Herkesin bildiği üzere, Çin'de ortaya çıkan ve adına da yeni tip corona virüs denilen ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından salgın hastalık (pandemi) olarak ilan edilen bu durum herkesin hayatını allak bullak etmeye yetti. Herkesin huzuru kaçtı ve psikolojisini bozdu. Bu bazı gerçeklerin de ortaya çıkmasına yol açtı. Çin'de olan biteni uzaktan seyreden Avrupa Birliği bu salgın karşısında neredeyse aciz kaldı. Keza Dünya Sağlık Örgütü de bana göre etkin bir politika sergileyemedi. İşin buraya kadar varacağına kimse inanmak istemedi belki de. İş dünyasının şirazesi kaydı, kayıyor. Spor dünyası da öyle. Ligler nihayet ertelendi ama tekrar başlaması halinde ortaya çıkacak manzara ne olacak? Sağlık Bakanlığı tarafından alınan tedbirler halkta tam karşılığını bulamadı. Belli bir yaş grubunun dışarı çıkmaması kararı bile uygulanabilir gibi görünmüyor. Çünkü halkımız bu konunun önemini kavrayamadı. Gelelim iş dünyasına ve ortaya çıkan sorunlara. Maske, dezenfektan ve kolonya talebinin artması üzerine fırsat ekonomisi düşüncesiyle hareket eden iş insanları ve firmalar, evine yiyecek ve içecek stoku yaparak panik havası yaratmaya çalışanlar, bunlara ne demeliyiz? Bu salgın sorununun hepimizin sorunu olduğu göz önüne alınarak, yardımlaşma ve dayanışma ile hareket edileceği yerde, yüksek kazanç peşinde koşmak, alınması gereken kuralları önemsemeyerek başkalarının yaşamını tehdit eder hale gelmek bize yakışan bir davranış olmamalıdır. Açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketini beğenende vardır, beğenmeyende. Paket herkesi kucaklıyor mu? Soruna çare olabiliyor mu? Eve gelen misafire ev sahibi verdiği öneme ve mutfağın durumuna göre ikramda bulunur. Mutfak habersiz gelen bu misafire hazırlıksızda yakalanmış olabilir. Şu işletmeler kapanacak deniyorsa, o işletmeden geçim sağlayanların durumunun da düşünülmesi doğru olandır. İşletmecinin sabit giderleri ne olacak? Vergi, devletin kazançtan pay almasıdır ama yeri geldiğinde zarara da ortak olması da gerekir. Mehter takımı yürüyüşü gibi, kararlar almak ve bugün bunu yapalım, sonrasına bakarız gibi yönetim tarzı anlayışı ne kadar doğrudur? Geçen hafta, Samsun'a bir dava dolayısıyla gittiğimde adliye girişinde ateş ölçümü yapılarak gelenlerin alındığını gördüm. Dönüşte AŞTİ'ye geldiğimde hiç bir denetim olmadan gelenlerin sadece çantalarına bakıldığını görünce, corona virüs konusunda ne yapıldığını sorduğumda, görevli “Bize verilen talimat bu” demekle yetindi. Şimdi bazı tedbirler alınmaya başlanmış,-ki İngiltere'den geliyorum” diyerek adres soran birisinin yarattığı panikte çabası. Türkiye uzun zamandır geçiş yolu gibi. Kim geliyor kim gidiyor? Uzun lafın kısası, diğer bir çok ülkelerde olduğu gibi, bu salgına karşı alınacak tedbirler eş zamanlı ve aynı tür olmadığından corona yayılmak için kendine uygun bir ortam bulmuştur. Kurallara uyalım, uymayanları da uyaralım. Bankta oturanlara da su dolu balon atarak değil tabi ki. Evde kal Türkiyem. Sağlıcakla kalın.
Bu çağda bir virüsün dünyaya kontak kapattırması hayli ilginç.Maskesiz dolaşabilirsiniz denildi şimdide maskesiz dolaşmayın dendi.Yarım ne denecek şaşmamak mümkün değil...
Evet Çin'de bu musibet çıkınca bir tatbikat yapılmalı idi.Kriz dünyada iyi yönetilebilmiş değil.Selamlar
Günün önemini vurgulayan kısa pasajlarla ortaya koyan bir yazı. Yazıyı yazanı tebrik ederim.Umarım ülkemiz bu salgından tez zamanda kurtulur.
Seninde dediğin gibi misafire gereken ilgiyi göstermek gerekiyor.Covit-19 virüsü solunum yolu ile bulaşıyor diyor bilirkisiler, bize düşen görev salgının büyümemesi ve kontrol altına alınabilmesi için evde beklemeye devam etmek.Teşekkür ederiz günün önemine vurgu yapan yazın için.
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK
Katkıların ve uyarıların tebrik ve teşekkür ederim. Nihat AYTÜRK