-Osman BULDAN;Değerli okurlar, bu yazımda konuğum Sayın Kenan NUHUT.Sporla iç içe geçmiş bir hayatın yaşayan öykülerinden. Sayın Nuhut hoşgeldiniz. Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
-Kenan NUHUT; Hoşbuldum.1956 senesinde Çorum’da doğdum. İlkokul tahsilimden sonra Ortaokul ve Liseyi Ankara’da bitirdim. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesinden mezun oldum. Gençlik ve Spor Genel Müdür Yardımcılığı. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü, iki dönem Halter Federasyonu Başkanlığı ve Avrupa Halter Federasyonu Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulundum. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ve Türkiye Milli Paralimpik Komitesi üyesiyim. Federasyon başkanlığım döneminde milli takım sporcuları, Avrupa ve dünya organizasyonlarında sayısız rekorlara ve şampiyonluklara imza atmışlardır. 2004 Atina Olimpiyatlarında 3 altın 1 bronz madalya ile birlikte bir kadın sporcumuzun (Nurcan Taylan), Olimpiyat şampiyonluğu, Türk Milletine bir ilki yaşatmıştır. Uluslararası başarılarımdan dolayı (IWF) Dünya Halter Federasyonunca şahsıma nişan verilmiştir. Ankara Çorumlular Birliği kurucu üyesi olup, uzun süre başkanlığını da yaptım. Ankara Çorumlu Dernekler Federasyonu ile ÇORSİAD kurucu üyeliği yaptım ve halen bu kuruluşlardaki üyeliğim devam etmektedir.30 Mart 2014 Yerel Seçiminde CHP’den Çorum Belediye Başkan Adayı ve sonrasında CHP 27.dönem milletvekili adayı oldum. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’nun başdanışmanlığı görevini yürütmekteyim ve aynı zamanda CHP Spor Kurulu Başkanıyım.
-Osman BULDAN; Başkanlığını yapmış olduğunuz Türkiye Halter Federasyonundaki deneyimlerinizi göz önüne alarak, bugün Türk Halteri ne durumdadır? Türkiye tekrar Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu gibi yıldız haltercilere sahip olabilir mi? Yoksa mazide bir hatıra olarak mı kalacak?
-Kenan NUHUT; Bahsettiğim üzere, Türkiye Halter Federasyonu Başkanlığım sürecinde milli sporcularımız ülkemize birçok madalya kazandırmış ve halter sporu başarılarımız ile zirve yapmıştır. Naim Süleymanoğlu bilindiği üzere asrın sporcusu unvanını kazanmış ve Halil Mutlu’da başarılı grafiği ile Naim’den aldığı bayrağı daha ilerlere taşımaya devam etmiştir. Türk sporunun siyasallaştırılmasından dolayı ve yönetici olarak liyakat kavramına önem verilmemesi sebebiyle bugün sadece halter değil tüm spor branşlarımızda maalesef hiç arzu etmediğimiz bir gerileme dönemi yaşanmaktadır. Siyasallaştırılan mevcut yapı içinde başarının yakalanması ve sürdürülebilmesinin tesadüflere kaldığı çok aşikardır. Yönettiği sporun ilmini, inceliklerini, özelliklerini ve hassasiyetlerini bilmeyen kişiler sporun başına getirilmiştir. Türk Sporu sadece ve sadece liyakatli spor insanlarının göreve getirilmesi ile bu gerileme döneminden çıkabilir. Aksi takdirde sizin de dediğiniz gibi yakaladığımız başarılar tarihte bir sayfa olarak kalır.
-Osman BULDAN; CHP Spor Kurulu niye kuruldu? Amaçlanan nedir? Belediyelerin spora katkısı ne olmalıdır?
