Seyreklerin bu yiğit evladı genç yaşta evlenir. Çok geçmeden bir oğlu olur. Adını Habip koyarlar. Hebil Dedenin adıdır.Daha evlat sevgisini tadamadan “elverir” askerliğine gider.
O yıllarda devletin asker ihtiyacı çok fazladır. Üstelik nüfus kayıtları da düzenli olarak tutulmuş değildir. Askere alma mevsimi geldiğinde şehrin delikanlıları yeni yetmeler dahil askerlik şubesinde toplanırlar; komutan askerlik yapmaya elverişli olanları ayırır askere alırdı.
Gök Mehmet de akranları ile birlikte sıraya girer. Sıra kendisine geldiğinde komutan kendisine şöyle bir bakar . “ elverir, elverir” der. Gök Mehmet yaşı küçük olmasına rağmen güçlü kuvvetli, heybetli biridir.Bu nedenle elverir askerliğine gider.
Acemilik eğitiminden sonra ilk durak Galiçya cephesidir. Gök Mehmet’in okuma yazması yoktur. Ne var ki zeki, becerikli, cesur ve güçlü kuvvetli biridir. Bu nedenle onbaşı rütbesi alır.
Savaşta çok başarılıdır. Korkusuz biridir.Hücum borusu çalındığında ya da hücum emri verildiğinde siperden ilk fırlayan her zaman odur.Ufak tefek yaralar alsa da cepheden geriye gönderilmeyi kabul etmez.Bütün bu nedenlerle “Kahramanlık Madalyası” ile taltif edilir.
Yine Galiçya cephesinde göğüs göğüse çarpışmaların birinde bu kez çok ağır bir yara alır. Yugoslavya’da bir hastanede uzun zaman tedavi görür.Burada kendisine özenle bakan bir Boşnak hemşireye hastaneden ayrılırken bu kahramanlık madalyasını armağan eder.Bu belki de kısa süren bir gönül meselesi olabilir ama bu durum hiçbir zaman tam olarak açıklığa kavuşmuş değildir.
Taburcu olduğunda Galiçya Cephesi bozulmuştur. Ordunun sağ kalan unsurları Çanakkale’de toplanmaktadır. Çanakkale’ye varıldığında ordu yeni duruma göre yeniden organize edilmektedir.Çok sayıda istihkam askerine gereksinim vardır.Çünkü acilen siperler kazılacaktır.Kazılan siperler tahkim edilecektir.Bu nedenle eli keser tutan kim varsa istihkam askeri yapılmaktadır.
Gök Mehmet’in bölüğü Çanakkale’ye vardığında komutan askerleri toplar: “Marangozluk bilen, eli keser tutan kim varsa üç adım öne çıksın der.Askere gitmeden önce bir miktar bu işlerle ilgilenen Mehmet onbaşı hemen üç adım öne çıkar.Diğer öne çıkanlarla birlikte istihkam bölüğüne giderler.Daha sonra bir gün komutan: “Oğlum Mehmet sen bu işi yapmamışsın ama yaparlarken görmüşsün” demiştir.
Çanakkale savaşları bütün acımasızlığı ile sürmektedir. İstihkam bölüğünün birinci takımı görev emri alır.Hava kararır kararmaz takım cephenin en önüne gidecek yeni bir siper kazacaktır.Bölük komutanı giderlerken takım komutanı ve askerlere sıkı sıkıya tembih eder.Gece yarısından sonra işiniz bitince mutlaka bölüğe geri dönün. Orada kalmayın der.Takım hava kararırken yola çıkar.Gece yarısından sonra çalışma biter.İnsanüstü bir güçle çalışan takımda hiç kimsenin parmağını kıpırdatacak mecali kalmaz.Olduğu yerde yığılır kalırlar.
Mehmet Onbaşı, Bölük komutanının sözlerini duymuştur. Birden karar verir. Bölüğüne geri dönecektir.Ama tek başına nöbetçileri geçmesi imkansızdır.Aklına bir fikir gelir.Orada bulduğu bir sigara paketinin kabını yırtar, cebine koyar.O yıllarda üretilen “milli” sigarasının üstünde o zamanki eski yazıyla yazılar vardır.
İlk nöbetçi : “Dur, kimsin? Nereye gidiyorsun?” diye sorar. Mehmet Onbaşı: “İstihkam bölüğündenim. Takım Komutanımın postasıyım.Yapılan işleri Bölük Komutanına haber vereceğim, işte yazılı emir” der ve cebinden çıkardığı sigara paketinin kabını nöbetçiye gösterir.Zaten her taraf zifiri karanlıktır; üstelik nöbetçinin okuma yazması da yoktur.Yazılı bir kağıt gören nöbetçi Mehmet Onbaşının geçmesine izin verir.Böylece oradan geçmeyi başarır.İlk nöbetçi geçildiğinde diğer nöbetçileri geçmek nispeten daha kolaydır.Sonunda sabaha karşı bölüğüne gelir ve uykuya dalar.
Ertesi sabah bir asker gelir, kendisini uyandırır ve Bölük Komutanının kendisini çağırdığını söyler. Komutan sorar: “Mehmet oğlum sen nasıl oldu kurtuldun?” der.Mehmet Onbaşı olanları anlatır.Meğer o sabah şafakla beraber düşman topçusunun açtığı ateş sonucu İstihkam Bölüğünün birinci takımı olduğu gibi şehit olmuştur.Mehmet Onbaşı dışında tümü vatan için canlarını feda etmişlerdir.
Mehmet Onbaşı İstihkam Bölüğünün Birinci takımının hayatta kalan tek askeridir.Kısa zamanda başka bölüklerden yapılan takviyelerle birinci takım yeniden oluşturulur.Çanakkale savaşı süngü muharebeleriyle sürüp gitmektedir.
DEVAM EDECEK
DENİZ SEYREK TÜTÜNCÜBAŞI