- İşimiz gücümüz hile hurda oldu galan, diye pofulduyordu Gıymıkların Kadir, yanında oturan Çömenlerin Fehmi’ye. Muhabbetin konusu bozuk gıdalardı Moramıdın Kahvesinde. Haberlerde hileli gıda ürünlerinin görenler birbirlerini dürtüyor- Bak, bak sütsüz yoğurt bilen yapmışlar, seedeyağın içine kumpir gaynatması gatıp garışdırmışla- diye söyleniyorlardı.
- Akıdeş biz savaşda bile hile yaparız, diye söze girdi Dedelerin Galip. “Bizim o yanda iki akıdeş va. İkisinin de adı Ali. Gavye gidiyoola kahet oynumaya. Birisi kahet garışdırırken hile yapıyo, biri de sayıları yazarken hile yapıyo. Emme ikisi de birbirlerinin nişlediğini biliyo. İkisi de üçkâğıtçı emme oyun sonunda bi govgaya tutuşuyola sen göösen acık gurculeyveesen oyunları garagolda bitcek sankim. Ertesi gün bi bakıyon gine oturmuşla kahet oynebbala.
Çayları getirdi Halilİbram. Gıymıkların Kadir derin bir yudumu çekti.
- Senin çaylarda hile hurda yok demi üle Halilİbram, dedi. Böyle şakaları sevmezdi Halilİbram, hemen cevapladı yüksek sesle.
- Bene bak, naf isdime edebinnen dur. Ben böğüne gada en iyi çayı alırın, hemi de en bahalısından. Gerçi senin gibilere layık değil ya neyse, adam gıtlığından adam olmuşsunuz memlikette.
Araya girip ortalığı yumuşatmaya çalışn Çömenlerin Fehmi usul usul başladı anlatmaya.
- Bi zamanla duydunuzmu bilmiyom emme, Yuka bucakda gaynaşık bi Şakir vaadı. Adam sankim şeytandan on beş gün önce doğmuş. Ayın oyun laf gura, alışverişleri hep hile hurda. Bu bi yon esrar işi yapan demiş. Bizim yoz kiremitleri almışla garısınnan ikisi başlamışla hovanda dövmeye. Epey dövmüşle toobulara gatmışla. Doğru Denizli’ye alıkgitmiş. Orda birisinnen buluşmuşla. Garanlıkda sinnenmişle. Adam buna bi tomar para veemiş, bu da elindki toobayı veemiş. Hemen tüymüş bu. Sabaalan elindeki paralardan garısına veemiş “Git garı, bakkala, çakala, kasaba nereye boocumuz vaasa ödege, hem dönüşde bene bi kilo civaraylan, bi galon Derdalan şarabı alıve ge. Deedimiz tasamız galmasın, fakirliğe tööbe edelim gari” demiş.
Gadıncık hemen baazara enmiş, veemiş parayı bakkala. Bakkal zaten şaşırmış, bi garıya bakmış bi paraya bakmış, “Aa yengem batakçılığınızı biliyoz da bi de sahde para mı basıbbasınız galan” deyesiye gada anlamış gadıncık. Ordan kasaba gitmiş, -bi aaka bacak çekive bakam- demiş. Kasap da şaşkın şaşkın bakmış gadının suratına. – Hemen git hurdan garagola şikayet ederin sene- deyesiye gada goşdura goşdura eve vaamış, etrafta galan giden kiremitleri Gaynaşık Şakir’in başına fıydırı fıydırıveemiş.