ben yine pes etmedim, ameliyat oldum ve tam düzeldim, Türkiye Şampiyonasına 1 ay var, dizimi denemek için Ankara Şampiyonasına girdim ve orda sol el bileğimi kırdım.
-Osman BULDAN: Bu kadar olur…
- Şennur DEMİR; Alçı falan filan 1 ay içinde o iyileşti, şampiyonaya girmeyecektim öylesine izlemeye maça gittim, dedim ki bir deneyeyim bileğim ağrırsa maçı bırakırım dedim, baktım 1 maç aştım, 2,3 derken yarı finaldeyim. Yarı final maçımda bir önceki yılın şampiyonuyla dövüşüyorum ve finale çıkma maçı; maç bitti kazandım eldivenleri bir çıkardım, sol başparmak kırılmış bu sefer de. Ertesi gün final maçına kadar bütün gece buz yaptım. Sabah eldivene elim zor girdi. Ve final maçını da aldım, orda sakatlıklardan sonra şampiyonluğumu aldım. Maçtan sonra parmağımdan ameliyat oldum ve iki tel takıldı.
-Osman BULDAN: Ağzım açık kaldı dinledikçe.
-Şennur DEMİR; Sonra elim ameliyatlı olduğu İçin kamplara çağırmadılar. Dünya Şampiyonası da Kazakistan’da idi. Son kampa gittim. Oradan Kazakistan ve orda da 2016’da Dünya 3üncüsü oldum. Ve rahat bir nefes almıştım. Çünkü öğretmenlik atamamı garantilemiştim. Çalışmam çabam boşa gitmemişti. Sakatlandığımda pes edip vazgeçseydim şu an bu olduğum yerde olmayacaktım.: “Biz insanların kaderini kendi çabalarına bağlı kıldık” Sakatlandığımda Kur’an’ı Kerimin Türkçe mealini okurken bundan çok etkilenmiştim.
-Osman BULDAN: Başarı, vazgeçmemenin bir sonucu. Herkes kendi senaryosunu yaşar.”Cervantes” Bugün olmak istediğiniz bir yerde misiniz?
- Şennur DEMİR; Bugün tahmin bile edemeyeceğim yerdeyim, 10 yıl önce bana deselerdi ki, kendini 10 yıl sonra nerde görüyorsun ya da hayalin ne, ben bunun hayalini kurup da anlatamazdım.
-Osman BULDAN; Hayalinizin de ötesi bir yer...Ne mutlu size. Türk kızlarına bu sporu önerir misiniz?
- Şennur DEMİR; Biz köyde doğduk büyüdük, bizim bir yol gösterenimiz yönlendirenimiz olmadı. Hayalimiz hep köyde, herkesin yaptığı gibi ortaokul ya da lise bitince İstanbul’a gidip tekstilde çalışmak, çünkü başka rol model yok önümüzde, en iyisi en güzeli o sanıyoruz. Kız ya da erkek, branş ayırt etmeden yapabilecekleri ne varsa yapsınlar.
-Osman BULDAN: Nerden başlamalılar?
- Şennur DEMİR; Yeteneğin varsa bale yap, yeteneğin varsa boks yap. Boks diyorlar korkuyor aileler ya da çevre. Bokstan başka yeteneği yoksa bırak yapsın hayatını kurtarsın. Her sporun riski var. Bu çocuk bale yapamaz ne bileyim satranç oynayamaz belki ama ona göre onun hayatını kurtarabilecek bir spor vardır. Ve bu çocuk milli oluyor varsa bütün kötü alışkanlığını bırakıyor. Üniversite okuyor öğretmen oluyor. Hayatını kurtarıyor ve kendi hayatıyla ve yaşadıklarıyla kim bilir kaç kişinin hayatını kurtaracak?
-Osman BULDAN; Evet haklısınız. Aileler, çocuklarını proje çocuğu olarak yetiştirme değil, çocukları neyi istiyorlarsa seçme hakkını onlara bıraksınlar diyelim. Özel bir soru ama erkek arkadaşlar çekingen oluyor mu boksör bir bayana karşı?
-Şennur DEMİR; Eli maşalı gibi mi?
-Osman BULDAN: Ben olsam korkardım mesela.
-Şennur DEMİR: Biraz sohbet edince insancıl olduğumuzu anlıyorlar.
-Osman BULDAN; Kuşkusuz hatırınızda kalan bir anınız vardır. Nedir?
-Şennur DEMİR; Unutamadığım bir anım var. Dünya 2.cisi olduğumda, Bartın Belediye Başkanının bana ödül olarak verdiği Bartın Belediyesi yazılı bardak, bende bir anıdır.
-Osman BULDAN; Sporcular bir kentin değeridir. Tıpkı kültür insanları gibi. Kentlere katkı sağlarlar. O yüzden uluslar arası üstün sportif başarı sağlayan ve bunu da okuduğunuz üzere hiçte kolay yollardan geçerek sağlamayan bir şampiyona verilecek değer, o kentin bakış açısını da ortaya koyar. Evet değerli okurlar; bir söyleşinin daha sonuna geldik. Zor yollardan sabırla ve inatla geçen ve kendini bir anda hayal edemediği bir yerde bulan bir şampiyonun öyküsünü okudunuz. Ben kendi adıma gıpta ettim. Şampiyonumuza bundan sonraki yaşamında başarıların devamını diliyor ve söyleşi nedeniyle teşekkür ediyorum. Bir teşekkürüm de Anadolu Ajansından değerli dostum Hüseyin DOĞRU için. Bizi bir araya getirdi.Bir başka söyleşi de tekrar buluşmak üzere,sağlıkla kalın.
-Şennur DEMİR; Ben de teşekkür ediyorum. Umarım Buldanlı gençlere bir fikir verebilmişimdir. Hiçbir şey çalışmadan elde edilmiyor, yeter ki aklınıza koyun. Görüşmek üzere, Ankara’dan kucak dolusu selamlar.
Bir tarafda tırnaklarıyla kazıyarak, olağanüstü çabalarla başarıyı yakalayanlar, diğer tarafda hiçbir ulusal başarı olmadan, haketmedikleri ekonomik imkanlar içinde yaşamlarını sürdüren futbol sektöründekiler. Artık bireysel çabalarıyla ülkemizi gururlandıran bu tür branşlara, medya da gereken ilgiyi göstermeli, daha iyi imkanlar sağlanmalı. Bu güzel söyleşiyi gerçekleştirenlere de teşekkürler.
Gençlerin mutlaka okuması gereken bir öykü bence. Hiç bir kolay değil ama istersen ulaşılmaz değil. Bu güzel söyleşi için teşekkürler.
Çok güzel söylemiş Şennur u tanırım çok azimli ve hırslı Şennur ların sayısı mülakat artırmalıyız Türk sporu kazanır
Muhteşem bir mücadele öyküsü...
Şennur Demir in başarı için gösterdiği çabadan çok etkilendim.Darısı gençlerimize herkese örnek olmasını diliyorum.
Tebrik ederim Muhterem Şennur Demir Hanımefendi, teşekkür ederim s7 Osman Buldan. Gençler için harika bir örnek. Ancak dünya ikincisine ödül olarak bardak vermek çok hafif bir davranış olmuş ve haklı olarak acı bir anı olmuş. Üzüldüm. Sayın Belediye Balkanı bu hatasını mutlaka telafi etmeli, şehrin ve şampiyonunun onuruna yaraşır bir ödül vermelidir. Saygılarımla. Nihat AYTÜRK