Sevgili Buldanlılar, corona virüsü nedeniyle evde geçen günlerde okumaya zaman ayırmak, bilgiler edinmek ve kendimizi geliştirmek önemli bir fırsat bence. Bu köşe yazımda yine değerli bir konuğumla, Ankara'da “Protokol” denilince akla gelen markalaşmış bir bürokrat, “Nihat AYTÜRK” ile birlikteyim. Kendisi aynı zamanda aile büyüğümdür.
- Osman BULDAN: Nihat abi kendinizi okuyucularımıza bir tanıtır mısınız?
- Nihat AYTÜRK: Öncelikle Saygıdeğer Buldanlılara sağlıklı günler dilerim. 1978-1991 yıllarında Başbakanlıkta, 1992-1996’da T.C. Paris Büyükelçiliği ve T.C. Lyon Başkonsolosluğunda “ataşe” olarak; 1997-2018’de Polis Akademisi, Türkiye Adalet Akademisi ve TODAİE’de (Türkiye - Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü) “Uzman Öğretim Görevlisi” olarak çalıştım. Yönetim, protokol, örgütsel ve sosyal davranış konusunda 21 kitap yayımladım. Türkiye’de ve yurt dışında 230 kurumda, 56 üniversitede 940 ders, konferans ve seminer verdim.
- Osman BULDAN: Protokol nedir? Neye dayanır ve amacı nedir? Niye protokol önemlidir? Sanırım Kanuni Sultan Süleyman döneminde “Teşrifat Nizamnamesi” vardı.
- Nihat AYTÜRK: Protokol, kamu kurumlarında ve resmî hayatta uygulanan davranış kurallarıdır. Sosyal hayatta uygulanan davranış kurallarına âdâb-ı muaşeret ya da görgü ve nezaket kuralları denir. Protokol mevzuata; görgü ve nezaket kuralları ise ahlak kuralları ile örf ve âdetlere dayanır. Protokolün amacı devletin, kurumun, kişinin ve görevin itibarını, haysiyet ve şerefini korumaktır. Bu yüzden protokol kurallarına uymayan kamu görevlisi devletin itibarını, haysiyet ve şerefini düşürmüş olur, cezalandırılır ve görevden atılır. Sosyal hayatta da ahlak kurallarına, örf ve âdete uymayan kişi ayıplanır, kınanır ve dışlanır (kendisine terbiyesiz, şerefsiz denir).
Türkler tarih boyunca protokole büyük önem vermiştir. Bu yüzden 1962 yılına kadar Türklerde ve Türkiye’de protokolün adı “teşrifat” idi. Teşrifat, onur kuralları demektir. Türkler protokolü “onur (şeref) kabul etmiştir. Protokol ise Latince olup “öncelik sırası” anlamındadır.
- Osman BULDAN: İlçe protokolünde “hayırlı olsun” ziyaretine gitme ve vedalaşmalar nasıl olmalıdır?
- Nihat AYTÜRK: Buldan’da devletin ve Cumhurbaşkanının temsilcisi Sayın Kaymakam’dır. Kaymakam 24 saat protokol içinde yaşar ve devleti temsil eder. Bu yüzden bütün protokol kuralları Kaymakam’a karşı uygulanır. Bunlardan birincisi, ilçeye atanan Kaymakam göreve başlayınca “hayırlı olsun” ziyaretine gitmektir. İlçede göreve başlayan Kaymakam ile kamu yöneticilerine ilk bir hafta içinde ziyarete gidilir. Ziyarete giderken öncelikle sekreterlikten ziyaret için uygun olup olmadığı öğrenilir ve kabul saatinde gidilir. Hayırlı olsun ziyareti ile veda ziyareti protokol kurallarının uygulandığı en önemli ilk ve son haftalardır. Kamu yöneticileri ile Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri bu ziyarete uygun kıyafetle gitmelidirler. Çünkü protokolde Makam’a saygı esastır. Saygı da şekildir. Kıyafetle ve davranışla gösterilir.
- Osman BULDAN: Evet, kıyafet önemli anlaşılan. Peki bununla ilgili anılarınız var mı?
