Tarihe not düşmek için söyleyelim: 30 Ekim 2020 saat 14.21 Seferihisar
açıklarında denizde meydana gelen bir deprem İzmir’i vurdu. Türkiye’de
ilk kez Tsunami görüldü. Deniz önce çekildi sonra taştı.
Seferihisar’ın içlerine doğru denizdeki tekneleri karaya, karadaki
araçları da denize gönderdi.
Depremin asıl etkisi İzmir Bayraklı’da görüldü. Yirmiye yakın bina
çöktü. Yüzlercesi oturulamaz hale geldi. Yüz on dört kişi yaşamını
yitirdi. Bine yakın kişi yaralandı. Depremin etkisi Buldan’da,
İstanbul’da hatta Bulgaristan’da bile hissedildi.
Bayraklı’daki yıkımın nedeni zeminin elverişsiz olması ve binaların
sağlam olarak yapılmamış olması şeklinde açıklandı. Ayrıca bina
altlarına işyeri yapmak için kolonların kesilmesi de yıkımın nedenleri
olarak gösterildi.
Depremler elbette kaçınılmaz bir gerçek, bundan kaçış yok. Ancak
binalarımızı yapacağımız zemini iyi seçerek ve binalarımızı sağlam
yaparak depremin öldürücü etkisini önleyebiliriz.
Ülkemiz deprem kuşağında; bu bilinçle hareket etmemiz gerekirken
maalesef bu konuda yeterli önlemleri almakta ihmalkar davranıyoruz.
Ancak sevindirici olan bir şey var; deprem sonrası arama, kurtarma
çalışmalarında çok başarılıyız. İzmir depreminde bu başarıyı somut
olarak gördük. Enkaz altında ölmeyip yaşamakta olanların hemen tümünü
canlı olarak çıkarmayı başardık.
İzmir depreminde bir başka sevindirici durumu daha yaşadık. İzmir öyle
bir dayanışma, yardımlaşma örneği sergiledi ki işte İzmir farkı
dedirtti. Şimdi İzmir’de sosyal medyada yer alan yüzlerce anekdottan
rastgele seçtiğim birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu arada ülkenin her tarafından gelen yardımları ve Buldan’dan
gönderilen havlu yardımlarını da unutmadan söylemeliyim. Kars’tan da
yardım geldi Edirne’den de. Hani Edirne’den Kars’a kadar derler ya.
İşte öyle.
Teşekkürler Türkiye, Teşekkürler Buldan, teşekkürler İzmir.
İŞTE SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARINDAN BAZILARI:
Biri şöyle
Dün gece İzmir metrosunda yaşanan bir olay:
Gece boyu çalışan ve üstleri toz toprak içinde olan arama kurtarma
ekibi koltuklar kirlenmesin diye ayakta yolculuk yapmışlardı. Olayı
yaşayan bir kardeşimiz anlattı. Yolcular ekipteki gençlere
oturmalarını rica etmişler. Onlar oturmayınca duygulanan tüm vagon
ayağa kalkmış ve gidecekleri yere kadar ayakta gitmişler...
GEÇMİŞ OLSUN İZMİR...
Bir başkası:
Alkol çok tüketiliyor diye depreme müstahak İzmir, öyle mi?
Alın size gavur İzmir:
-) Kan talebi sonrası 1 saatte yeter artık, gelmeyin, sağ olun diyen İzmir
-) Depremden 2 saat sonra sosyal medya örgütlenmesiyle anında Çeşme,
Foça, Aliağa, Çeşmealtı, Urla’daki yazlıklarını gece konaklaması için
açan İzmir
-) Yazlık evlere ulaşım sağlamak için dakikasında örgütlenen okul
servisçilerine sahip İzmir
-) Tüm gece boyunca ücretsiz çorba ve yemek veren lokantacıları olan İzmir
-) Hasar gören Urla Devlet Hastanesi’ne zerre düşünmeden anında
yardıma koşan doktorları ve hemşireleri olan İzmir
-) Battaniyeleri sel yapmaya hazırlanan İzmir
-) Depremde bile sokak hayvanlarını da koruyan ve kollayan İzmir
Zamanında Yunan’ı denize döken İzmir.
Düşmanın alayını (içten ya da dıştan fark etmez) denize dökecek olan İzmir
Not: benim dün geceden beri İzmir’den aldığım haberlerden
derlediklerimden bir demet.
Bir diğer paylaşım:
21 saat önce
Hayat kurtarmak için, hayatını hiçe sayanlara selam olsun...
Arama kurtarma ekibinden Ramazan beyin paylaşımı...
Üstü başı toz içinde starbuck cafe ye bir bardak çay almak için giren
ekip üyemize, hepiniz gelin bir kahvemizi içmeden bırakmam diyen
starbuck çalışanı..
# Enkaz alanının yanında istirahat anında sıcak Çorba için sıraya
giren arkadaşımıza lütfen siz sıraya girmeyin siz bizim için
buradasınız diyerek görevlilere kızan vatandaş..
