-Portakal aldım Hasan’dan, ölüp gitterim tasamdan, diye kendine göre yaptığı şarkıyı söyleye söyleye, elindeki tespihi sallaya sallaya girdi geldi Moramıdın Kahvesine Guzuların Fehmi. Bugün neşesi yerindeydi. Günlerden Perşembe, vakit öğleden sonraydı. Pazardan dönülmüş, kahvedekiler ikindi vakti çaylar eşliğinde muhabbet ediyordu.
- Kaça aldın portakalı, diye sordu Camızların Duran, Guzuların Fehmi’ye. Guzuların Fehmi hemen cevap verdi.
-Üç okka beş dedile emme, ben dööt okka beşe veeceseniz öğle alcem dedim, eh dedile, dööt okka beşden aldım abe.
- Ben beş okkasını beşden aldım hey akıdeş, diye girdi lafa Ekdilerin Hilmi, bıyık altından gülerek. Her aldığını ucuza almasıyla övünürdü.
- Senin aldığın portakalı ben biliyom, govsak govsakdır o. Suyu bilen çıkmaz, diye söylendi Guzuların Fehmi.
- Hıı, sen öğle de gari, Gökçelerin Yılmaz’ın başının üsdüne gooduğu portakaldan dı böğün aldığım portakal, dedi Ekdilerin Hilmi.
Muhabbet çıkmaya başlıyordu artık. Hemen atıldı Camızların Duran,
-Nasıl oluyo üle Gökçelerin Yılmaz’ın başının üsdüne gooduğu portakal.
- Üle akıdeş siz duymadınız mı, ben size annadıverem de dinlen diye başladı söze Ekdilerin Hilmi.
- Biz evelhoota ava gittik akıdeşlelen. Gartal Sali abeylen, Gökçelerin Yılmaz abey de vaa gari yanımızda. Yaylaya gittik. Gaanımız acıkdı. Gölün adasına gada vaadık, açdık çıkınları. Yumurta, kumpir gaynatması, peynir, tomet derken accık da şarap içiveedik. Epey de içiveemişsik haa. Neyse epey bi vakit geçdi. Gartal Sali abe, Gökçelerin Yılmaz’a seslendi. “Yılmaz” dedi. “Hu portakala al, başının üsdüne goy, gaaşıdaki çam ağacına gada git” dedi. “Eh abe giden” dedi oncaz da.
Yılmaz abe giddi çamın dibine portakalı godu başının üsdüne dineldi. Gartal Sali, tek gırma tüfeğini çıkaadı, doğrulttu bunun üsdüne, aklı sıra tüfeklen portakalı vurcek. Üle durun etmen, eğlemen deyoz emme ne deyyo biliyomun Gartal Sali, Yılmaz Efe’ye. “ Yılmaz akıdeş gözünü yum, gözcezine saçma gaçmasın emi akıdeş” deye sesleniyo.
Üle bi sıkı çekse adamcık ölcek gidcek, bizim Gartal Sali Yılmaz Efe’ye “Gözünü yum da saçma gaçmasın” debba. Güle güle öldük, elinden tüfeği zorlanlara aldık galan.