Ben babamın Buldan Gençlik Spor Kulübünde futbol oynamış olmasından dolayı yaşanan olayları, bazı maceraları gördüğüm ve duyduğum için geniş bilgiye sahibim diyebilirim. Ama Buldan Mekik Spor Kulübüne biraz mesafeli olduğumuz için oralardaki yaşananlardan pek bilgi sahibi değiliz. O zamanlar iki partili dönem var. Buldan Gençliğinin kuruluşu daha eskiye dayanır. Mekik spor çok daha sonra kurulmuştur.
Buldan Gençliğin futbolcuları, benim çocukluğumda genelde Demokrat Parti topluluğudur. Halk Partili olanlar çok azdır. Mekik Spor, Halk Partililer tarafından kurulmuştur. O günkü, particilik biraz cahilliğin verdiği anlayışlarla çok katı olurdu. İnsanlar birbirleriyle pek konuşmazlar hatta selamlaşmazlar. Kahveler bile ayrı olurdu. -tabi ki 1950 yıllarından bahsediyorum.-
Geçenlerde kardeşimiz berber Bahri Babacan’ın orada otururken, tıraş olmaya demirci Halil Erensoy arkadaşımız geldi. Kendisi Demir Sadıklar ile kapı komşusudur (Demir Sadıkların evleri de şimdiki Haydar Özel’in kahvesinin olduğu yerdir). Atila sen gazeteye yazı yazıyorsun birkaç olay anlatayım da belki yazarsın, dedi.
Sene 1950 yıllarının ikinci yarıları Demirci Sadıkların ortanca oğlu rahmetli Necip abi Mekik Sporda futbol oynardı. Küçük kardeşi şuanda İstanbul’da oturan Ahmet Ülkü abinin de biraz futbol hayatı olmuştur ama çok da uzun yıllar devam etmemiştir.
Genç yaşta İstanbul’a yerleşti. Ailesini oraya taşıdı. Boyu kısa olmasına rağmen bir ara babamların kalesini korumuştu. Ortaokuldan sonra Denizli Sanat Okulu’nda okudu. 1960 yılından sonra yurtdışına giderken işçiler, okuyanlar bilhassa kısa zamanda giderlerdi. Birçok abilerimiz ve arkadaşlarımız fazla sıra beklemeden gitmişlerdir. O arada Ahmet Abi, Sanat Okulunun kaleciliğini yapıyor. Buldan’a, abisinin oynadığı Mekik Sporla dostluk maçına geliyorlar. Ahmet Abi herhalde o gün şanslı günündeydi. İyi bir maç çıkartıyor belki de gol yemiyor. Maçtan sonra o gün Ahmet Abi Buldan’da kalıyor. Akşam zamanı Halil kardeşimiz, komşuda bir patırtı, gürültü duyuldu diyor. Babası derhal komşuya koşar, arkasından da Halil. Necip Abinin elinde bir balta sapı Ahmet Abiyi kovalıyor; neden gol yemedin, iyi oynadın diye. Halil’in babası araya girerek ortalığı yatıştırmış. Rahmetli Necip Abi biraz sertti ama güzel insandı. Allah rahmet eylesin.
Gene bir Pazar günü Denizli’ye maça gidilecek. Mekik Spor, Alanyazı Meydanında
arabada Necip Abi bekliyor. Yola çıkılacak ortalarda yok. Eve bakmaya geliyorlar. “Hadi araba seni bekliyor, neredesin, yürü geç kaldık.” Diyorlar. Necip Abi “Ben gitmeyeceğim”, diye nazlanıyor. Israr ediyorlar, gitmem de gitmem sızlanıyor.
Nerde geniş kadro fazla oyuncu olsa belki de bırakıp gidecekler. Rahmetli ata çok düşkündü, bağları güzel ve bakımlıda bir atı vardı. Başlıyor gitmemesinin sebeplerini saymaya; benim atın yuları yok, gemi eski, karan kolanı kopuk bunları alın gideyim der. Yöneticiler, “Tamam yarın hallederiz”, derler ama onları dinleyen kim. “Bunları alın gideyim”, der.
Hemen Urgancı Hüseyin Amcanın (Özbilgiç) evine gidilir, dükkân açılır, eksiklikler tamamlanır. Ondan sonra maça gidilir. Allah gani gani rahmet eylesin.
Gene o yıllarda Mekik Spor Kulübü, Ödemiş’ten bir futbolcu getirdi. Esmer ( büyük ihtimal Roman vatandaşıydı) bizim mahallede Yörük Aliler Köprüsünün yanındaki şimdiki Becerik Ali Abinin evinin altında Buldurlara ait 2 bir ev vardı, oraya kiraya koydular. İyi bir futbolcuydu, süratliydi. Topu alıp süratle götürürken Mekik Sporlular “Yat arap geliyor kalk geçti”, derlerdi. Daha sonra komşusu Makinist İsmet Abinin ablasıyla anlaşarak kaçmışlardı.
Gene o yıllarda ben tahminen 8-9 yaşlarındaydım. Buldan Gençlik Kulübü İzmir’den, İzmir Sporda oynamış birini getirdiler. O zaman çıkmaz sokakta oturuyoruz. Akşamdan sonra 2-3 kişiyle bizim eve geldiler. Gelenlerden sadece şu anda aklımda kalan Sarı Ahmet Gökçe Abiyi hatırlıyorum.
Futbolcunun İsmi Sırrı idi. En az 1.90 boyu belki 100 kiloyla yakın ağırlığı vardı. Ahmet Abinin arkadaşı imiş. Futbolu bırakmış bir barda fedailik yapıyormuş. Pala bıyıkları vardı. Ama mükemmel bir futbolcu idi. Topu ayağına aldığı zaman tam bir futbol cambazıydı. Denizli Stadında onu özel olarak seyretmeye gelen seyirci kitlesi oluşmuştu. Hey gidi günler.
Denizli Stadının en zevkli maçları bizim Buldan’ımızın takımının maçları olurdu. Seyircisini bulurdu. Çok maçların yarıda kaldığını bilirim. Kavga eksik olmazdı.
O günlerin her iki takımda emeği geçen ölenleri rahmetle analım.