Kimi lakaplar vardır ismin önüne geçer. Bu durum çoğu kez öyle bir hal alır ki kişinin isminden daha çok önem kazanır. Cimo’da ise soyadının neredeyse tamamen unutulması isminin ise hemen hemen çok az kullanılması halini almıştır. Ahmet Gökmen desen kimse tanımaz. Cimo Ahmet desen tanımayan yoktur. Hatta çoğu kez yalnızca Cimo demek bile yeterlidir. Öyle ya başka Cimo mu var.
Mutlu bir çocukluk geçirmiştir. Şimdiki iş bankasının yan sokağındaki evlerinde ve Kabristanın o taraftaki bağlarında zaman su gibi akar. Delişmen , biraz afacan bir yeni yetmelik onu bekliyordur. Ortaokuldan sonra sıra Denizlide okumaya gelir. 1960’lı yıllarda Denizli Ticaret Lisesinde okuyan hatırı sayılır bir Buldanlı grup vardır. Cimo bu grubun en renkli simalarındandır. Hem okul takımında hem de Buldan Gençlik Kulübünde savunma oyuncusu olarak top koşturur.
Ticaret Lisesinin biraz hayta, çokça delikanlı bu yiğit ve mert öğrencisi okul bitince İzmir’de İktisat Fakültesinde – o zamanki adı: Ticari İlimler Akademisidir—öğrenimini sürdürür. Meslek olarak bankacılığı seçer. Uzun yıllar İş Bankası Müdürlüğü yaptıktan sonra Emekli olarak İzmir’e yerleşir.
Çok düzenli çok titiz biridir. Bir yazıda en küçük bir hata , bir çizik olsa sayfayı değiştirir yeniden yazardı.
Apartman yöneticiliğini mutlaka ona yaptırırlardı. Herkesin ona karşı güveni tamdı. Üstelik işini çok düzgün, çok titiz yapardı. İzmir Buldanlılar Kültür ve Dayanışma derneğinin saymanlığını, yazmanlığını ve ikinci başkanlığını yapmıştır ki başarılı çalışmaları hala şükranla anlatılır.
Buldan’ımızın bu bıçkın delikanlısı aynı zamanda o kadar kibar o kadar efendi idi ki bu iki özelliğin aynı kişide toplanmış olması çoğu kez insanı hayrete düşürürdü.
Babası Bayraktar Cimo güzel zeybek oynardı. Bu özellik Cimo Ahmet’e de geçmiş olduğundan o da güzel oynardı. Deve güreşini çok severdi. Mevsim başladığında olabildiğince güreşlere katılmaya çalışırdı.
Işık Birol’un eşi vefat ettiğinde Dernek Başkanı Mehmet Seyrek’i arayarak Urla’ya cenazeye nasıl gideceklerini sorar. Başkanın bekle öğleyin birlikte gideriz demesi üzerine : “ Başkanım ben sabah erkenden gideyim. Belki bir yardımım dokunur Işık’ı yalnız bırakmayalım ” der. Bu kadar hatırnaz; bu kadar düşünceli ve dost canlısı arkadaş canlısı birisidir. Arkadaşlarını, tanıdıklarını, büyüklerini zaman zaman telefonla arar; hatırlarını sorar, insanlarla çok sıcak ilişkiler kurar; herkesle iyi geçinirdi.
Urla’daki cenazeden dönüşte tam evine vardığında geçirdiği bir kalp krizi sonucu çok erken sayılabilecek bir yaşta hayata veda etti.
IŞIKLAR İÇİNDE YAT Buldan’ımızın dürüst, yiğit , mert, kendine özgü kişiliği olan delikanlı evladı. Seni unutmayacağız.