Tosun Ali Bey ya da bazılarının deyişiyle Tosunun Ali Bey. Aslında Buldan’da Bey sözü çok nadir kullanılır. Genellikle lakap ya da hangi sülaleden geliyorsa onunla birlikte anılır. Zeher Ali ya da Kellerin Güler gibi. Bazen de Halil Ağa, Mehmet Ağa gibi ağa sözü kullanılır.
Buldan’dan iki Bey çıkmıştır. Biri ünlü Buldan Belediye Başkanı Talat Tarakçı diğeri de onun kardeşi Ragup (Ragıp) Tarakçı. Talat Bey denirdi. Ragıp Bey. Bunlara bir de Tosun Ali Bey’i ekleyebiliriz. Ne demişler yiğit namıyla anılır.
Tosun Ali Bey çok renkli kişiliği olan biriydi. Karşıyaka mahallesinde köprüyü geçince Bulgaryalının evi ile Karşıyaka kahvesinin arasındaki sokaktan geçilerek gidilen Çakır Aliler sokağında otururdu. Renkli kişiliğine ilişkin anekdotlar günümüze kadar gelmiştir; halen anlatılır.
Tosun Ali Bey bir gün damadıyla birlikte Denizli’ye gider. Acıktıklarında tabelasında “Bizim Köfteci” yazan bir yere girip yemek yerlerken Göbekli İbrahim bunları görür. İçeriye girer. Yandaki masaya oturur. Tosun Ali Bey : “Bizim köftecinin köfteleri çok lezzetlidir. İyice karnını doyur . Afiyet olsun” der. Göbekli bunu yanlış anlar yemeye koyulur. Bu arada Tosun Ali Bey ve damadı yemeklerini bitirerek köfteciden ayrılır. Göbekli ne var ne yok yiyip, patlayıncaya kadar doyduktan sonra tam çıkarken, köfteci : Hemşerim dur bakalım, hesabı ödemeden nereye?” der. Göbekli: “ Burası Tosun Ali Bey’in yeri değil mi? Bana ‘burası Bizim Köfteci’ demişti de” der. Durum anlaşılmıştır. Göbekli hesabı öder ve oradan ayrılır. Tosun Ali Bey’in kendisine bir kelime oyunu yaptığını anlar. Buldan’a döndüğünde “Ali Bey yaktın beni, Bizim Köfteci meğer bizim değilmiş” der.
Buldan’da araba mı var. Tek tük. Tosun Ali Bey bir araba satın alır. İncekara Süleyman da şoförüdür. Arabayı sürerken bir ara birden aracın direksiyonu elde kalır. Şoför derhal frene basarak aracı durdurur. Ali Bey ne olduğunu sorar. İncekara Süleyman “ Dümeni çıktı” der. Tosun Ali Bey: “ Sür, Ali Bey dümen istemez” der. Bu olaydan sonra Tosun Ali Bey bir zaman ‘Dümen İstemez Ali Bey’ olarak da anılır.
İlk gençliğinde, yokluk yıllarıdır. Dokumacılık para etmemektedir. Ovaya pamuk çapasına gider. İşçiler sırayla su doldurmaya gitmektedir. O gün sıra Tosun Ali Bey’ dedir. Ali Bey suya gider. Menderes’in kıyısında birazcık uzanayım der. Uyur kalır. İşçiler susuzluktan kırılır. Uyandığında akşam olmak üzeredir. Acele suyu doldurup geriye döner. Kendisine neden bu kadar geç kaldığını sorarlar. Ali Bey: “ Menderes kırk yılda bir gün akmazmış. O da bana rastladı. Oturup suyun gelmesini bekledim” demiş.
Renkli kişiliği, espirili sözleri, keskin zekasıyla anılarda yaşayan Tosun Ali Bey’i rahmetle anıyoruz. Işıklar içinde olsun.