- Bek yoruldum akıdeş, huracığa accık oturan, bene bi sade gave bişirive, diye girdi geldi Moramıdın Kahvesine Eksinlerin Hilmi. Heleplerin Durmuş’un oturduğu masaya oturdu. Kahvesinden bir yudumu içti, kesik kesik öksürdü. Anlatacaktı artık neden yorulduğunu. Sordu Heleplerin Durmuş, Eksinlerin Hilmi’ye.
- Ne yapdın da yoruldun hey akıdeş.
- Üle söylenme bizimoğlan, dedi Eksinlerin Hilmi. Muhabbet edecek adam arayıp duruydu sanki.
- Bizim gız aşaalaadan bi ev almış. Benim garı ille -Ben mehelini aldım, bi bulambaç tepsisi saadırdım Ekli Memet’ten, ev mübarekesine gidelim, sizin gız güceniveri- dedi durdu. Eh madem sen gidigo, ben ikindiyi gılam gelem aakandan dedim.
Endim gittim covur mezarının alt yanına, akıdeş yee gök bina dolmuş. Ben epeyledir enmediydim o yanlara. Zaten ootalık binaylan zinaya galcek demiş böyüklerimiz, haggatten dedikleri bir bir çıkıbba. Neyse buldum vaadım binayı emme, zilleri hangisi bilimeyom. Bascem baamağımlan emme dürtcek bi yeri yok. Nişliyen neelere giden. Epey bekleyveedim. Gelen yok giden yok. Onda okul cıbaaları geeggeliledi. Birini ünledim. Hinciki cıbalaa bek akıllı. Basıveedi gari, hemen kapı açıldı.
Çıkdım vaadım evlerine. Epey oturduk. “Üle bizim gız hatırladın mı bizim Gadı Zehra’yı ediveediğin lafları”, dedim. Epey gülüşdük gari.
- Ne deye laf ettiydi sizin gız Gadı Zehra’ya, diye, sordu Heleplerin Durmuş, Eksinlerin Hilmi’ye.
Heleplerin Hilmi soğuyan gavesini fincanı çevirerek içti bitirdi.
- Annadı veren de dinle, dedi ve başladı anlatmaya.
“ Bizim gız kasnak makinesi edeedi biz çocukken. Bi gece evde oncaz makine edibba, bende uyur uyanık dees çalışıbduruyum. Anamlan bubam gezmeye giddile, evin içinde yalnızız. Makinenin harıltısından duymamışsık. Gadı Zehra nene vaadı bizim o yanda. Onda bizim evin kapısı tahta kapı. Yüklendin miydi açılıveriydi. Gadı Zehra nene yüklenmiş kapıyı açmış, bizim makine ettiyimiz odaya girmiş, makedin üstüne oturmuş, tespik çekip duru. Bizim gız aakasına dönesiye gada kalgıdı gitti, bi bağırış kopaadı. Ödü patladı ben de göresiye gada kookdum. “Körolmuyasıca garı, insan bi haber veememi geldiğini, insan kapıyı çaala, tokmağı va üsdünde, ödümüzü kopaadın, deye epey çıkışdı buna.
Onda Gadı Zehra içleniveedi galan kibar bi neneydi. İsdanbullula gibe gonuşcen deye uğraşırdı. “Haklısın gızım, kusuruma bakman galan” dedi.
Neyse galan, bundan sonra Gadı Zehra, çok geldi gitti bizim eve. Emme hep kapıyı çalaadı. Bizde coğurluğuna soraadık -kim o” deye, oncaz da kibarca “Ben Zehra Areç” deye ses veriydi. Ordan aklıma geldi evvelden alan kapıyı kaldırı giree giderdin nerde esgi günlee de gidi de.