-Kenan NUHUT; CHP Spor Kurulu, spor politikaları oluşturmak, sporun gelişmesine yardımcı olacak projeler hazırlamak, spor kültürünün kitlelere yaygınlaştırılmasını sağlayacak yol haritalarını belirlemek, spor ile ilgili sorunlara dikkat çekmek ve spor yoluyla sağlıklı bireylerin yetiştirilmesine yardımcı olmak gibi konularda faaliyet göstermek üzere Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun talimatlarıyla kurulmuştur. Siyasi partiler içerisinde sadece CHP’de Spor Kurulu bulunmaktadır ve CHP bu konuda da öncü konumundadır. CHP’li belediyelerimiz toplumun ihtiyacı olan her konuda gösterdiği hassasiyeti spor konusunda da göstermektedir. Spor konusunda uzman kadroları ile gerek alt yapı/tesis ve gerekse eğitim konularında yoğun bir mesai harcamaktadırlar. Bir çok CHP’li Belediye’ye ait spor kulüpleri bulunmaktadır. Bu kulüpler adeta sporcu fabrikası olarak görev yapmaktadır. Spor ve yeni spor tesislerinin kazandırılması CHP’li belediyelerimizin önem verdiği konuların başında gelmektedir.
-Osman BULDAN; Bildiğiniz üzere, spor mevzuatında değişiklik yasa tasarısı mecliste. Son yıllarda sporda partileşme yolunda bir düşünce mi var? Denetim yetkisinin federasyonlardan ve derneklerden alıp, Gençlik ve Spor Bakanlığı içerisinde koordine edilme çabası var. Bu durum federasyon organ seçimlerine yansıması nasıl olur? Bir başka anlatımla, Bakanlık federasyon seçimlerinde taraf olma düşüncesinde mi? Başkan adayının delegelerden %15 destek mektubu alması şartının yasaya konulması, bu konulurken üst sınırın getirilmemiş olmasında Bakanlık ne yapmaya çalışıyor? Örneğin bir aday hali hazırda başkan ise ve delegelerden %86 oranında destek alması halinde ikinci bir adayın olamayacağı düşünülemiyor mu?
-Kenan NUHUT; Önceden altını çizdiğim üzere spor siyasallaştırılmıştır. Sporun içine bile “benden ve benden olmayanlar” kavramı yerleştirilmiştir. Bakan ve Genel Müdür’den izin almayan ve AKP’li olmayan kişilerin federasyonlarda yönetici pozisyonuna gelmesi artık son derece zordur. İktidara ve yöneticilerine göbeğinden bağlanma mecburiyetinden dolayı federasyon başkanlığı seçimlerinde delegelerden yüzde on beş imza toplamak mümkün gözükmemektedir. İktidar partisinin onayı olmayan bir adaya imza vermeleri halinde yoğun baskı ve yaptırımlar altında kalacaklarını bilen kulüpler boyun eğmekten başka bir yol bulamamaktadırlar. AKP iktidarı zamanında yapılan federasyon başkanları seçimlerinde bakanlık ve genel müdürlük hep belirleyici olmuştur. Liyakat sisteminin ortadan kaldırılıp , “partilimiz” kavramının yerleştirilmesi sporumuzun geri gitmesindeki en önemli sebeplerden birisidir. AKP onayı almadan aradan sıyrılmayı başarıp seçilen federasyon başkanları bütçelerinin kısılması ve diğer taciz edici yöntemlerle köşeye sıkıştırılmış ve bir sonraki seçimlerde önleri kesilmiştir. Federasyon başkanını bırakın, şayet yönetimlerinde bile AKP’li olmayanlar varsa yine aynı tacizler yapılmaktadır. Ayrıca federasyon başkanları seçimlerinde delege sayısı içindeki bakanlığa bağlı personele yüzde on nispetinde oy hakkı verilmesi adil bir uygulama değildir. Bu yüzde onluk oy oranı seçimlerde belirleyici rol oynamaktadır.
