- Gaç aman deyenlerin, bizden geçmiş bu işle, bek yoruldem ben böğün, diye girdi geldi Moramıdın Kahvesine Gıymıkların Fehmi.
- Ne ettin de yoruldun hey akıdeş, diye seslendi Abdalların Kemal, Gıymıkların Fehmi’ye. İkisi iyi arkadaştı. Mektepte beraber okumuşlardı.
- Üle akıdeş, söğlenme, benim torun ille dede bene bazaa gün civciv alıve deye dutturdu. Eh alıveren dedim. Aldık beş altı dene, haney altına gatı goduk. Emme benim garı, oraya buraya pislebba bunla deye söğlendi durdu. Onda benim garının çeğiz sandığı vaadı gullenmebbaadık. Saabalan geçtik başına, kapağını söktük, önünü de bi tel geedik. Kümes yaptık senin annıceğin hey akıdeş, bek yoruldum ondan, hurdan bi gave içem deye geldim.
Muhabbet başlamıştı artık. Yan masadan Beylerin Üsen’de karıştı sohbete.
- Gaveleri ben ısmalayam galan, sen baya yorulmuşsun, dedi. Söylendi kahveler. Beylerin Üsen başladı muhabbete.
- Üle bizim oğlan bu çeğiz sandıkları hincileede bek gullanılmeyo. Ya kümes ediyoola ya da içine girip avcılık ediyola.
Merakla sordu Gıymıkların Fehmi, Beylerin Üsen’e.
- Hadi kümesi annadık da avcılık nasıl oluyo akıdeş sandıkda?
Beylerin Üsen gevrek gevrek güldü.
- Sen duymadın yalım bizim Gökcülerin Yılmaz’ın başına gelene. Du biyon annadıverem, diye başladı anlatmaya.
“ Bizim Yılmaz bek meraklıdır guş avlımeye. Evin dışında çeğiz sandığı atılıp duruymuş. Hinayetlik gelmiş aklına. Almış gelmiş kapının önüne goomuş sandığa, içine girmiş kapağı üsdünden örtmüş, elinde tüfek bekleemiş gara tavukla gelcek vurcen deye.
Onda garısı sabaalan kalkmış bi bakmış sandık kıpırdanıp duru. Öyle ya, ne bilsin Yılmaz’ın içinde olduğuna. Ödü kopmuş buncazın, cinle perile va yalım içinde deye Bismillah çekmiş bi dekme çıkaddırmış sandığa. Zaten Yılmaz’ın evi bayırın tepesinde. Sandık yukardan yuvaalanmaya başlamış, Yılmaz’da içinde, çıkımamış dışarıya. Elinde tüfek tengil tokmak, tengil tokmak. Doğru aşaaya. Dereye doğru gidiyoomuş Yılmaz. En nihayet gari Güllülerin evi vaadır deren başında. Onların yüznumaranın üsdüne çönmüş ta orda durmuş sandık. Yılmaz içinden enmiş emme elcezleri, golcazları hep yüzülmüş. Beli golu epey acımış, dokdora gitmiş onda bişeyciğin yok demiş dokdor, yaşın süree demişle. Evde yatıp duru”
- Yaşın süree ne demek, diye sordu Gıymıkların Fehmi gülerek.
- Üle ne olcek dedi Beylerin Üsen. “Kaç yaşındaysan o gada gün ağrıların devam ede, deyelim altmış yaşındasın altmış gün süree demek”.