Topdamı ile Tekke bölgesi arasındaki Kızılgedik mevkiinde evi bulunan Küçükler ailesinden Naz Abdullah, Daha önce Gülalan Köyünün mezrasında çadır içinde yaşarmış. Hayvancılıkla geçinirmiş. Zamanla keçilerini satarak kazandığı parayla Tekke bölgesinden, Tekke ile Topdamı arasındaki bölgeden yirmi kadar bağ, bahçe, tarla satın almış. Bu bölgeye göçtükten sonra da hem hayvancılık yapmış hem tarım yapmış. Hayvancılıktan o kadar çok para kazanmış ki üç gaz yağı tenekesi altın biriktirdiği hala dillerde de söylenir. Ama öldükten sonra karısı yokluk içinde ölmüş çocukları yokluk içindedir.
Naz Abdullah (1329-1913/2000) şehirdeki arkadaşlarından Hacı Musa (1902-1992) ile berber Hacı Mustafa’yı “falan gün gelin, size bir oğlak keseyim, oğlak kavurması yedireyim” diyerek davet etmiş. Vaad edilen günden bir gün önce Naz Abdullah semiz bir oğlak kesmiş çatının omurgasındaki demir kancaya asmış. Sabahleyin erkenden karısı Hanım Ayşe teyze sağdığı keçi sütünden bir koca bakraç yoğurt hazırlamış. Öğleden sonra iki arkadaş Naz Abdullah’ın evine gitmişler Hanım Ayşe teyze sofrayı hazırlamış oğlak kavurmasını, yoğurdu sininin üstüne yerleştirmiş. Üç arkadaş sofraya oturmuşlar. Sininin üzerinde bir tepsi ciğer kavurmalı tereyağlı pilav, bir kuşaniye oğlak kavurması, sarı kaymaklı bir bakraç yoğurt. Sininin üzerinde yenecek ne varsa yemişler silmişler süpürmüşler. Bir taraftan da güzel bir sohbet çıkarmışlar berber Hacı Mustafa çok sıcak olan oğlak kavurmasından bir kaşık yerken Hacı Musaoğlu üç kaşık yermiş. Bu durum Berber Hacı Mustafa’nın dikkatini çekmiş, ama sofrada bir şey diyememiş. Naz Abdullah’ın yanından şehre dönerlerken yolda berber Hacı Mustafa arkadaşı Hacı Musaoğlu’na “sofrada ben bir kaşık sıcak kavurmayı zoraki yediğim halde nasıl oluyor da sen üç kaşık sıcak kavurmayı rahat rahat yedin?” Hacı Musaoğlu kıs kıs gülerek olayın sırrını şöyle açıklamış: “İyenağa sıcak kavurma yerken önce kavurma yersen ağzın yanar. Kavurmayı ağzın içinde çevirip durursun. Ama önce yoğurt yer sonra kavurmayı yersen ağzın yanmaz, diğer kişilerden daha fazla kavurma yeme şansın olur!” demiş.
Kaynakça:
Halil Çomuk -1940