-Osman BULDAN; Spor Federasyonlarının ana statülerinde, "Federasyon başkanı, yönetim, disiplin ve denetim kurulu üyeleri; milletvekilliği ve yerel yönetimlerin genel ve ara seçimlerinin başlangıcından önce, istifa etmiş olması" kuralı var. Aynı düşünceden hareketle, parti üyesi kişilerin organlara aday olmadan önce partilerinden istifa kuralı niye yok? Federasyonların organlarına aday olmak isteyenlerin iktidar partisine üye olma çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Kenan NUHUT;CHP iktidarında liyakat sistemi esas alınacaktır. Spor, içine düşürüldüğü kaostan kurtarılacaktır. Ülke ekonomisinin yüzde 2.5’luk kısmına tekabül eden spor ekonomisi canlandırılacaktır. Spor ve sporun paydaşları adil ve hakkaniyet temelli bir yönetim sistemine kavuşacaktır. Spor daha bilimsel olarak akademisyenlerin ve uzmanların yönlendireceği bir yola girecektir. Tüm branşlarda, organizasyonlarda ve tesisleşme çalışmalarında uzun vadeli hedefe yönelik planlar yapılacak ve uygulanacaktır. Türk sporu mazideki başarılı günleri arar olmaktan kurtulup tekrar şahlanacaktır.
-Osman BULDAN; Spor, bir partiye bırakılamaz. Spor, ülkenin temsili olduğuna göre, herkesin spor federasyonlarında görev isteme hakkı var kuşkusuz. Son olarak spor yöneticiliği kariyerinizde aklınızda kalan bir anınız nedir?
-Kenan NUHUT;Büyük hayallerle hazırlandığımız 2004 Atina olimpiyatlarında ülkemiz adına alınabilecek Kadınlar kategorisindeki bir altın madalya bu asil millete bir ilki yaşatacaktı. Teknik heyetle birlikte gece gündüz demeden 48 kg’da Nurcan TAYLAN için planlar yapıyor, Dünyadaki en büyük rakiplerinin daha önceki müsabakalardaki derecelerini gün be gün inceliyorduk. Sonuçta Çinli sporcunun en büyük rakibi olduğunu gördük. Nurcan’ın koparma Çinlinin ise silkme stili daha iyiydi. Nurcan koparmada yapabileceğinin en iyisini yapmalı, silkmede ise rakibini yapamayacağı ağırlığa çekmesi gerekiyordu. Zira olimpiyatlarda koparma ve silkmeye ayrı ayrı değil toplam ağırlığa göre madalya verilir. Nurcan koparmada 90,95 ve 97,5 ile rakibini 5 kg geçmişti. Bu arada kilo avantajını kullanmak için, tartıya giderken gerektiğinde saçını kesmek için makası yanımıza almıştık. Ancak vücut ağırlığı avantajı Nurcan’da olduğu için saçını kesmeye gerek kalmadı.107,5 ile başlayan silkme hareketini 112,5 ile bitirince 210 kg’lık toplam derece Nurcan’ı şampiyonluğa Çinli rakibini de 120 kg yapmaya zorladı. 120 kg yapamayacağı dereceydi ve nitekim yapamadı. Türkiye’nin ilk kadın olimpiyat şampiyonu karşımızdaydı. Yer yerinden oynuyordu. Akşam on bin kişinin yemek yediği olimpiyat köyü restoranına girdiğimizde, herkes ayakta selam veriyordu. Gurur verici anlardı. Bir gazetecinin yazısında, ”Birinci gün, Nurcan, ikinci gün Halil, üçüncü gün Taner şampiyon oldu. İlk harfleri yanına “u” harfini koyduğunuzda, ”NUHUT” çıkıyordu. Güzel bir anıydı benim için.
-Osman BULDAN; Türk Halterinin altınla bezendiği yıllar. Evet sevgili okurlar, Sayın Kenan NUHUT’a söyleşi nedeniyle teşekkür ediyorum. Bu arada söyleşi için yardım eden CHP Spor Kurulu Başkan vekili Demirhan ŞEREFHAN beye de teşekkür ediyorum. Bir başka söyleşide tekrar buluşmak dileğiyle, sağlıkla kalın.
-Kenan NUHUT; Bende okurlarınıza Ankara’dan selamlarımı iletiyorum. Sağlıklı günlerde görüşmek dileğiyle.
Maalesef partileşme her yerde çoğalmaya başladı. üzücü bir durum.
Güzel bir sohbet olmuş. Kenan bey bu spor teşkilatının mutfağından en üst makamına kadar gelmiş örnek alınacak bir yöneticisiydi...
Güzel bir söyleşi.Zamanında ne güzel bir çalışmalar yapılmış.Emeği geçenlere teşekkürler...