Sülüsünü almak için askerlik şubesine giden Bayraktar Aliksan’a sivil memur Mehmet Salih Başdağ rahmetli “ Bak evlat! Bornova Hacılar Kırı’ndaki topçu tugayı hafif tabura askerliğin çıkmış. O taburun komutanı Tankut yüzbaşı Buldanlı bir ailenin kızıyla evlidir. Yani Buldanlıların eniştesi sayılır. Aile uzun süre önce Buldan’dan Sarayköy’e göç etmiş. Evin oğlu Sarayköy’lü bir kızla evlenmiş. Bunların büyük kızıyla Tankut Yüzbaşı evlenmiş. İşte bahsettiğim ailenin damadı bu komutan Kendini bir şekilde komutana tanıt, askerliğini rahat geçir, uyanık ol!”
Acemileri tadat alanında toplamışlar. Herkese tek tek ne iş yaptıklarını soruyorlarmış. Sıra Güneyli Aliksan’a gelmiş ve bir adım öne çıkmış. “ Nüfustaki adım Osman Ay. Ama herkes bana Bayraktar Aliksan der mesleğimden dolayı. Baba tarafından Buldanlı, ana tarafından Sarayköylüyüm.” Yüzbaşı Tankut :” Anladık Denizlili olduğunu da bayraktar ne iş yapar ?” “Bizim oralarda her işin en iyisini yapanlara derler komutanım!”
İlk görevlendirmeyi hemen başlatmış komutanı. 15 gün tuvalet temizleme işi! Yanlışlık oldu herhalde diye düşünmüş Bayraktar. Bu iş bitince mutfakta 15 gün soğan patates soyma işi! Arkasından karavana taşıma, garajda araba yıkama işleri, gecelere denk gelen nöbetler. Bayraktarın feleği şaşırmış. “ Bu işlerde bir hata var, isimler karışıyor herhalde. Bunu bir şekilde öğrenmem lazım.”
Bir süre sonra çay ocağında çalışmaya başlamış. Çay getirip götürürken, yazıyla tanışıp arkadaş olmuş. “ Tertip! Tankut yüzbaşıyla hemşehri sayılırım hanımı tarafından. Bu durumu kendisi de biliyor ama bana sürekli ceza verir gibi ağır işlere koşuyor” “ Sen bilmiyorsun herhalde .Komutan hanımıyla geçimsiz.Kayınvalidesi sürekli huzursuzluk yaratıyormuş. Kızı da anasının ağzına bakıyormuş. Bu yüzden komutan kayınvalidesinin memleketini ve hemşehrilerini de sevmiyor”
İşin içinde işi olduğunu geç de olsa anlayan Bayraktar,komutanına çay servisi yaparken, onu makamında kimse yokken denk getirmiş. “Komutanım ben bayraktar Osman. “ Seni özellikle iyi tanıyorum. Ne diyeceksen çabuk söyle!” “ Ben baba tarafından Buldanlı, ana tarafından Güneyliyim. Sarayköy ile bir alakam yoktur. İlk günün heyecanıyla dilim sürçtü, yanlış söylemişim.” “Baştan doğru söylesene be evlat! Bu kadar ağır işlerde çalışmazdın boş yere. Benim kayınpeder Buldanlıdır..Kendisi muhterem bir insandır, saygı duyarım ama o kayınvalide yok mu illallah! Sana gereksiz yere ceza vermişim. Şimdi benden sana bir hafta kafa izni. Yalnız bir şartım var.Teğmen Sedat söyledi.Komşularımızı en güzel sen sayıyormuşsun derste.” Derhal komutanım! Alt yanımızda Akbaşlar, şekerciler. Ubay amca, Fadime nine üst yanımızda. Karşımızda da Yalabıklar, Iraz nine oturuyor! Deyince keyfi gelen komutan “ Osman! Komşularını da özlemişin besbelli, hemen Buldan’ın yolunu tut.”