Geçen ayki yazımda memleketimizin sorunlarını yazmak, Buldan’ın, Buldanlının en güzel en iyi hizmeti alma hakkı olduğunu, bunların kimler tarafından sağlanacağından bahsetmiştik. Bazı duyarlı hemşerilerimizde konuyu kamuoyuna taşıdılar. İyi bir başlangıç oldu. “Zararın neresinden dönülse kardır” anlayışıyla yetki ve makam sahipleri daha ciddi olacaklarına inancım hala devam etmektedir.
Yaşanan olumsuzluklar yıllarca sürüp gidiyor. Sorumlu ve yükümlü olanların(Siyasi partiler, Sivil Toplum Kuruluşları) sesi çıkmıyor. Herkes ikbal peşinde, dedikodu üretmekten başka bir şey yapmıyor. Kimse birin iki olması yönünde birleşip gayret göstermiyor.
Gelelim bu aydaki konumuzu. İlçemize büyük ölçüde ekonomik katkı sağlayan yüksekokul mevcudumuz (Bu okulun binalarını da hayırsever vatandaşlarımızı tarafından yapılmıştır) 1375 iken bugün 550 öğrenci ki bu yıl kayıt olan 241 öğrencimize hizmet vermektedir. Hoş bu okullar arttıkça donanımlı eğitim verilmediğinden işsizler ordusuna yeni diplomalı işsiz ilavesinden başka bir işe yaramamaktadır. Bunun teyidi olarak Türkiye’deki genç nüfusun işsizlik oranı 27,1 olarak açıklanmıştır. Bu kötü gidişe dur demek için ivedilikle herkes kendi evinin önünü temizlemek amacıyla rasyonel kararlar almalı, eğitim planlaması yapılmalı, siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları bu konuda yönetime yardımcı olmalıdırlar.
Burada yapılacak olan, bireyin kendi potansiyelini yaratıcı gücünü keşfetmesine yardımcı olacak gelişimini sağlayacak, yaratıcılığı ve yenilikçiyi teşvik eden takım çalışmasını ön plana çıkaran insan karakterini, kapasitesini geliştiren, sorgulayan, üreten, mezun olduklarında katma değer yaratarak çocukların altın bilezik takacak Meslek Yüksek Okuluna öncelik verilmelidir. Bu konuda herkes kendine şu soruyu sormalı(Öncelikle siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının) bu sorunları çözmek için ben ne yapıyorum? Unutmamak gerekir ki düzenin mimarı insandır. İnsanlar yapılan yanlışlara, eksikliklere dur demiyor, bu konuda fikir üretmiyorlarsa kötü gidişin destekçileridir.