- Nihat AYTÜRK: Evet güzel bir anım var. Derslerde de anlatırım bunu. Sultanhisar’da (Aydın) göreve başlayan Ziraat Bankası Müdürü’nün makamında oturuyordum. İçeriye takım elbiseli olarak ilçede arıcılık yapan Ege Bölgesi Milis Komutanı Yörük Ali Efe’nin kardeşinin oğlu Ali Çalışır girdi. Müdür Bey, takım elbiseli bu kişiyi görünce, onu milletvekili, ilçe müdürü ya da eşraftan önemli biri sandı hemen ayağa kalkarak odanın ortasında karşıladı, elini sıktı. Benim karşımdaki koltuğa buyur etti. Biz çay içiyorduk. Ona da çay söyledi. Ben kendisini önceden tanıdığım için şaşırdım: “Hayrola! Sizi ilk defa takım elbiseli ve kravatlı görüyorum. Bugün ne var!?” dedim. Ali Çalışır: “Bugün Maliye’de işim vardı. İşimi yapsınlar diye takım elbiseyi giydim, kravatı taktım, gittim. Sağ olsunlar işimi hemen yaptılar. Sonra, Ziraat Bankası Müdürü yeni gelmiş dediler. Takım elbiseyi giymişken ona da hoş geldin diyeyim dedim, geldim. Bak! Sağ olsun Müdür Bey de beni takım elbiseli kravatlı görünce, senin gibi adam sandı, oturttu, çay söyledi.” dedi. Kamuda kıyafetin anlamı ve mesajı işte budur. Siz makama saygı gösterirseniz, makam sahibi de size saygı gösterir.
- Osman BULDAN: Evet Ali Dayımız nevi şahsına mahsus biriydi. Bu vesile ile anmış olalım. Allah rahmet eylesin. Peki kıyafetle ilgili başka anınız var mı?
- Nihat AYTÜRK: Tabi ki. Bir ilçede siyasi parti başkanı kahveden kalkmış, üstündeki serbest kıyafetle Sayın Kaymakam’a ziyarete gitmiş. Sayın Kaymakam da (öğrencimdir) hemen kravatını çıkarmış. Makama saygı göstermeyene saygı gösterilmez. Saygı karşılıklıdır.
- Osman BULDAN: Peki ziyaret nasıl olmalı, nasıl hitap edilmeli?
- Nihat AYTÜRK: Göreve başlama ziyaretine giderken çiçek, çikolata götürülmez. Çiçek, çikolata sadece önceden tanıştığınız terfi eden kişiye götürülür. Üst makam sahiplerine hiçbir zaman adıyla hitap edilmez. Kaymakam bey, savcı bey, müdür bey de denmez. Ancak eşitler der. Astlar ise “Sayın Kaymakamım”, “Sayın Savcım”, “Sayın Müdürüm” derler. Makamda, buyur ettiği yere oturulur ve teşekkür edilir. İkram edilen şey içilir. Reddedilmez, başka şey de istenmez. Ziyaret süresi genelde beş dakikadır. Ancak makam sahibi de çay içiyorsa, onun çay içme süresi size ayırdığı süreyi gösterir. Çayını bitirince, ikramı için teşekkür edilir, müsaade istenir, kalkılır. Kaymakam, ilçede kendisine ziyarete gelen garnizon komutanı, belediye başkanı, hâkim ve savcılar, yüksekokul müdürü ve baro temsilcisine haberli olarak iadeyi ziyarete gider. Bu ziyaretlerde Sayın Kaymakam, birinci yetkili ve yardımcısı tarafından dış kapıda karşılanır ve uğurlanır. Kaymakam’a, makam koltuğu verilmez; makam koltuğunda da oturulmaz. Masanın önünde karşılıklı ya da misafir köşesinde birlikte oturulur.
İlçede, bakanlık ve kurum müdürleri ile STK yöneticileri göreve başladıklarında, önce Sayın Kaymakam’ı (48 saat içinde), sonra ve sırayla Garnizon Komutanını, Belediye Başkanını, Cumhuriyet Başsavcısını, Yüksekokul Müdürünü, Baro Temsilcisini, Jandarma Komutanını ve Emniyet Müdürünü ziyaret ederler. İlçede, önceden görevde bulunan diğer müdürler ve yöneticiler ilk bir hafta içinde hayırlı olsun ziyaretine gelirler. Yeni göreve başlayan bu yönetici, kendisine hayırlı olsuna gelenlere bir hafta sonra iadeyi ziyarete gider. Ancak, üç gün sonra gelene üç hafta sonra gitmek, on gün sonra gelene üç gün sonra gitmek, gelmeyene gitmek hem ayıptır hem itibarı ve şerefi düşürmektir.