# İstirahat anında arkadaşımıza çikolata ikram eden, arkadaşımızın
teşekkür ederim almayayım şimdi yedim demesi üzerine, çikolata kabini
açarak abi benim elimden yemedin lütfen bunu da ye diyerek
arkadaşımızın ağzına tıkıştıran çocuk..
# Evinde yemek yaparak yanımıza getirip evlatlarıma yapar gibi yaptım
lütfen bundan yiyin diyen anne..
# Bir çadırın kenarına oturmuş dinlenirken sigara içen arkadaşlar
rahatsız olmasın diye arkadaşlara göz kırparak iki sefer çekim yapan
haber ekibini size bir şey göstereceğim diye yolunu değiştiren emekli
öğretmen amca..
Ellerinde simit, bayoz., çay, kek hatta lokma gezdirerek sürekli
bizimle ilgilenen genç kızlar, erkekler..
# Sanki hepimiz ünlü bir sanatçıymışız gibi her fırsatta bizimle selfi
cektirmek için fırsat kollayan gençler..
# Burada Bayraklıda bizden ücret almıyorlar diye bizzat kendim
Bornova'da bir eczaneye girerek yorgunluk ve grip başlangıcı için ilaç
aldım ücret dediğim an ölümü görün siz bizim için geldiniz başka bir
şey lazım olursa bizim motor kuryemiz var lütfen bu kartı alın telefon
edin ben hemen yollarım diyerek kapıdan yolcu eden Akhisar eczanesi...
Ve bunlar gibi yaşanmış nice anılar
Ah İzmirlim sizin için bu millet için değil hastayken ölüm döşeğinde
dahi on canımız olsa veririz..
Ne güzelsin ülkem..
Sen ne güzelsin Halkım..
Ne mutlu Türküm diyene..
Cuma 20:00
Bir diğeri:
Tv ler söyleyemiyor muhabirler haber yapamıyor
olsa da... Biz biliyor, duyuyor ve görüyoruz!
Bir Büyükşehir Belediyesi ve başkanının nasıl organize çalıştığını
göstermesi açısından da o kadar sevindirici.
Hiçbir haber kanalında İzmir Belediye'sinin olağanüstü başarılı
çalışmalarından, bu süreci şimdiye kadar Türkiye'de görülmeyen bir
düzen ve organizasyon ile yönettikleri hakkında bir bilgi yok.
Hatta belediye kelimesi bile geçmiyor.
Saçma sapan alakasız hükümet temsilcilerinin, bürokratların adı
geçiyor, ama belediye çalışanları veya belediyeye bağlı herhangi bir
kurumdan bahsetmekten özellikle kaçınıyorlar.
Oysa belediye daha ilk gün hava kararmadan,
1..Binlerce çadır kurdu,
2..Battaniye dağıttı,
3..Yemek dağıtmaya başladı,
4..Depremzedelerle görüşerek ihtiyaç maddelerinin neler olduğunun
listesini yapıp herkesle paylaştılar,
5.. Seyyar tuvaletler kurdular,
6..Çamaşırhaneler kurdular,
7..Yakınlardaki spor salonlarının banyolarını kullanıma açtılar...
Daha unuttuğum şeyler vardır mutlaka; aklıma geldikçe revize ederim postu.
TV'lerde paylaşıl(a) mıyor maalesef.
Veeeee bir diğeri:
Siyaset zamanı değil Hanımlar Beyler!
Sizleri 1 hafta öncesine 30.10.2020'ye götürmek istiyorum. Çok şiddetli
bir sarsıntıyla kimimiz evde, kimimiz işte kimimiz yolda sokakta
yakalandı bu afete. Aklımıza ilk ailemiz ve sevdiklerimiz
geldi. İnsanlar sokakta eller telefondaydı ama yine ve yeniden "1000
dakika"lısı "10gb internetlisi "platinium" lusu "premium"lusu
"Gnç"lisi iletişim kurmakta bir hayli güçlük yaşadı. Şanslıydı
etrafından iyi haber alanlar panikle yaşam üçgeni yapanlar. Ve
tabii ki şanssızdı(!) kolonu kesilenler, ihmallerle çürük binaya mahkum
edilenler..
Siyaset zamanı değil Hanımlar Beyler !
Sahi belediye nerede? Tv'de göremiyoruz, şarjlarımız yıkıntı evimizde
kaldı. Haber alabildiğimiz tek yer sosyal medyaya giremiyoruz. Herkesin
nerede olduğunu gösteren TV’lerde belediye KAYIP ARANIYOR!
Bize düşerse anlatması Belediye BURADA!
- Afetten 20 dakika sonra Afet Merkezi'nde.
