30 Ekim 2020 Cuma günü saat 14.51’de İzmir’de meydana gelen deprem hepimizi derin acıya soktu. Özellikle İzmir’de oturan hemşehrilerimiz açısından kaygılar yaşadık. Bu yazının yazıldığı ana kadar 25 vatandaşımızı kaybettik. Umarım bu sayı artmaz. Bine yakın vatandaşımız da yaralandı. Pek çok bina ağır hasar gördü. Hafif hasarlı ama oturulması sakıncalı pek çok da bina var.
Deprem sonrası TV kanallarında deprem uzmanları İzmir depremini yorumladılar ve hala yorumlamaya devam ediyorlar. Depremin yanal atımlı mı yoksa dikey atılımlı mı olduğunu, nerede fay kırıkları olduğunu, bu depremin başka depremleri tetikleyip tetiklemeyeceği konusunda oldukça bilgi sahibi olduk.
Denizli ve Buldan açısından neredeyse tüm deprem uzmanlarının hemfikir olduğu konu, Nazilli Kırığı olarak adlandırılan Denizli, Nazilli, Aydın, Söke üzerinden Ege Denizine uzanan fayda gerilimin arttığı ve burada her an 6’nın üzerinde bir deprem beklendiğidir. Bu fayın dikey atılımlı olduğu ve çökme şeklinde olacağı söyleniyor. Pek çok depremin olacağını önceden söyleyen ve söyledikleri hemen hemen çıkan deprem uzmanı Ahmet Ercan bu konuda hayli iddialı konuşuyor.
Depremden kaçış yok. Umarız beklenen bu deprem ilimizi ve ilçemizi (elbette ki tüm ülkemizi) çok fazla etkilemez. Ama biz gene de her türlü tedbirimizi almak zorundayız. Yaşanabilecek böylesine bir felakete karşı hem vatandaş olarak hem de ilçemizi yöneticilerinin alması gereken tedbirler var. Vatandaşlar olarak, imkanlarımız ölçüsünde daha sağlam binalar yapmak ve bu binalarda oturmak zorundayız. Deprem anında ve sonrasında yapmamız gerekenler konusunda eğitimli olmalıyız ve paniğe kapılmadan sıkıntıyı atlatmayı öğrenmeliyiz.
Burada en büyük iş yerel yönetimlere ve onların yöneticilerine düşmektedir. Yerel yöneticiler, deprem sonrası vatandaşlarının mağdur olmaması için her türlü tedbiri şimdiden hazırlamak zorundadırlar. Özellikle 1. Derecede deprem bölgesi olan Buldan’da çok katlı binaların yapılması engellenmeli, eğer yapılacaksa da çok sıkı bir denetimle yapılması sağlanmalıdır. İnşaatlar her ne kadar yapı denetim firmaları tarafından denetleniyorsa da belediye ayrıca kendi denetimini uzmanlar vasıtasıyla yapmalıdır.
Arama kurtarma faaliyetlerinin aksamaması için trafiğin açık tutulması adına yol kenarlarına park edilen araçların, yol kenarlarına değil, oluşturulacak otoparklara park etmesinin zemini şimdiden hazırlanmalıdır. Artçı depremler ile hasarlı binaların vatandaşların üstüne yıkılmaması için vatandaşların toplanabilecekleri alanların oluşturulması, açıkta kalan vatandaşların barınabileceği çadırların kurulacağı geniş alanların yaratılması yerel yöneticilerin sorumluluğundadır.
Deprem sonrası kalıcı konutların yapılmasına kadar kalınacak çadırların kurulacağı alanlar şehrin içinde ve elektrik ve su hizmetine rahatlıkla ulaşabilecek yerlerde olmalıdır. Elbette tuvalet ve atık suların gidebileceği kanalizasyona da yakın olmalıdır.
Buldan’da belediyemizin böyle bir çalışması var mıdır, bilmiyoruz. Varsa da duymadık. Böyle bir alan varsa bir an önce tüm vatandaşların bilgisine sunulmalıdır. Eski bir yerleşim birimi olan ilçemizde geniş bir alan sıkıntısı olduğu da bir gerçek. Bu nedenle halen var olan bazı açık alanların yapılaşmaya izin verilmeden bu tür felaket günlerine hazır tutulması gerekir diye düşünüyoruz.
Gelip bursa mahallesindeki yollara bir bakın yayalar bile zor yürüyor