Bilindiği üzere Allahütaala hazretleri insanları da kendisine ibadet de bulunması için yaratmıştır. Bu hususu şu ayette görüyoruz.’ Ben cinler ide, insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.’ Zariyat suresi ayet 56
Bu kutsal vazife ile birlikte onun rızasına muvafık amelleri yaptırmamak hatta Allaha iman ettirmemek, süfli işler yaptırmak, behimi duygularını harekete geçirmek hususunda nefis ve şeytan diye iki kuvvet vardır. Bu iki kuvvet ise bizim için hakiki bir düşmandır. Nitekim bu husus Kuranı Kerim ve hadisi şerif’de açıkça beyan buyrulmuştur. ‘Muhakkak nefis, olanca şiddetiyle daima kötülüğü emredendir.’ Yusuf suresi ayet 53 ‘ Senin düşmanlarının en düşmanı, en şiddetlisi senin iki tarafın arasında bulunan nefsindir.’ Hadisi Şerif Yukarıya mealini yazdığım ayeti kerime ve hadisi şerife göre nefis bizim için hakiki ve gerçek bir düşmandır. Binaenaleyh bu düşmanın faaliyeti iki yönden olmaktadır.
1-İSTEK VE ARZULARI
2-EMİRLERİ
İSTEK VE ARZULARI: Bunlar dinimizce haram olarak beyan edilmiş olan şeylerdir ki bu gibi şeylerin yapılmasını ister.
EMİRLERİ: Bunlarda dinimizce yapılması emr olunan şeylerdir. Binaenaleyh bu gibi şeylerin yapılmamasını emreder. Namaz kılmak, Oruç tutmak, Zekât vermek gibi işte bu yazımızda bu düşmanın istek ve emirlerinden olan hususlardan bazılarını izah ederek Müslüman kardeşlerime faydalı olmaya çalışacağım.
1-NEFSİN EMİR VE İSTEKLERİ
Ahiret gününe inanmak dinimizin temel esaslarından biri olduğu halde nefsi emare ahiret gününe yani öldükten sonra dirilmeye, hesaba cennet ve cehenneme inanmamayı emreder.
2- Allaha ibadet yaratılmamızın başta gelen gayesi olduğu halde nefis Allaha karşı olan kulluk görevimizi yani ibadetütaatte bulunmamak lığımızı emreder.
3-Peygamberlere inanmak ve Peygamber efendimizin yolundan gitmek onun ahlakıyla ahlaklanmak bizim için başta gelen vazife olduğu halde nefsimiz bilakis kendisinin arzusu istikametinde gitmekliğimizi emreder.
4-İnsanların birbirlerine dinin ve aklın güzel gördüğü hususları söylemesi yaptığı fena bir işi yaptırmamak hususunda eliyle, diliyle çalışması dinimizin emerlerinden olduğu halde nefsimiz bilakis maruf yerine münkeri, hayır yerine şerri söylemememizi ve yapmamızı emreder.
5-Benlik ( kendini üstün görme) kibir, haset, kin gibi haller dinimizce gayet çirkin ve insanın helakine birer sebep olarak beyan edildiği halde nefis bu gibi çirkin vasıflarla muttasıf olmamızı arzu eder ki böylece ilahi azaba maruz kalalım.
6-Dinimiz zina gibi gayet çirkin bir işi yapmak değil ona yaklaşmamaklığımızı emir buyurduğu halde (İsra suresi ayet 32) nefis ise bütün gücüyle âdemoğlunu bu günahı kebireyi işlemekliğini arzu eder.
7-Ticaret ve sanatla iştigal etmek dinimizin emri olup daima hakkaniyet üzere bulunmak, ticaret ve sanatımızın Allaha karşı kulluk vazifemize engel olmaması, hırs ve tamahkârlıktan kaçınmamız Allah ve resulünün emri olduğu halde ticaretimizde hileye, ihtikâra, ihtirasa kapılarak muhtekir ve muhteris bir insan olmamız nefsimizin arzusunun bir neticesidir.
Azizi okuyucu doğumumuzdan ölümümüze kadar bizden ayrılmayan ve daima bizi felaket ve dalalet çukuruna sevk eden nefsimizin bize karşı olan durumundan bir nebze izah etmiş bulunuyorum. Bu nefsi emmariya karşı aklımız ve irademizle mücadele edelim ki onun tasallutundan kurtulup nefsi mutmeinneye çıkalım ve rabbimizin şu hitabına muhatap olalım.
EY İTMİNANE ERMİŞ RUH DÖN RABBİNE, SEN OLDAN RAZI, O SENDEN RAZI OLARAK HAYDİ GİR KULLARININ İÇİNE, GİR CENNETİME –FECR SURESİ AYET 27 -30
13- 07- 2015