- Trafik yoğunluğu olmasın diye Kültürpark'ı trafiğe açarken
görülmüş belediye
- Yıkılan binaların sokaklarında olayın şokunu atlatamayan
vatandaşların yanı başında belediye
- Hasar gören binalarda oturan vatandaşlara 2 saat sonra
çorba, kumanya, soba, battaniye desteği sağlamaktaydı belediye
- Bölgeye mobil tuvalet ve çadır temin etmekteydi belediye
- Araç trafiğini azaltmak için gece 12'ye kadar toplu ulaşımı
ücretsiz yaparken yakalanmış belediye
- Yakınına ulaşamayan, afet kaynaklı sıkıntısı olan vatandaş için
izmirhim'de telefon başındaydı belediye
- Kimi yerde vinçle binayı ayakta tutmaya çalışmakta kimi yerde
vatandaşla göz göze gelip tebessümle araba üstünde çorba dağıtarak
şov(!) yapmaktaydı belediye
- Olacaklar üst üste gelir ya yağmur başladı. Vatandaşlar
ıslanmasın diye otobüslerini Aşık Veysel'e yanaştırıyordu belediye
- Afad ile koordineli nasıl 1 canı sağ kurtarırız diye soğukta
terliyordu belediye
- Sabah olunca gevreğini, boyozunu, böreğini çayını yanında getirmiş
sofrada bizi bekliyordu belediye
- Bir de pandemi vardı değil mi? Bunu da es geçemezdi çadırları
dezenfekte etti belediye
- Sadece Bayraklı değil tsunamiden etkilenen Seferihisar'ı da
unutmamalıydı belediye. Balık hali, balıkçılar çarşısındaydı. Onarımına
derhal başladı.
- Gün ağarınca çadırları tek tek dolaşıp ihtiyaçları
sordu, eksiklikler varsa derhal giderelim dedi belediye
- Duş ve temizlik temel ihtiyaç deyip Âşık Veysel Buz Sporları
Merkezi'ni depremzedelere açtı.
- Sahi hangimiz o şiddetli sarsıntıda yanımıza temiz kıyafet
alalım diyebildik? Düşünen belediye Manavkuyu'ya çamaşırhane kurdu.
- Kayıplar vermeye başlıyorduk. Yarası sarılmaz, gideni geri
getirmezdi belki ama kaybettiğimiz vatandaşların ailelerinden 1 kişiye
işe girişte öncelik tanıyalım dedi belediye
- İzmir ve tüm Türkiye'nin duyarlı vatandaşları yardım ulaştırmak
istiyordu. Koordinasyonu sağlayıp "el konulmadan" bizizmir.com 'dan
dayanışmayı başlattı belediye. 24 saatte 7 milyon TL, en son 18
milyon TL'ye ulaştı. Şovu (!) sen yaptın bu sefer Türkiye.
- Deprem anı ve sonrasında iletişim ve haber alma gerekliliğiyle
wifi ağını 150 mpbs'ye çıkardı belediye
- Tv ambargosu yiyen belediye bir de güncel durumla ilgili her
daim bilgilendirme toplantısı yapmayı sürdürdü. Sağol twitter, sağol
facebook(!)
- Hep yapmadı ya teşekkür etmesini de bildi belediye. İzmir'in
100'e yakın oteli kapılarını depremzedelere açtı. Ne güzelsin
dayanışma !
- Kurtarılan her insana ne kadar sevindiyse kedisi, köpeği için de
o kadar çaba sarf edip mutlu oldu belediye
- Depremzede çocuklarımızı unutamazdı Türkiye'de ilk çocuk
belediyesi kurmuştu çünkü. Çocuk Dünya Otobüsü ‘nü uzmanlarıyla beraber
yanaştırdı çadırların yanı başına
- Günler geçti çadırlar ev olmuyordu. "Bir Kira Bir Yuva" dedi
belediye. 5 saatte 2 milyon, en son 23 milyon TL'ye ulaştı.
- Elbette rahatsızlığı bulunan depremzedeleri unutmadı belediye.
Eşrefpaşa hastanesi doktorları ve Psikolojik destek tırı da yerine
geldi.
- Bir de Hilton vardı değil mi? İşbirliği sağlandı ve
depremzedelere açıldı.
- Hasar tespit çalışmaları sürerken evine girebilmesi mümkün olan
vatandaşlar eşyaları çıkartıyordu ancak nereye koyacaktı o kadar
eşyayı ? Eshot Kapalı Garaj sizler için hazırlandı dedi belediye
- 6224 Personeli,267 İş Makinesi ve sayısız gönüllüyle hep oradaydı Belediye
- İyi ki deri koltuğunda sağa sola talimat vermeyip
oradaydın, çorba dağıtımına katılıp ŞOV(!) yaptın belediye
SAHİ KİMİN UMURUNDAYDI; 58 SAAT SONRA ENKAZDAN ÇIKARILAN "İPEK" ve 65 SAAT SONRA ÇIKARILAN "ELİF" i HANGİ BELEDİYENİN, HANGİ KAMU
KURUMUNUN, HANGİ GÖREVLİNİN KURTARDIĞI!
Siyaset zamanı değil Hanımlar Beyler! Devlet "BABA" ise Belediye "ANA" dır.
Kerim Ö…
Depremzede Vatandaş
İşte böyle sevgili hemşerilerim. Bir daha deprem olacak elbet.
Dileyelim ki kimse hayatını kaybetmesin, kimse yaralanmasın. Bir daha
deprem yazısı da yazmayalım.
Dostlukla kalın.