- Osman BULDAN: Peki ziyaretlerle ilgili anınız da var mı?
- Nihat AYTÜRK: Bir ilçede tanıdığım Malmüdürü, göreve başlayan kurum müdürüne iki gün sonra hayırlı olsun ziyaretine gider. Kurum müdürü bu ziyareti dört gün içinde iade etmez. Fakat on gün sonra yolda karşılaşırlar. Malmüdürü, bu müdürün yüzüne bile bakmadan geçip gider. Müdür, odasına gidince Malmüdürüne telefon eder: “Müdürüm, dün yolda karşılaştık. Küs gibi geçip gittiniz. Bir şey mi oldu?” der. Malmüdürü: “Siz göreve başlayınca, ben iki gün sonra geldim, hayırlı olsun dedim. İki hafta oluyor siz iadeyi ziyarete gelmediniz. Sizi tanımıyorum” der.
Protokol kurallarını ilçede kaymakamlar, subaylar, hâkimler, savcılar; emniyet müdürleri, malmüdürleri, bir de benim öğrencilerim iyi bilirler. Lütfen dikkat ediniz. Hepinize derin saygılar sunarım.
- Osman BULDAN; Evet, bu güzel bilgiler için teşekkür ederim. Umarım okuyuculara da yararlı olmuştur. Bir başka söyleşi de tekrar buluşmak üzere, sağlıkla kalın.
- Nihat AYTÜRK: Bana bu onuru lütfettiğiniz için ben teşekkür ederim.
Bu bilgilendirici ve doyurucu röportaj için teşekkür ederim. Basit gibi görülen ancak devlet kurumlarının işleyişi içinde çok önemli olan, bu bilgileri öğrettikleri için Üstad Sayın Nihat Aytürk’e ve vesile olduğu için Sayın Av.Osman Buldan’a şükranlarımı sunarım.İstanbul Barosu Avukatlarından Av.Mehmet Gözükızıl
Sayın Osman Buldan Bu güzel haber ve röportaj için çok teşekkür ederim. Sağ olun. Selamlar.
Buldan'da Yaşam Gazetesi'nin Çok Değerli Okuyucuları, Gazete'de, BULDAN'da PROTOKOL başlıklı ziyaret, kıyafet ve davranış konusunda yayımlanan ve Buldan kökenli başarılı ve ünlü Avukat Osman Buldan tarafından yapılan röportaj, çok kısa sürede 1500'ün üstünde okuyucu tarafından okunmuş, beğenilmiş; birçok okuyucu da yaptıkları yorumlarda takdir, tebrik ve teşekkürlerini ifade etmiştir. Saygıdeğer Buldanlılara ve Buldan'da Yaşam okuyucularına, Gazete yönetimine, röportajı yapan Av. Osman Buldan'a, konuya ve şahsıma verdikleri büyük değerden, lütfettikleri kıymetli yorumlarından dolayı samimi şükranlarımı ve derin saygılarımı sunuyor, üstün başarılarının devamını diliyorum. Nihat AYTÜRK
Benim babamda mal müdürü idi. Ziyaretlere önem verirdi.Bize de anlatırdı.İlçeye şu gelmiş, hayırlı olsuna gittim.Anneme sende eşiyle tanış,hayırlı olsun de,derdi.Bu yazıyı okuyunca babamı daha iyi anlıyorum şimdi.Teşekkür ederim yazıyı kaleme alanlara.
Protokolun bu derece önemli olduğunu bu yazıyı okuyunca daha iyi anladım. Güzel bir makale...
Mükemmel, çok faydalı bir bilgilendirme olmuş. Kafa karışıklığına neden olan bir çok unsur yok edilmiş oldu. Nihat bey gibi bir üstadın ptotokol bilgilendirmelerini aktaran sayın yazar Osman BULDAN beye teşekkür ederim. Basın hayatın da, yazarımıza ve Buldan Yaşam Gazetesine başarılar dilerim. Kaleminize sağlık.
Protokolün önemini iyi ortaya koyan bir yazı ve söyleşi.Yazarı ve söyleşiye katkı sağlayanı tebrik ederim.