- Esgidenmiş onla, neede hinciki gibe vesayet mi vaadı, diye anlatıyordu Avralların Hilmi, Acemlerin Feyzi’ye. Bahar havası Moramıdın Kahvesinin neşesini getirmiş, muhabbetler gezme tozma, yeme içme üzerineydi hep.
- Hinci bi biniyon uçağa yarım saat, kırkbeş dakkada İsdanbul’a varıveriyon, dedi Bicililerin Kemal. “ üle esgiden bi Denizli’ye gitmeye ödümüz kopaadı. Gışın soğukdan donardık, yazın ıscakdan gan terinin içinde galırdık. Bide yolda araba bozluveedimi gününü görüydün.Geçen gün bizim garının amcasının oğlunun düğünü vaadı İsdanbul’da. Garı duddurdu illeme gidcez deye. Oğlan alıvemiş evelden biletleri, öncüden alırsan ucuz oluyomuş. Bindik galan teyyareye. Hiç binmediydim, kakaken accık korkdum emme, bek güzel oluyo. Çay bişirmişle, tost edivemişle, üleee hem yidik hem etrafı seyrede seyrede gittik”
Acemlerin Feyzi şaşkın şaşkın baktı Bicililerin Kemal’in yüzüne.
- Usda çayda mı veriyoola üle herkeslere. Naha bu bizim Yörük İbram’ın işleri, diye güldü.
- Ne olmuş Yörük İbram’a Feyzi abe. Senin dilinin altında bi bakla va emme çıkaa bakalım, deyve biyon diye dürttü Bicililerin Kemal, Acemlerin Feyzi’ye.
- Annadıveren de dinlen, hem söylen bakalım bire gave hurdan, dedi Acem Feyzi. Kahveler söylendi, ağır ağır başladı anlatmaya Acemlerin Feyzi.
- Bizim Yörük İbram her hoota İzmir’e gidee, peynir, keşlik, çökülek satmaya. Sarayköy’den binmişle trene. Kompartımana oturmuşla üç Buldanlı akıdeş. Onda yanlarına bi köylü gelmiş. Safça bi adamcık. Bizimkinle kırk baharın yoğurdunu yimiş adamla. Neyse tren hareket etmiş, bunla başlamış selam kelam muhabbet sohbet derken, sofrayı guralım akıdeşle galan demişle. Çıkınlarını açmışla. Adamcığı da buyur etmişle. Emme adamcık- Benim garnım tok, siz yiyin afiyet olsun- demiş.
Aan, demiş Yörük İbram, biz ne yirsek sen de yicen, buyur bakam, demiş. Adamcıklan hepsi bir yimişle içmişle. Meğersem adamcığın garnı açmış. Sofrayı toplamışla, emme adamcık erinmiş,
-Akıdeşle sizden yidik içdik, neyse parası veren- deye dutturmuş. Olmaz, demiş bunla emme adam illaki parasını veecen, dermiş. Dur çüş derken Yörük İbram,
-Akıdeş, madem sen para veecen debban, bize gave ısmala ozman- demiş. “Eh akıdeş, ısmalıyam emme, nereye söylencek gaveler.
“Kapıyı aç, dışarda bi gol va, onu hıphızlı asıl, gaveciler gelir” demiş Yörük İbram. Adamcık çıkmış dışarı çekmiş golu. Tren şakkıdak durmuş. Yolcular bile olduğu yerden sallanmış galan. Hemen kondöktör goşmuş gelmiş,
- Ne oldu, bi şey mi vaa, golu kim çekdi- diye sormuş.
Adamcık gelen kondöktöre “Oğlum bize dört dene sade gave gap ge bakan, kaç paraysa ben veecen” demiş. Kondöktör bi bağırmış buna “Üle utanmaz herif, bizde bişey oldu sandık, en aşaya, git gaveni nerde içeesen iç” deye çıkışmış. Epey bi ceza yazmışla adamcığa. Bizimkinle de hiç bişey olmamış gibe etrafı seyredeelemiş hinayetle.